Hanefi BOSTAN
On üç yıldan beri devam eden AKP hükümetleri uyguladıkları ekonomik politikalar sonucu memurları perişan ederek zekâta muhtaç hale getirdiler. Bununla yetinmeyen son AKP hükümeti zalimliğini daha da artırarak memura enflasyon farkı vermemek için Haziran ayı enflasyonunu -%0.51 olarak açıkladı. Ramazan’ın olduğu bir ayda enflasyonun eksi rakamlara düşmesi mümkün mü?
Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi’nin yaptığı hesaplamaya göre; geçen yıla göre oruç açmanın maliyeti % 14,7 oranında yükseldi. Resmi rakamlara göre dahi bir yıllık enflasyon % 8,09 olmasına rağmen Ramazan enflasyonu % 14,7 oldu. Aynı yiyeceklerle iftar edebilmemiz için geçen yıla göre 147 lira daha fazla para harcamak zorundayız ama bu yıl memur maaşları ortalama 65 lira arttı. Yani iki Ramazan arasında memurun zararı aylık 82 lira oldu. Düşük maaş alan memurlarımız açısından bu zarar aylık 100 lirayı aşmaktadır. 2015 yılının Mayıs ayına kadar %2,3 olan enflasyon farkı Haziran ayında TÜİK’in hesap oyunlarıyla %1,76’ya düşürüldü. Daha doğrusu çalışanlarımızın alım gücünün korunması açısından hiç olmazsa bir can simidi olarak görülen enflasyon farkı iç edildi. Bu duruma göre Hükümet memurun alması gereken 225 TL’sini gasp etti.
Buna göre Temmuz ayında memur ve emekli maaşlarına %1,76 enflasyon ödemesi yapıldıktan sonra yılın ikinci yarısı için öngörülen %3’lük maaş zammı artışı yapılacak. Yani %4.76’lık bir artış. Ancak hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz yıl toplam enflasyon %8,2 olarak gerçekleşirken memurlara ortalama %5,2 zam yapılmış ve maaşlar ortalama %3 dolayında erimiş olmasına rağmen 2013 yılında gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmelerinde Yandaş Sendika ile birlikte alınan karar gereği memur ve emeklilere enflasyon farkı verilmemiş ve reel ücretlerde düşüşler yaşanmıştı.
Enflasyon farkı uygulamasının memurlar ve emekliler için hayati derecede önemli olduğu 2014 yılında yaşanan kayıplarla ortaya çıkmıştı. Memurlar bu yıl yeniden ödenecek enflasyon farkı dolayısıyla zararlarının karşılanacağı konusunda umutlanmışlardı. Ama tam da enflasyon farkı ödemesinin belirleneceği ayda gıda ve temizlik ürünleri ile petrol başta olmak üzere tüm harcama kalemlerine zam gelmişken enflasyonun eksi çıkması anlaşılır gibi değil. Zaten 2014 yılında memur ve emekliler büyük zararlar yaşadılar. Sokağa, çarşıya, pazara çıktığınızda her şeye zam geldiğini görüyorsunuz. Kazancımız harcamalarımıza yetmiyor. Millet, borçlanarak yaşıyor. Enflasyonun eksi olduğunu iddia edenler, hiç sokağa çıkmıyor, hiç oruç açmıyor mu? İftar çadırları dolup taşıyor; sokaklar dilenciden, evsizden geçilmiyor; çöplüklerden yemek toplayanlar her gün gazete sayfalarında yer alıyor. Bunlar enflasyondan kaynaklanmıyor mu? Gelirlerdeki düşüşten kaynaklanmıyor mu? Bütün veriler ellerinde mevcut, hiç vatandaşın kredi kartı borçlarının ne seviyeye geldiğine bakmıyorlar mı?Haziran ayında ortalama memur maaşı 2.297,8 TL iken Temmuz ayında yapılacak %4.76’lık zamla birlikte 2407 TL’ye yükselecek. Memurun 225 TL’si gasp edilmeseydi memurun ortalama maaşı 2632 TL olacaktı. 2015 yılı Mayıs ayı sonu itibariyle dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin 4.270,38 TL olduğu günümüzde ortalama memur maaşının gülünçlüğü yanında Hükümetin memurun ve emeklinin 225 TL’sini gasp etmesi anlaşılır gibi değil. Diyanet İşleri Başkanlığı Dini İşler Yüksek Kurulu Üyesi Dr. Hüseyin Kayapınar, 2010 yılında yaptığı açıklamada; temel ihtiyacından fazla, “80.18 gram altın” karşılığı malı olmayan memura zekât verilebileceğini belirtti. Yoksul tanımını, “Temel ihtiyacından (yeme, içme, barınma gibi) fazla olarak, 80.18 gram altın karşılığı malı olmayan” şeklinde yapan Kayapınar, “Eğer memur, söylenen bu niteliğe uygun, asli ihtiyacını karşılayamıyor ve asgari ücret alıyor, anne ve babasından da miras yok ise memura da zekât verilebilir” demişti.
2010 yılında memurların %70’i zekât verilecek konumda iken bugün bu oran %85’lere ulaşmış bulunmaktadır. Artık memurlara ve emeklilere bayram ikramiyesi verilmesi ve toplu sözleşmeden doğan zararlarının telafi edilmesi gerekmektedir. Gerisi laf-ı güzaf…