Ergun KAFTANCI
HAKAN Fidan MİT’teki görevinden istifa etti. Demek ki haziran seçiminde AKP’den aday olacak.
Eğer AKP, sandıktan yine tek başına yani iktidar olarak çıkarsa hükümeti kurmakla görevlendirilecek ilk isim Hakan Fidan‘dır…
Çünkü Fidan, Tayyip Bey‘in “Sır küpü”; en çok güvendiği insan!
AKP kulislerinde şimdi Fidan‘ın başbakanlığı konuşuluyor ve bu konuşmalardan da en büyük rahatsızlığı sadrazamDavudoğlu duyuyor.
Cumhurun başıyla arasının limoni olması biraz da bu söylentilerden kaynaklanıyor. Kolay değil, dört ay sonra pabucunun dama atılacağını düşünen bir başbakan tedirgin olmaz mı, geleceğinden endişe duymaz mı, kızıp köpürmez mi!
Fidan başbakanlık müsteşar yardımcılığına, oradan da MİT’teki görevine Tayyip Bey tarafından “Mutemet biri”denilerek getirildi. Fidan‘ın örnek alınacak bir geçmişi var; astsubay iken ordudan ayrıldı ve kariyer edinme yolunu seçti. O konuda hayli başarılı bir geçmişe sahip olduğunu söylemek mümkün…
Hakan Bey, İmralı’da yatan terör çetesi PKK’nın, ezilmesi gereken başıyla “Çözüm süreci” için görüşen en yetkili devlet görevlisidir. Hatta çözüm sürecini önerenin de Fidan olduğu rivayet edilir.
Erdoğan her ne kadar çetenin başıyla hükümet olarak değil devlet olarak masaya oturulduğunu söylese de gerçek o değil; Fidan, İmralı’nın yolunu Erdoğan, yani siyasal irade adına aşındırdı durdu…
“Hükümet görüştü” diyenlere Tayyip Bey nasıl seslenmişti bir de onu hatırlayın. “İspat etmeyen namussuz ve şerefsizdir” dememiş miydi…
Gelişmeleri anımsıyorum…
Oslo’dan bu yana terör çetesinin başıyla ve temsilcileriyle görüşen Fidan‘ı, PKK çetesinin başıyla ya da temsilcileriyle ilişki kurmaya itenin Tayyip Bey olduğu bilinir; tek kelimeyle ifade edersek hükümet!
Hâlâ “Hayır devlet görevlendirdi” diyorlarsa devlet adına hangi yetkilinin Fidan‘ı pazarlık yapmakla görevlendirdiği artık açıklanmalıdır. Bunu açıklamayanlar, Tayyip Bey’in dediği gibi, namussuz ve şerefsizdir…
………………………… ..
Hükümet teröristle bir çuvala girebilir, pazarlık yapabilir, ödün verebilir ama bunların birini bile, devlet yapmaz, yapamaz.
Devlet nedir?
Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Hükümet ise salt bir siyasal iradenin oluşturduğu tüzel kişiliktir. İçerisinde millet yoktur, ona yandaş bir kesim vardır. O nedenle devletin atacağı her adım milleti ilzam eder, ama hükümetin adımları ancak yandaşlarını bağlar…
Bilmem anlatabildim mi!?
Şimdi gelelim sadede…
Şayet Erdoğan‘ın dediği gibi pazarlığın yapılmasını hükümet değil de devlet istemiş ve sağlamışsa milletimizFidan’ın üzerinden oyuna getirilmiştir. Bu oyunun senaristi de, rejisörü de, oyuncuları da Erdoğan hükümetidir. Bu gerçeği kamuoyunun önüne serenleri namussuzluk ve şerefsizlikle karalamak ise karalayana dönecek bir hakarettir!
……………………….
Müsteşar Bey görevdeyken neden dokunulmazlık zırhının arkasına taşındı ve neden yargılanma olasılığına karşı Erdoğan’dan izin almak zorunluluğu getirildi hiç düşündünüz mü?
Kendisini Beştepe‘ye taşıyan, elbet de yakınlarındaki insanları da benzer zırhın arkasına toplayıp emniyete almak zorundaydı. Erdoğan işte bunu yaptı!
Bu tavrı yeni değildir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde adı “Akbil” olan yolsuzluk iddiaları başta olmak üzere, çeşitli uygunsuz uygulamalara adı karışan etrafındaki insanları da parlamentoya doldurarak dokunulmaz hale getirdi, hatta bakan dahi yaptı.
Bunları unuttuk mu sanıyorlar!
…………………………
Değerli okurlar; AKP’nin haziran seçimine kılık değiştirerek fakat kafasını değiştirmeden gideceği anlaşıldı.
O kafada şekillenen “Yeni Türkiye” imajının da ne olduğu ortaya çıktı…
Tek adam Türkiye’si olacağız…
……………………….
İşte o zaman cumhuriyet gidecek padişahlık gelecek, okullar medrese öğretmenler molla olacak, karaçarşaf, türban hatta peçe öne çıkacak, medreselerde talebeye müsbet ilimler öğretilmeyecek din kültürü verilecek.
Fötr şapka ve kasket yasaklanacak, yerine Mısır fellahına özgü fes gelecek. Latin abecesi yerine Arap abecesini kullanacağız. Herkes soldan sağa değil, sağdan sola yazıp okuyacak…
Türkçe mi?
Gidecek, yerine Osmanlıca gelecek…
Polis, zaptiye olacak…
Her yerde ajanlar türeyecek ve Beştepe’deki saraya onu bunu gammazlayacaklar. Yerleşkeler külliye, üniversiteler darilfünun, liseler rüştiye adını alacak… Enderun oluşturulacak; Hıristiyan ülkelerden gelenlerin çocukları devşirilecek; devşirilenler birinci sınıf, manav ya da tahtacı dedikleri Türkler ikinci sınıf yurttaş konumuna getirilecek…
Olacağına bakın…
………………………… .
Yeni Türkiye’nin “Tek adam Türkiyesi” haline gelmesi için anayasa değişikliği şart. Bunu sağlamak için halktan AKP adına 400 vekillik isteyen bir cumhurbaşkanı anlayışı, anayasanın çizgilerini aşan bir anlayıştır ki niyeti içinhayırlı demek zordur. Hafızanızı tazelerseniz Hitler’in de seçimle gelip dikatör olduğunu hatırlarsınız!