H.Nurcan YAZICI
Bizler bugün de sabaha, güneşe uyandık…
Oysa neredeyse her gün dualarla uğurladığımız gepegenç fidanlarımız, toprağın altında upuzun hiç uyanmamak üzre, ebedi uykularındalar…
Ege Üniversitesinde PKK’lılar tarafından şehit edilen Ülkücü Fırat Çakıroğlu yaşasaydı eğer, bu sabah da diğer sabahlar gibi, annesinin sevgisine ve onun hazırladığı kahvaltıya uyanacaktı. Kahvaltı masasında annesine, üniversitede yaşadığı zorlukları, bu ülkenin geleceği için bu zorlukların üstesinden gelmeye çalıştığını, verdiği kutlu mücadeleyi anlatacaktı. Annesi de dualarıyla oğluna destek verecekti… Bakmaya doyamadığı oğlunu, gururla sarılarak, okuluna yollayacaktı..
Okuluna yollardı biricik oğlunu… Dönmeyeceğini bilse de yollardı. Çünkü O, Anadolu yürekli, milli mücadele ruhu taşıyan bir cumhuriyet kadını.
“Şah-Fırat” operasyonu sırasında şehit olan Astsubay Halit Avcı yaşasaydı
eğer, doğacak bebeği için eşiyle birlikte hazırlıklarını tamamlayacaktı.
O eş ki şehidini dim dik uğurlarken, mücadelemiz vatan için dercesine İstiklal marşını okurken, işte Türk Kadını budur dedirtti.
Anadolu kadını büyük acısına rağmen, her şekilde PKK’ya ve hainlere karşı yüreklice duruşunu ortaya koyarken, ülkeyi yönetenlerin hala gündem derdine düşüp günü kurtarma ve iktidarlarını devam ettirme çabaları, daha büyük çıkmazların habercisi oluyor.
Değerli okurlarım gördüğünüz gibi, “analar üzerinden propaganda yapanların Yeni Türkiyesi”nde, bugünün dünden bir farkı yok… Üstelik hükümetin çözüm sürecindeki acziyeti, bizi öyle bir noktaya getirdi ki bu sefer sadece evlatlara ya da eşlere değil, bir de kopup giden değerlerimize, topraklarımıza ağlıyoruz.
Ülkemizde yaşananları yazmaya çalışıyorum, ancak ne köşelere sığdırabiliyorum ne de yüreğime söz geçirebiliyorum. Bakıyorum ki bütün nefes yollarımız tıkalı, boğuluyoruz. Boğuluyorum…
Ağızlarını her açtıklarında kamu güvenliğinden bahseden hükümet yetkililerinin, PKK’nın üniversitelerimize nasıl çöreklendiğini görmeleri için, daha kaç Fırat’ımızın ölmesini gerekmektedir?! Üniversitelerin koridorlarına, sınıflarına ve hatta her yerine bölücü terör örgütü lehine sloganların yazılmasına ve bu rezillikleri görmezden gelenlerin duyarsızlıklarına sizler gibi ben de isyan etmekteyim…
PKK’nın üniversitelerdeki yapılanmalarına karşı onurlu ve milliyetçi duruş sergileyen Ülkücüler ve vatansever gençlerimiz, hükümet yetkililerine göre bu ülkenin geleceği değiller midir? Yoksa hükümet olarak sadece Güneydoğu’da değil, üniversitelerde de PKK’yı korumanız altına mı aldınız?!
PKK terörü artık, dağdaki eli silahlı unsurlarla, belli bir bölge içinde açıklanamayacak kadar genişlemiş ve kökleşmiş büyük bir sorun haline gelmiştir.. Gelinen son noktada, sivil toplum örgütlerinden tanınmış sanatçılara kadar uzanan geniş bir yelpezade kadrolaşan, propaganda ve eylem yapan örgüt, üniversitelerde de bu unsurları kullanarak kendisine yeni bir etkinlik alanı kazandırmıştır.
Koca bir memleketi çözüm safsatalarıyla oyalayanlar ve okullarımızdaki ayrışmaya göz yumanlar, sadece Fırat Çakıroğlu’nun gerçek katilleri değil; aynı zamanda yarın dökülecek kanların da tek sorumlusudurlar. Çünkü çözüm derken, taviz verdiler. Çözüm derken, bin yıllık kardeşlerimiz olan Kürt kökenli vatandaşlarımızla bölücüleri birbirine karıştırdılar. Çözüm derken ayakta dik duramadılar, yalpaladılar, sendelediler ve nihayetinde düştüler. Ancak gelin görün ki yere düşenler, onlar olmadılar. Ege Üniversitesi’nde Fırat Çakıroğlu yere düştü, tıpkı 2010 yılında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde PKK tarafından katledilen Hasan Şimşek’in yere düştüğü gibi.
Daha geçtiğimiz hafta ABD’de öldürülen üç Müslüman genç ile ilgili Sayın Erdoğan’ın kendisi, ‘Biz siyasiler kendi ülkemizdeki ölümlerden başsorumluyuz’ demiş ve ABD Başkanı’na, ‘Neredesin Başkan?’ şeklinde seslenmişti. Fırat’ımız, henüz yirmi üç yaşında öğrenim gördüğü üniversitenin bahçesinde PKK tarafından öldürüldü. Şimdi biz aynı şekilde Erdoğan’a sesleniyoruz: Neredesin Erdoğan? Üniversiteler doğrudan cumhurbaşkanlığının yetki sahasındadır. YÖK’e ve Ege Üniversitesi Rektörlüğü’ne ne gibi uyarılarda bulunacak ve ne gibi tedbirler aldıracaksın, hep birlikte göreceğiz.
Tekrardan Fırat’mıza, Halit’imize ve bütün şehitlerimize Allah’tan gani gani rahmet diliyorum. Rabbim yakınlarına sabırlar versin.