Dr. HÜSEYİN YENİÇERİ
Necip Fazıl’ın en çok sevdiğim dörtlüğü, Sakarya Türküsü’nde söyediği şu parçadır:
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat:
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat
Olukların çift olduğu bir gerçek. İçinden akan da şaire göre nur ve kir. Nur, kuşkusuz İslam’ı, kir de öteki inançları temsil etmektedir. Ben daha yerli ve daha milli, hatta biraz da siyasi bir anlam yüklerim hep bu nur ve kire.
Bana göre “nur”, İslamı da içine alan Türk kültürüdür. Kir de daha çok Batı kültür ve inancıdır.
Türkiye’de okurlar ve yazarlar genellikle iki kaynaktan beslenir. Bize göre değerli olan Türk kültüründen beslenmektir. Türk milliyetçilerini Türk kültürü beslediği için onların ülkemizin yarınları ile ilgili olarak söyledikleri hep bizim hayrımıza olmuştur, olmaktadır.
İkinci kaynak Batı kültürüdür. Özü Hristiyanlık olan Batı’dan kaynaklanan bütün düşünce ve ülküler, bizim değerlerimizle çelişmektedir. Onların söylediklerinde de hep şer vardır. Şu izmlere bir bakın. 12 Eylül öncesinin sağ-sol olaylarını bu izmler doğurmuş, ülkemizi kana boğmuştur.
Olaya siyasal açıdan baktığımızda da şunu görüyoruz: Batı’yı ölçü olarak alan aydınlar yıllar yılı CHP’de birikmişken 7 Haziran seçimlerinde rahatlıkla HDP’ye oy verebilmişler, hatta belki 1 Kasım seçimlerinde de vereceklerdir. Neden kendi patilerini bırakıp HDP’nin arkasına kolaylıkla takılabiliyorlar? Bunun bir nedenini herkes biliyor: Erdoğan’ın siyasi hayatımıza bir kabus gibi çöken gölgesini ortadan kaldırmak. Taktik bakımından bu takılma sonuç da vermiştir. Ancak çok kişinin anlam veremediği bir durum daha vardır, o da CHP de soldur, HDP de soldur gerçeğidir. Ve iki parti de Batı kültüründen beslenmektedir. O yüzden geçiş kolay olmaktadır. Ertuğrul Kürkçü’nün, S. Süreyya Önder’in, Figen Yüksekdağ’ın, Aziz Pir’in HDP’de ne işi vardır sorusunun karşılığı belirttiğimiz bu gerçektir. Öte yandan bazı CHP milletvekillerinin HDP ile kol kola olması da bu gerçeğin bir sonucudur.
AKP ise bir parti değildir bir projedir. Bu proje 13 yıl boyunca Türk kültürünü bulandırmış, törpülemiş, yok etmeye kalkışmış; zaman zaman siyasi İslam’a yaslanmış, çoklukla da Batı kültürünün bizi yer yüzünden silmeyi tasarlayan düşünürlerinin taktiklerini uygulamıştır. Şimdi Batı’da en çok konuşulan bazı taktisyenlerinin AKP’ye nasıl yol gösterdiklerine bir bakalım:
“Yapılması gereken Atatürk’ün hem din, hem de Kürt düşmanı olduğu fikrini yaymaktır.” Kurt Ziemke. AKP, bunu yapmış mıdır? -Hem de nasıl?!..
“Türkiye, Atatürk’ün mirasını reddetmelidir.” Samuel Huntington. Atatürk’ü AKP inkar etmeye kalkışmış mıdır? -Hem de adını bile ağızlarına almamışlardır.
“Atatürkçülük öldü, nurcular ileri!..” Paul Henze. AKP, 12 yıl boyunca Nurcuların her istediğini vermiş midir? -Hem de parsel parsel…
“Kemalizme son verin, Osmanlıyla övünün.” Graham Fuller. AKP 13 yıl boyunca Türkçe yerine Osmanlıca niçin demektedir, Erdoğan’ın saray tutkusu kime özenmesinden kaynaklanmaktadır, Osmanlı Ocaklarını kim kurmuştur, Osmanlıspor neyin nesidir, Osmanlı torunu yazan tişörtler, çocuklara niçin giydirilmektedir?
Oluklar çifttir, evet birinden nur akmaktadır. Ve nur Türk kültürüdür. Türk kültürünün doğurduğu parti de MHP’dir. Türk milliyetçilerinin ülkenin birliği ve bütünlüğü için MHP demelerinin altında yatan gerçek budur.