Dr. Hüseyin YENİÇERİ
26 Haziran iftarını Giad verdi. Büyük Ankara Oteli’nde gerçekleşen iftarda Gümüşhaneli seçkinler vardı. İftar, Ankara’da görevli Kelkitli bir imamımızın Kuran ve vakti gelince ezan okumasıyla başladı.
Dernek Başkanı Rubil Gökdemir’in çağrılı vekillerden yapacakları çalışmalarda izlemeleri gereken tutum üzerine öğütler içeren bir konuşmasıyla iftar devam etti. Gökdemir’in verdiği bilgiye göre Meclis’e 11 Gümüşhane doğumlu vekil girmişti. Sonra dernek yöneticilerinden Orhan Ünsal konuşmasını yaptı. Oltan Sungurlu sahneye çağrılınca çok gürültülü olan mikrofondan uzak durarak konuşmasını yapmaya çalıştı. Oltan Sungurlu, bol esprili konuşmasını rahat bir ortamda tamamladı.
Yemekte en çok İzmir’den Meclis’e seçilen MHP milletvekili Murat Koç ve Diyarbakır’dan seçilen Ziya Pir merak ediliyordu. Ancak önce AKP’den seçilen Kemalettin Aydın, MHP’den seçilen Mustafa Canlı ile AKP’den seçilen Ankara Milletvekilleri Ahmet Gündoğdu ve M. Sami Mallı’ya söz verildi. İftarın ahengine uygun konuşmalar yaptılar vekillerimiz. Ancak Gündoğdu, biraz kendisini Cumhurbaşkanı ya da Başbakan hissetmeye başlamış gibiydi. Nitekim aynı masada oturduğumuz MHP il başkanı, Gümüşhane gecelerinde yaşanmayan bir tepki göstererek yemek salonunu terk etti. Gündoğdu, ordaki hemen herkesin kendisinden daha bilgili, daha ileri görüşlü, daha Gümüşhane sevdalısı olduğunu hesap etmeliydi. Seçilenlerde en önemli kişi benim havasından daha tehlikeli, daha itici bir durum yoktur. Halbuki önlerinde koskoca bir Oltan Sungurlu örneği vardır. Hiç olmazsa nasıl konuştuğuna bakın, siz de kendinizi ona göre ayarlayın.
Yemekte merak edilen Gümüşhaneli vekillerden Ziya Pir’e söz verilince salon kulak kesildi, çatal bıçak sesleri söndü. Herkes dinliyordu. Pir, adaylık önerisi kendisine götürüldüğünde Almanya’da olduğunu ve bir şartla adaylığı kabul edebileceğini anlattı. Bu şartının da dindarlık ve muhafazakârlık olduğunu söylediğini açıkladı. HDP’nin bu şartı kabul ettiği için aday olduğunu belirtti. Kürtünlü olduğunu da belirten HDP milletvekili Gümüşhane’deki yakınlarından ve özellikle Hasan Pir’den söz etti. PKK ile ilişkisi olan yakınlarından söz etmedi Pir. En çok merak edilen konu buydu. Duyanlar inanamıyordu buna. Öyle ya bu on binlerce insanın ölümüne neden olan bölücü örgütün kurucuları arasında Pir soy adlı bir Gümüşhaneli vardı. Ve bu kişi Öcalan’ın yol arkadaşıydı.
Ziya Pir, örgütle bağlantılarını anlatmadı; ama benim en çok merak ettiğim noktaya istediğim cevabı verdi. Bunu doğrudan değil de dolaylı bir biçimde açıkladı. Ben, ne demek istediğini anladım. Özellikle beni Kürtlerin seçmesi Kürt olduğum için değil anlamına gelecek bu açıklaması şöyleydi:
Art arda iki bombanın patlatıldığı Diyarbakır Mitingi’nde konuşmacıymış Pir. Miting düzenleyicilerinden meydana Türk bayrağı asmalarını ister Pir. Ancak HDP’liler buna önce karşı çıkar ve densiz biri bayrağı ayaklar altına alırsa ne yaparız, derler Pir’e. Ancak konuşmak için kürsüye ilerlerken görür ki 20 dolayında Türk bayrağı meydana asılmış. Hatta bayrakların en büyüğü kürsüye beş altı adım uzaklığa konulmuştu dedi Pir. Türk bayrağından söz etmesi boşuna değil Pir’in. Türk olduğunun bilincinde Pir. Anlatmak istediği bu Pir’in. Yani ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana tavır koyacağını bize hissettirdi Pir.
Ziya Pir’e Diyarbakırlı anneler şöyle demişler: “Senin Türk olduğunu biliyoruz. Barışa katkın olacağını biliyoruz. Bu yüzden sana oy vereceğiz. Çünkü senin Erdoğan’la, Davutoğlu ile görüştüğünü, tanıştığını, konuştuğunu da biliyoruz.” Ancak Pir, bu konuyu açıklamadan kürsüden indi ve alkışlandı. Yönetimle ilişkisini öğreniriz nasıl olsa.
İftarda Murat Koç’a söz verildiğinde yatsı ezanı okunmak üzereydi. MHP, milletvekili ile Meclis’te görüşüp tanırız düşüncesiyle iftardan ayrıldık. Gümüşhane’den adam yetişir sözü Oltan Sungurlu’nun, biliyorsunuz. Bakalım Ziya Pir, Oltan Bey’i mahcup eder mi, etmez mi. Göreceğiz.