Hasan KORKMAZ
Hiç kendimizi anlatamadık. Ya da anlattık da biz bize, kendimize. Bizimkiler yazdı biz okuduk, yazdıklarımızı da bizimkiler okuyor. Mücadelemiz biliniyor ama bir takım hassasiyetlerimiz dışında bu kutlu kavganın ne için verildiği, şartları bilinmiyor.
Ülkücü Hareket din, devlet, millet, bayrak için kandan irinden deryaları geçti, kızıl emperyalizme geçit vermedi ama kendini anlatamadı. Kutlu yolun çileli gençlerini solun kotarılmış gençleri ile bir tuttu halk, bir sokak mücadelesi gibi gördü.
Mücadelemizin safhalarını anlatan hatıralarını okuduk, gurur duyduk, heyecanlandık, hüzünlendik ama hep biz, kendi içimizde…
***
Bir insana parti propagandası yapmanın vereceği sonuçlar çok kısıtlıdır. Karakteri yıllar içinde oluşmuş bir kişiye kendinizi ne kadar anlatırsanız anlatın, partiniz için ne kadar oy isterseniz isteyin önyargıları aşmak çok zordur.
Ülkücülerin vermiş olduğu mücadele, çektikleri çileler, kan tükürüp kızılcık şerbeti içtim diyen anlayış toplum tarafından maalesef ham bir kavga olarak görülmüştür.
Yıllar yılı önce edebiyat âleminde sonrasında ise medya ve şov dünyasında köşe başlarını ele geçiren kökü dışardaki devşirme beyinler ülkücü imajını mafya ile özdeşleştirmişlerdir. Toplumun bazı kesimlerinde ise MHP varoş partisi olarak algılanmaktadır. Hiç şüphesiz bu düşünceleri değiştirmek imkânsız olmasa da kesif bir emek ister. Münevver bir Türk Milliyetçisi her fırsatta üzerine düşen vazifeyi ifa etmeli, yaftaları yırtıp atmanın yollarını aramalıdır.
***
Kafes, Lütfü Şehsuvaroğlu’nun eserinin Bektaş Topaloğlu tarafından senaryolaştırılmış. Popüler aktör ve aktrislerin rol aldığı film oldukça başarılı çekilmiş. Hiçbir falsonun olmadığı film günümüzün tekniği ile beyaz perdede gösterilecek hale gelmiş.
Dönem filmi olmasına rağmen ülkücü hareketin bugününe de ışık veren film gerçek bir emekle 150 salonda birden gösterime girdi. Filme yönelik blokaj çabaları yurdun dört bir tarafındaki ülkücülerin kararlı tavrı sayesinde kırıldı. Filmi izlemeyi ve izletmeyi vazife telakki eden ülkücü hareketin mensupları daha ilk günden salonları doldurarak müthiş bir imtihan verdiler. Birçok salonda kapalı gişe gösterilen KAFES daha önce nazlanan salonların ticari kaygılarla filmi göstermek için dağıtımcı firmanın kapısını çalmaları gerçek bir başarıdır.
Kafes öyle bir heyecan dalgası oluşturdu ki ülkücü camianın bu tür yapımlara olan susamışlığını herkes gördü. Artık ülkücüler bu alanda bir piyasadır ve talep de arzı doğuracaktır. Bu meyanda film için mensuplarını seferber eden teşkilatlara, her platformda KAFES’i gündeme getiren gruplara – mesela Ülkücü Göztepeliler- teşekkür etmek gerekir.
Artık her ülkücüye düşen çevresini bu filmi izlemeye yönlendirmektir. Çevrenizi KAFES’leyin ki hem ülkücü harekete vurulmak istenen zincirler kırılsın hem de bizi tanımamaktan dolayı uzak duran kitleler bizim derdimizi anlasın.