Prof. Dr. Ali Osman Özcan
Zonguldak ili Kozlu ilçesi köylerinden birinin adı Saka’dır. Genellikle Saka sözcüğü bölgede Türkçe sözlükteki anlamıyla “evlere çeşmeden su taşımayı iş edinmiş kimseler için kullanıldığı kadar, yalnız vakit geçirmek için amaçsız dolaşanlar için de avare” anlamında kullanılmaktadır. Saka sözcüğü ile ilgili çeşitli kaynaklarda ise sözcüğe atfedilen anlamların çok farklı olduğu görülmektedir. Şimdi Saka sözcüğü ile ilgili çeşitli anlam yüklemelerini kaynaklar doğrultusunda incelemeye çalışalım.
Türk Halklarının Etnik Yapısı adlı N.A. Aristov’un 2014 yılında Selenge yayınlarında basılmış kitabın 225.sayfasında “Kuzey Doğu Sibirya’nın ana halkını oluşturan Yakutlar, ana kütlesi bir zamanlar Saka veya Sa yahut So adıyla Tanrı dağlarının batı kesimini işgal eden, geride izlerini Kara Kırgızlar içindeki Sayak ve Yenisey sahillerinde Sagay boyuyla bırakarak Hindistan’a çekilip orada varlığı son bulan eski Türk kabilesinin bakiyeleridir.” açıklaması yer almaktadır. Burada Saka sözcüğü, karşımıza bir Türk halkı olarak çıkmakta ve Yakut halkıyla ilişkilendirilmektedir.
Aynı kitabın 155.sayfasında Sayakların 7427 çadırlık bir nüfusları olduğu, yine 156.sayfada “Kara Kırgızların Sayak taifesi, Çin kaynaklarında So, Pers-Hint ve Yunan kaynaklarında Saka olarak geçen Yüeçilerin ve onlarla karışan Usunların topraklarına kadar Tanrı dağlarının batı kesiminde yaşayan kabilelerin torunlarıdırlar” ifadeleri dikkati çekmektedir. 172.sayfada ise “Bu Türk kabilesi Perslerde geçen adının da gösterdiği gibi Saka’dır ve Yenisey boylarındaki Sagay ve Lena nehri boyundaki Aha kabilesiyle özdeştir. M.Ö. 202 ve M.S. 25 yıllarında onların Grek-Bactria krallarının elinden Soğdiyana’yı eski Avrupalı yazarların ifadesiyle İskitler yani Sakalarla birlikte yolup aldıklarını göstermektedir.” ifadesi bu Türk boyunun M.Ö. ki dönemlerde varlığını göstermektedir. Aynı zamanda Saka adının Pers kaynaklarında da geçtiği açıklamalardan anlaşılmaktadır. Adı geçen kitapta yer alan şu bilgi ise çok ilginçtir: “Usunlardan önce Yarkent’de yaşayan Sakalar zamanında kabilelerin Türkleşmesi tamamlanmıştır.”. Bu ifade Sakaların diğer grupların da Türkleşmesini sağladığını göstermektedir.
Saka sözcüğünün kurt anlamına da geldiği bazı kaynaklarda karşımıza çıkmaktadır. Mircea Eliade’nin Zalmoksis’ten Cengiz Han’a adlı Kabalcı yayınlarından 2013’te yayınlanmış kitabının 16.sayfasında geçen “Yine Strabon’a göre Hazar Denizi’nin doğusunda göçebe bir yaşam süren İskitlerin de adı Daoi idi. Latin yazarlar onlara Dahae ve bazı Yunan tarihçiler Daai diyordu. Etnik adları büyük olasılıkla İran dilinde (Saka) kurt anlamına gelen Dahae’den türemiştir” cümleleri bazı toplumlarda Saka sözcüğünün kurt anlamında kullanıldığını da açıklamaktadır.
Şihabettin Bin Fazlullah El-Ömeri’nin Selenge Yayınları tarafından İstanbul’da 2014 yılında basılmış Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım (Mesaliku’l Ebsar) adlı kitabın 202.sayfasında “İran ile Afganistan arasında kalan hudut bölgesinin adı Sicistan’dır. Asıl adı Sakastane (Saka Eli) idi ve Sakalar yurdu anlamına geliyordu” ibaresi yer almaktadır. Bu açıklamalardan da Saka sözcüğünün Gazneli Mahmut döneminde fetih olunan bir bölgenin adı olduğu anlaşılmaktadır.
İçişleri Bakanlığı yayınlarından olan Türkiye’de Meskûn Yerler Kılavuzu adlı Ankara’da 1947 yılında basılmış kitabın 932.sayfasında “Saka adlı köyler Kastamonu, Ordu ve Zonguldak vilayetlerinde, Sakalar köyü olarak Artvin ilinde, Saka eli olarak Çankırı’da” karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca Kütahya ilinde de Saka adlı yerleşim yeri bulunmaktadır. Akdes Nimet Kurat’ın Peçenek Tarihi adlı 1937 yılında İstanbul Devlet Basımevi’nde basılmış kitabının 234.sayfasında “Peçenek silahlarının bazılarını öğreniyoruz: Bir yana sarkan yay koburu, eğri yay ve ok” ifadesi ve kobur sözcüğünün yaygın kullanımı, sözcüğün Türkçe oluşu da Saka adlı köyün Türk asıllı olduğunu açıkça gösterir. Kobur (kubur) ağaçların kabuklarının soyularak yapılan boru biçimindeki kap anlamındadır.
Peçeneklerin orman aralarında yaşadıkları aynı kitabın 51.sayfasında yazılıdır ki, bölgede orman yakarak ilit açmak (Ahalinin ekin ekmek için ağaçları yakmaları) adeti yaygındır. Ayrıca 5.sayfada Saka-katay sözcüğü önem taşımaktadır. Saka-katay sözcüğünün anlamı, kale harabesidir. Kazakça’da Saka sözcüğü, kazıklardan yapılan siper (istihkam) anlamına gelir. Çağatayca’da katay sözcüğünün siper anlamına gelişi ise bu sözcüğün kazıklardan yapılan siper anlamını desteklemektedir.
Adı geçen kitabın 59.sayfasında “Saka-katay, saka, Kazakça kazıklardan yapılan siper( Rusların Castakolları); buna göre saka-katay kazıklardan yapılan müstahkem bir yer olacaktır” denmektedir. Bu ifade de, Saka sözcüğünün Arapça sucu anlamına gelen sözcükle ilişkili olmayıp Türk tarihiyle ilgili olduğunu açıkça göstermektedir. Ayrıca Uzların (Oğuzlar) Peçenekleri esir olarak satmaları da kaçan esirlerden birisinin bölgedeki ormanlara saklanabileceği düşüncesini de akla getirmektedir. Ancak kıtlık zamanında 1940’lı yıllarda darı ekmeğinin bölgede pişirilmesi bu grubun Peçeneklerle olan ilişkisini daha çok kuvvetlendirmektedir.
Osmanlıca Tarih Sözlüğü adlı Mehmet Ali Ünal tarafından hazırlanan Paradigma yayınlarının 2011 yılında İstanbul’da basılan kitabın 586.sayfasında “Saka’nın Topkapı Sarayı’nda bir grup oluşturduğu Saka başının divan toplantılarında vezirlerin sadrazamın gelmesini beklerken onlara yaz ise buzlu şerbetler, kış ise kokulu macunlar ikram eden Saka başından söz edilmektedir. Saka başı “Buyur!” diye yüksek sesle bağırarak sadrazamın gelişini divan halkına haber verirdi. Divanda yemek yenirken yemekten sonra misafirlere leğen-ibrik tutulması da söz konusuydu. Bu işleri yapanlara Saka denmekteydi” yazılıdır. Bu durumda Saka sözcüğü Osmanlı Sarayı’nda bir hizmet görevlisinin adı olmaktadır.
Yukardaki kaynaklarda Saka sözcüğünün karşımıza çıkan anlamları şöyle sıralanabilir: Türk boyu, Saka-İskit boyu, başka kabileleri Türkleştiren boy, ağaç kabuğundan yapılan boru biçimindeki kap, Kazakça’da kazıklardan yapılan siper, kurt (hayvan ismi), Arapça sucu ve Osmanlı zamanında Topkapı Sarayı’nda konuklara hizmet eden kişi. Zonguldak ili Kozlu ilçesi Saka köyünün adının yukarıdaki kaynaklara ve bölge insanının yaşayışı ile bölgenin yapısına dikkat edildiğinde daha çok Peçenekçe’de de yer alan ve muhtelif kaynaklarda da karşımıza çıkan “Türk boyu” anlamıyla ilişkili olduğu söylenebilir.