ORHAN KILIÇOĞLU
Yüce Allah’ım, bizi Türk milletinin bir mensubu olarak yaratıp;
Ülkücü dünya görüşüne sahip bir çeri,
Kendine kul,
Muhammed Mustafa’ya ümmet,
Küfre demir yumruk,
Mazluma kadife el eyledin…
ŞAYET ÜLKÜCÜ OLMASAYDIK;
Evet şayet ülkücü olmasaydık, Türk’e ve İslâm’a yabancı bir ideolojiyi, gayr-i meşru bir veled-i zina taşır gibi, fikirlerimizin rahmi olan beyinlerimizde nasıl taşıyabilirdik?
TÜRK MİLLETİNİN MENSUBU OLMAK NE BÜYÜK ŞEREFTİR
Çünkü Allah ayet-i kerimesinde şöyle emrediyor ve bu emrediş Türk’ü işarettir;
“Ey iman edenler, içinizden kim dininden dönerse, Allah Teâlâ o kavmin yerine kendisinin seveceği öyle bir kavim gönderecektir ki onlar, mü’minlere karşı mütevazı, kafirlere karşı onurlu ve zorludurlar. Allah yolunda savaşırlar ve kınayanların kınamasından korkmazlar. Bu, Allah Teala’nın fazlıdır, ki onu dilediğine verir. Allahü Azimüşann’ın fazlı vasidir ve ona ehil olan alimdir.”(Maide Suresi, 54. Ayet)
ÜLKÜCÜLER, BU VATANDA ALLAH’A EN YAKIN OLAN BİRER HAKK ERİDİRLER
Çünkü ülkücüler;
Siyaset denen çirkefliğin lağım akan kanallarında, ışıktan hoşlanmayan yarasa kuşları misâli karanlığı tercih ederek, İslâm’ın aydınlık ana caddesinden küfrün ve delâletin karanlık ara sokaklarına sapmadıkları için /
Soyunu sopunu inkârla gayr-ı meşrulaşmadıkları için /
Gönül ve hâl ehli oldukları için /
Türklük ve İslâm ateşiyle yanıp kavrulan gönüllerinin sevdası yalnız ve yalnız Allah ve vatan yolunda cihat olduğu için /
Rütbe ve dünyalık diye bir beklentileri olmadığından /
Dünyaya meyledip ikbal kovalamaya tenezzül etmedikleri için /
Evliyalar coğrafyası Anadolu’nun her taşına sevdalı ve her karış toprağına vurgun oldukları için /
Kutlu davası dilinde türkü, gönlünde muhabbet, yüzünde tebessüm, ciğerinin derinliklerinde tarifi imkânsız bir sızı olmasına rağmen, bu sızıyı ilâhi mükafat bilip mustarip olmadıkları için /
Ve dahası Bozkurt olup; dini, imânı, namusu ve vatanı bir tarafa atarak, çanak yalayanlar gibi tasmaya rıza göstermedikleri için /