Hanefi BOST
Hanefi BOSTAN
A
Üniversitelerimizde Araştırma Görevlileri üç farklı statüde istihdam edilmektedir. 2547 sayılı YÖK kanununa göre 50/d, 33/a maddesi ile yine 33. maddesi kapsamında Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) adıyla görev yapan Araştırma Görevlileri bulunmaktadır.
Üniversitelerimizde 6650 kişisi 50/d maddesi, 35595 kişisi de 33/a ve ÖYP kapsamında olmak üzere toplam 42245 Araştırma Görevlisi görev yapmaktadır. Her grubun kendine özgü sıkıntı ve sorunları olmakla birlikte bunların içinde en çok mağdur edilenleri 50/d maddesi kapsamında çalışan Araştırma Görevlileridir. 50/d maddesi kapsamındaki Araştırma Görevlilerinin %51’lik bir dilimi Fakültelerde, %49’luk dilimi de Enstitülerde çalıştırılmaktadır. Üniversitelerimizin çoğunluğu doktorasını tamamlayan 50/d’li Araştırma Görevlilerini 33/a maddesine aktarmamakta ve statülerini sonlandırmaktadır. Bu durum yetişmiş insan yönünden üniversitelerimiz için büyük bir kayıp olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazı üniversiteler de istediğini 33/a’ya aktarımını yapmakta ve istemediklerini de herhangi bir sebep göstermeden görevine son vermektedir. Ülkemizde çok sayıda doktorasını tamamlamış Araştırma Görevlisine ihtiyaç duyulduğu bir dönemde bu tür uygulamalar yetişmiş beyinleri sokağa atmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Üniversitede görevine son verilen Araştırma Görevlileri üniversitelere küsmekte ve bir daha üniversiteye dönmek istememektedir. Önemli bir bölümü de başka iş bulamadığından çoluk çocuğuyla perişan olmaktadır.
YÖK Genel Kurulu 28.05.2015 tarihinde 50/d’li Araştırma Görevlileri ile ilgili önemli kararlar almış bulunmaktadır. Söz konusu kararlar şöyledir:
“1. 50/d’li Araştırma Görevlilerinin 33/a maddesine aktarılıp aktarılmaması konusunda ilkesel olarak üniversitelerin yetkili kurullarının karar vermelerine, aktarılması yönünde karar alan üniversitelerimizin bu tercihlerini açık ve anlaşılır bir şekilde Araştırma Görevlisi ilanlarında belirtmelerine,
2. Fakültelerde bu geçişlere imkân tanıyacak üniversitelerimizin, öğretim üyesi planlamasına dikkat ederek adil, nesnel ve ölçülebilir kriterler ile bunu sağlamalarına ve bu kriterleri ilgili üniversitelerin web sayfalarında ilan etmeden bu geçişlerin yapılmamasına,
3. Enstitülerde bu geçişe imkân tanıyacak üniversitelerimizin Yükseköğretim Kurulu’ndan izin almaları uygulamasına devam edilmesine, fakat bu geçişler için adil, nesnel, ölçülebilir şartların ve kriterlerin aranmasına ve bu kriterlerin üniversitelerin web sayfalarında ilan etmelerine ve Başkanlığımıza göndermelerine,
4. Geçişler için konulan kriter ve aranan şartların adil, nesnel ve ölçülebilir olmalarının yanı sıra, caydırıcı olmamasına ve ilgili üniversitelerin Yardımcı Doçentlik için aranan şartların altında olmasına,
5. Planlama ve koordine için, aktarma yapmayacak üniversitelerimizin yetkili kurullarından istihsal edecekleri kararlarını; aktarma yapma yönünde karar alacak üniversitelerimizin de aynı şekilde üniversite yetkili kurulları tarafından belirlenecek ilke ve kriterlerini 13.07.2015 tarihine kadar Başkanlığımıza göndermelerine,
6. Tezlerini başarılı bir şekilde tamamlayan, fakat üniversiteleri ile ilişkisi kesilenlerin kendi rızaları olduğu takdirde öğretim üyesi ihtiyacı olan üniversitelerimize mevzuata uygun bir şekilde yönlendirilmelerine” karar vermiştir. YÖK bu kararların 01.09.2015 tarihinden itibaren uygulanmaya geçirilmesini kararlaştırmıştır.
YÖK’ün 50/d’li Araştırma Görevlileri ile ilgili kararları genelde olumlu olmakla birlikte, eksik yanları da bulunmaktadır. Özellikle eleman ihtiyacı bulunan üniversitelerin doktorasını tamamlamış 50/d’li Araştırma Görevlilerini 33/a maddesine aktarıp aktarmamakta yetkili kılınması doğru değildir. YÖK’ün ilgili kararı teşvik edici olmalıydı. Yine doktorasını başarı ile tamamlamış 50/d’li kadrosundaki Araştırma Görevlileri için nesnel ve ölçülebilir kriterler aranması doğru değildir. Doktorasını başarı ile tamamlamış 50/d’li kadrosundaki Araştırma Görevlilerinin 33/a kadrosuna geçmeleri için neyin kriteri aranmaktadır?
Söz konusu eksikliklerin giderilmesi dileğiyle…