MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’yla ilgili yaptığı açıklamlarla başbakanken yaptığı açıklamaların birbirinin zıttı olduğunu belirterek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakan Erdoğan’a karşı. Habire paralelleri ortaya çıkıyor” dedi. Bank Asya ile ilgi kararın da siyasi olduğunu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın artık MİT’i yönetemeyeceği için istifa etmesi gerektini öne süren Vural, başkanlık sistemi tartışmaları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ülkeyi siyasi ve ekonomik belirsizlik içine soktuğunu söyledi.
Oktay Vural, MHP İzmir İl Başkanlığı’nda ülke gündemiyle ilgili konularda basın toplantısı yaptı. Vural, iktidarının 13’üncü yılını sürdüren AK Parti Hükümeti ve geçen 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın, siyasi ve ekonomik belirsizliklerin kaynağı olduğunu söyledi.
Başkanlık tartışmalarının Türkiye’de parlamenter demokratik sistemi tartışılır hale getirdiğini, sistem belirsizliğine soktuğunu belirten Vural, hukuk devletinin adeta askıya alındığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık sistemiyle ilgili olarak MHP’nin eski genel başkanı Alpaslan Türkeş’in sözlerini istismar ettiğini belirten Vural, “Siyasi hayatı boyunca Türkeş’in fikirlerine düşman olmuş, milliyetçiliği ayaklar altına almış, Başbuğ’un yetiştirdiği ülkücüleri ‘kan emiciler, ırkçılar’ diye aşağılayan Erdoğan, sıkılmadan utanmadan başkanlık sisteminin Türkeş’in işaret ettiği sistem olduğunu sözleriyle, Türkeş’in adını karanlık emellerine alet etmek istemiştir.
Türkeş Bey’in ideallerine önem veriyorsa Kürdistan sevdalılarına, eyalet ve federasyonculara karşı verdiği tarihi cevapları da iyi bilmedilir.
Sayın Erdoğan aklını başına devşir. Senin başkanlık sistemiyle amaçladığın Türkiye Cumhuriyeti devletini milli, üniter devlet yapısından uzaklaştırma, terörist başının arzuladığı bir Kürdistan oluşturma ve Kürt kökenli kardeşleri bizden, devletten ayırma projesi olduğunu biliyoruz.
Erdoğan kirli siyasetine, kirli amaç ve hedeflerine Başbuğ’un ifadelerini, anlamından kopartarak kullanmasın. Sen kim oluyorsun da Başbuğ Türkeş’in düşünce ve fikirlerini pis ve bölücü fikirlerine alet ediyorsun.
Başkanlık sistemiyle ülkeyi federasyon ve eyaletlerle ayrıştırmak, bu coğrafyada Kürdistan ve Ermenistan ile yeni Sevr’i oluşturmak istiyorsun. Başkanlık sistemini kendi isteklerine kılıf olarak görüyorsun.
Binbir Gece Masalları için hazırladığın bin odalı sarayında otur, önce dokuz ışığı oku, anla, sonra konuş. Türkeş’in adını istismar etmekten utanmalısın.
Sen kim Türkeş kim. Haddini bileceksin” dedi. Vural, tablet bilgisayarından Erdoğan’ın sözlerini ve Alpaslan Türkeş’in sözlerini basın mensuplarına dinletti.
“ERDOĞAN TARAFSIZLIK YEMİNİNE RAĞMEN BİR PARTİYE OY İSTİYOR”
Oktay Vural, Cumhurbakanı Erdoğan’ın TBMM’de verdiği şeref ve namus sözünü unuttuğunu ve siyasi parti başkanı gibi davrandığını, mitingler yaparak, tarafsızlık yemini etmesine karşın Cumhurbaşkanı olarak bir parti lehine oy istediğini söyledi.
Bunun demokrasiye, Anayasa’ya ve vatana ihanet olduğunu öne süren Vural, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Yalan yere mi yemin ettin? Milletin birliğini ve delvetin dirliğini temsil etmen gerekirken AKP lehine propoganda yaparak sana oy verenlerin tarafını tuttuğun için Cumhurbaşkanı olarak tarafsızlık vasfın ortadan kalkmıştır.
Milletin tarafındayım diyor. Millet dediğin sadece sana oy verenler mi? 77 milyon yok mu? Kimin yanındasın? Paracı, rüşvetçi Reza’ların yanında olmak milletin yanında olmak mı? Havuzcu müteahhitler, hortumcuların yanıda olmak, hakara makaracıların yanında olmak, İmralı’da kurulan masalarda bölücülerle müzakere yürütmek mi milletin yanında olmaktır” diye sordu.
“ERDOĞAN KONUŞTUKÇA EKONOMİ ETKİLENİYOR”
Parlementoyu dışlayan, kendisini TBMM’nin üstünde gösteren anlayışın diktatör, sultan özentili yaklaşım olduğunu belirten Oktay Vural, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarının ekonomide de istikrarsızlık yarattığını söyledi.
Vural, “Ortada hükümet yok, paralel devletin çatışması var. Kakafoni var. Kimin ne dediği belli değil. Cumhurbaşkanı belirsizlik ve istikrarsızlığın kaynağı olmuştur.
Olur olmaz yerde konuşan Erdoğan kötü gidişi körüklemekte, açıklamalarıyla Türkiye’nin bacağına kurşun sıkmaktadır. Merkez Bankası’nın bağımsızlığından rahatsız.
Sürekli faiz, döviz, enflasyonla ilgili konuşuyor. Türk ekonomisi darbe üzerine darbe yiyor. Dolar, faiz, borsa etkileniyor. Bu Bermuda Şeytan Üçgeni’nde bazı rantçılar varlıklarına varlık katıyor.
Erdoğan her konuştuğunda dolar ve faiz lobisi zil takıp oynuyor. Dolar istifçileri Erdoğan’a yatıp kalkıp dua ediyor. Petrol inerken Erdoğan bir konuşuyor dolar da petrol fiyatları da artıyor.
Bunların sorumlusu Erdoğan’dır. Soros para sihirbazıydı. Erdoğan da dolar sihirbazı. Villada dolarları sıfırlıyor. Sonra doların üzerine dolar katmak için spekülasyona alet oluyor” dedi.
“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BAŞBAKAN ERDOĞAN’A KARŞI”
Oktay Vural, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Erdoğan’ın birbiriyle çelişkili ifadeler kullanmasının çok çarpıcı bir gerçek olduğunu savundu.
Başbakan Erdoğan’ın 22 Ocak 2008 tarihindeki grup toplantısında Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve enflasyonla ilgili yaptığı konuşmada Merkez Bankası’nın bağımsızlığını muhafaza edeceğini söylediğini, bugün ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu bağımsızlığı eleştirdiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Erdoğan’a karşı. Paralel Erdoğan’lar var. Çok istiyorsan çağır Grup Başkan Vekillerini, Merkez Bankası’nın bağımsızlığını ortadan kaldıran kanun çıkarttır.
Kanun çıkar faizi kaldırdığını ilan et. Ya da faizi bundan sonra Cumhurbaşkanı’nın belirleyeceği kanun çıkart” dedi.
Vural, 16 Aralık 2008 TBMM bütçe görüşmelerinde Başbakan Erdoğan’ın “Merkez Bankası yanlışa düşmedi.
Hamdolsun gayet işi şekilde finansı yönetti” sözlerini söylediğini belirterek şimdi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Durmuş Yılmaz’a “Senin başarın ortada” sözleriyle eleştiri yönelttiğine dikkat çekti.
Vural “Habire bunların paralleleri ortaya çıkıyor. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakan Erdoğan’a karşı Davutoğlu’na karşı. Her tarafları paralel. Geçmişte Durmuş Yılmaz’ı kutluyor, methediyorsun. Yılmaz, enflasyon ve faiz ilişkisinden sözedince başarısız olduğunu söylüyorsun. Çünkü, Cumhurbaşkanı faiz ve enflasyonla ilgili konuşmalarını doğru bulmuyor” dedi.
HAKAN FİDAN ARTIK MİT’İ YÖNETEMEZ İSTİFA ETMELİDİR
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın milletvekili adayı olup olmayacağı konusuyla ilgili değerlendirme yapan Oktay Vural, “Maalesef Oslo görüşmeleri, fişleme, dinleme izlemelerle birlikte AKP’nin oluşturmak istediği parti devletinin organı olarak kullanılmıştır.
Bu safhadan sonra bu siyasi tercih Fidan’ın parti devletinin kurumu olarak MİT’i yönettiği ortaya çıkmıştır. Bundan sonra böyle bir kimsenin MİT’in başında olması kesinlikle kabul edilemez.
Siz oraya milletin birlik bütünlüğünü korumak terör örgütlerini safdışı etmek için görevlendirildiniz.
Oslo görüşmelerinde, fişleme, dinleme operasyonlarında kanunlara aykırı hareket ettiniz. Bölücü düşünceleri meşrulaştırmak için hareket ettiniz. Bu zihniyet bir partinin düşünceleri ile özdeştir.
Artık devletin bu kurumunun başında olması kabul edilemez. Bir an önce istifa etmelidir” dedi.
Vural, Fidan’a da sorular yönelterek “İkinci Osla görüşmeleri olarak bilinen İmralı’da terörist başıyla yüzyüze görüşüp yasal adımlar atılması sözü verdin mi? Teminat verildi mi? Bunun karşılığında Haziran 2015 seçimlerine kadar süreci devam ettirme sözü verildi mi?” dedi.
Vural, milletin emrinde olması gereken kurumu bir partinin, kişinin siyasi amaçları peşinde koşturanların hesap vereceği günün de yakın olduğunu söyledi.
İZMİR VALİSİ’NE ELEŞTİRİ
Oktay Vural, görevlerinden alınan okul müdürlerinin açtığı davalarda yargının yürütmeyi durdurma kararı vermesine karşın başta İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü olmak üzere pek çok kentte mahkeme kararlarının uygulanmadığını söyledi.
İzmir’deki davalarda müdürlürin göreve devamının sağlanması kararı alınmasına karşın bunun yerine getirilmediğini belirten Vural “Mahkeme kararını uygulamayanlarla ilgili soruşturma açılarak, bu iradenin kullanılması için yapılan müracatlarda ise İzmir Valisi Mustafa Toprak soruşturma izni vermemiştir. Böylece haksızlığın üstü örtülülüyor” dedi.
DAVUTOĞLU ANKARA’DA KAYBETTİĞİNİ İZMİR’DE BULAMAZSIN
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun İzmir’e Başbakanlık Ofisi açacağı açıklamasına ilk yanıt olarak “Alaçatı’da home ofis açsın” yanıtı verdiğini belirten Oktay Vural, bu kez daha sert bir açıklama yaptı.
Vural “Ankara’da başbakanlığı kaybetti İzmir’de ofis açacakmış. Ankara’da kaybettiğini İzmir’de bulamazsın. Saray taşeronu, Başbakanlığın tartışılıyor. İzmir’de ofis açsan ne yazar açmasan ne yazar. Ne yapakcaksın İzmir’de. Başkanlık sistemini savunuyorsun. Başbakanlık ofisi neye yarar?” dedi.
AKP VE CHP ÇEKİŞMESİNDEN İZMİR ZARAR GÖRÜYOR
Vural, İzmir’in AKP ve CHP çekişmesi nedeniyle zarar gördüğünü söyledi. AKP’nin 35 proje, 1434 proje kandırmacasının nerede olduğunu soran Vural “İzmirli avutuluyor.
EXPO 2015, ardından EXPO 2020. Ulaşım, çöp sorunu. Spor klüpleri sorunlarla boğuşuyor. Statları yok. İzmir hizmet bekliyor.
AKP ve CHP yan gelip yatıyor. Turizm değerleri azalıyor. Sabuncubeli, Konak tünelleri ne oldu? İzmir hakikaketen çok garip. Başbakan home ofis açacağına son seçimlerdeki vaadlerin yerine getirsin” dedi.
MİLLETİ KOYUN YERİNE KOYUYOR; MİLLETİ TEMSİL EDEMEZ
AK Parti Konya milletvekili Cem Zorlu’nun çoban ile başbakan arasında fark olmadığı ,çobanın sürüyü, başbakanın halkı yönettiği yönündeki sözlerini sert sözlerle eleştiren Vural “Yani ikisi de aynıdır diyor.
Milleti koyun yerine koyuyor. Milleti aşağılayan zihniyet. Millete böyle hakaret eden birisi milleti temsil edemez. Başbakan ofis açacaksın. İzmirliyi sen sürü mü zannediyorsun? Millete sürü diyen birisinin, bir zihniyetin İzmiriliye ofis açmak hakkı yoktur” dedi
BANK ASYA SİYASİ BİR KARARDIR
Vural, basın mensuplarını sorusu üzerine Bank Asya’ya yönelik kararın siyasi bir karar olduğunu söyledi. Vural “18’inci. maddeye göre sadece bu belgeleri iletmeyen kurucuların yönetimle ilgili insayatif kullanması gerekirken bu yapılan siyasi amaçla batırma kararıdır.
Devlet kendi eliyle bankanın içinin boşaltılması için zemin oluşturuyor. Havuzcular etrafta. Herhalde birisine devredecekler. Pazarlıklar var herhalde. Bu yapılan hür teşebbüse, girişimicilere karşı yapılan operasyondur.
Hukuk devletinin askıya alınmasıdır.TMSF açıklaması da garabettir. 2001 krizinde bankaların battığı açıklamasıyla batık banka operasyonu algısı yaratmak istiyor halbuki bu banka batırma operasyonudur” dedi.
TENCERE YUVARLANMIŞ KAPAĞINI BULMUŞ
Oktay Vural, MHP’den Kiraz Belediye Başkanı seçilmesine karşın AKP’ye geçen Saliha Özçınar Şengül’le ilgili de değerlendirme yaptı.
MHP’nin oylarıyla seçilen birisinin rüşvet ve yolsuzluğu meşrulaştıran bir zihniyete gitmek için partisini değiştirmesinin irade gaspı olduğunu, birbirleriyle uyuştuklarını söyledi.
Vural “Hanımefendi için büyük emekler sarfettik. Babasının vasiyeti vardı. Bizden aday olacaktı rahmetli oldu. Bu vasiyeti gereği hanımefendi aday yapıldı. Babasının vasiyetine ihanet eden birisini yaptığı tercih.
Ne diyeyim, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. İrade bizdedir. Kiraz’da MHP tercihini kullanan seçmene teşekkür ediyorum.
Katikulli, transfer olmuş. Siyasete yeni girmiş bir hanımefendi düğmesini yanlış yere iliklemiş. Dikiş tutmaz. Kiraz halkı 7 Haziran seçimlerinde yanıt verir. Babasının vasiyetini dikkate almayan birisinin babalık hakkı konusunda da vicdani bir muhakame yapması gerekir” dedi.