H. Nurcan YAZICI
Bu ülkede çok güzel, çok yararlı, varlığıyla bize mutluluk ve gurur veren kuruluşlar vardır. Mesela darüşşafaka, Tema, Lösev gibi; mesela Türk Ocakları, Mehmetçik Vakfı, Türkav gibi; mesela Akut, Kızılay, Yeşilay gibi… Allah, bu ve benzeri kuruluşlarda, dernek ve vakıflarımızda ömür tüketen, hizmet ehli insanların yardımcısı olsun, sayılarını artırsın.
Gönül dünyamızda iki kuruluş daha var ki adlarını, amblemlerini, renklerini her gördüğümüzde içimiz titriyor, kıvanç duyuyor ve deyim yerindeyse çocuklar gibi şen oluyoruz.
Bu iki isim MHP ve Trabzonspor…
İkisi de köklü, ikisi de yerli, ikisi de idealist. İkisinin de bu ülkeye hizmetleri büyük, başarıları büyük, bağrından yetiştirdiği şahsiyetleri büyük…
Biri memleket ateş çemberinden geçerken tavır almış, göğsünü siper etmiş, riyadan uzak vatan evlatlarının kut’lu otağı; diğeri ise İstanbul takımlarının Birinci Lig’de kupalara ambargo koyduğu, bütün sezon boyunca kendi aralarında yarıştığı bir dönemde her türlü imkânsızlığa rağmen “bu yarışta ben de varım” diyerek tabuları yıkan, tam bir inançla zafere kilitlenen ve böylelikle Anadolu takımlarına emsal teşkil eden kut’lu bir takım.
İkisi de zorluklar üzerine bina edilmiş, mücadele kavramı ile bütünleşmiş yapılardır. İkisi de mazinin parlaklığını gözleri kamaşarak seyretmiş, maziden ilham ve ders almasını bilmiştir. İkisi de usta-çırak mantığı ile hareket etmiş, geleceğe yönelik insan yetiştirmiştir. Yetiştirdiği insanlara evvela ahlakı, daha sonra sevgiyi, hoşgörüyü ve dayanışmayı aşılamıştır. İkisi de mensuplarına hem yürek yakan hem de göğüs kabartan günler yaşatmıştır.
Evet, bu ülkede MHP’li olmak da, Trabzonsporlu olmak da zor iştir. MHP’li ve Trabzonsporlu olmak, her şeyden önce yalnız olmak demektir.
“Aaaaa, ciddi misin, olamaz, hadi canım sen de” gibi hayret içeren ifadelere maruz kalmaktır.
Özetle, MHP’li ve Trabzonsporlu olmak, hemen herkesin popüler kültüre kucak açtığı bir ortamda orijinal ve yerli kalabilmek, fırsatçı ve çıkarcı davranışlara zerrece tevessül etmemek, bir takım mahalle baskılarına karşı dik durabilmektir.
MHP’li ve Trabzonsporlu insanlar; tavırlarıyla, edalarıyla, yürüyüşleriyle, konuşmalarıyla bir çırpıda anlaşılan insanlar olsalar da, muhabbet derinleştikçe esasında anlaşılması güç insanlardır. Birçoklarının sokak deyimi ile “lay lay lom” yaptıkları ortama fırtına gibi giren ve ortalığı bir anda usulüyle değiştiren, bu durumda da birçokları tarafından “acayip” olarak algılanan insanlardır.
Farklı olmak adına hiçbir girişimde bulunmayan; ancak haklı olmak için Hak’ça duruş sergileyen insanlardır. Adamlığı yalnızca belli zamanlarda değil; tüm zamanlarda örnek teşkil edecek şekilde, bir hayat nizamı olarak gösteren insanlardır. En olmadık anlarda hayretler uyandıracak eylemlerin altına imza atan; ama asla reklamını yapmayacak kadar da asil insanlardır. Yemekleri yenilir, suları içilir, sözleri dinlenir, dost canlısı insanlardır. Korkusuzdurlar, coşkuludurlar, hayat doludurlar.
İmdi, gelelim talihleri makûs olmuş bu iki güzide kuruluşun yeniden ayağa kalkıp şahlanması için elzem olan çözüm önerilerine. En başta ikisi de özünden kopmak üzeredir, ikisi de bir takım hasletleri ile ters düşmektedir; dolayısıyla da cephe gerisinde kalmaktadır. İkisinin de küskün, kırgın ve mutsuz insanları vardır.
Bu durumda yapılması gereken ise, en başta gönül seferberliği başlatılarak sevgi bağlarını yeniden kurmak ve böylelikle dargınlıkların sona ermesini sağlamaktır.
Zafere gidilen yolda en önemli unsurun birlik ve beraberlik olduğunu yeniden hatırlamaktır. Omuz omuza, sırt sırta verip gece gündüz çalışmaktır. Birbirine inanmak, birbirine güvenmektir. Aksi takdirde, zafer içi boş bir hayal olarak kaldığı gibi, yapılan hizmetler kurumlara değil, sadece kişilere olacaktır.
Bütün bunlara ek olarak, tam bir demokrasi, hak kavramının güç karşısında anlamını yitirmeyeceği bir adalet anlayışı, insanın önemini şuurlu bir şekilde idrak ederek meselelere ortak akılla beraberce çözüm aramak ve illa ki güven ve dayanışma lazımdır.
Hepsinin temelinde ise, bütün bu güzel hasletleri harmanlayacak olan aşk lazım, aşk! Aşkı kucaklayabilenlere bin selam olsun!
Doğru ve dürüst olalım. Güzel düşünelim, güzel bakalım. İçinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayının tarif edilemez coşkusu ve bereketi ile ümitvar olalım.
Aydınlık dolu günlere inşallah…
Aşk ile bir kez daha haykıralım:
Yaşasın MHP! Yaşasın Trabzonspor!