Ergun KAFTANCI
HEM de Avrupa Bakanı…
Girer miyiz, giremez miyiz bilemiyorum ama kapısının önünde yıllardır beklediğimiz Avrupa Birliği ile ilişkimizi sağlayacak, düzenleyecek, müzakerelerde bulunacak bakanımız Volkan Bozkır‘a bakın…
Üzerinden epey zaman geçti ama olsun, söyledikleri hâlâ kulaklarımda çınlıyor…
Özgecan Aslan kızımızın hunharca katledilerek hayattan koparılması üzerine “Benim kızımın başına gelseydi silahı alır cezasını kendim verirdim” mealindeki çıkışı ne ağzına, ne kişiliğine, ne mensubu olduğu hükümete, ne de partisine yakıştı…
Özgecan Aslan kızımızın hunharca katledilerek hayattan koparılması üzerine “Benim kızımın başına gelseydi silahı alır cezasını kendim verirdim” mealindeki çıkışı ne ağzına, ne kişiliğine, ne mensubu olduğu hükümete, ne de partisine yakıştı…
Yasa tanımazlık işte…
………………………..
Kap silahı, kendi işini kendin gör…
Anlaşılan o ki nazarlarında yargıya yer yok, buna yer var…
İşte bu anlayış yayıldıkça yayıldı, toplumu, hukuktan, yasalardan, yargıdan uzaklaştırdıkça uzaklaştırdı. Bugün insanlarımız, hak ve hukuk denildi mi merci tanımıyor, silahını çekip onları bir başına sağlamaya kalkıyor…
İşte bu anlayış yayıldıkça yayıldı, toplumu, hukuktan, yasalardan, yargıdan uzaklaştırdıkça uzaklaştırdı. Bugün insanlarımız, hak ve hukuk denildi mi merci tanımıyor, silahını çekip onları bir başına sağlamaya kalkıyor…
………………………..
Çıkarılmaya çalışılan İç Güvenlik Tasarısı bu saatten sonra yasalaşsa ne olur, ne değişir.
Halk bütünüyle faşist bir cendereye sokulmuş olur…
Hakkını ve hukukunu kendi sağlamaya kalkan bir bakanımızla, yasalara sığınmadan hak ve hukukunun peşine düşen insanlarımız oldukça, ne mevcut yasalar, ne çıkarılacaklar sadre şifa teşkil eder…
* * *
TERK ettiğimiz toprağa, uluslararası hukuka uygun bir anlaşmayla sahip olmuştuk. Dünyanın gözünde orasıTürkiye idi…
Bu defa, gasp -işgal- ettiğimiz toprağın uluslararası bir tescili yok…
Evet, bu yaptığımıza gasp ya da işgal deniyor!
…………………………
Yeni alana Türkiye dememiz hukuka hiç uygun değil; o zaman ne diyeceğiz?
Bulamadım!
* * *
MHP Lideri Devlet Bahçeli herkesi uyardı…
* * *
MHP Lideri Devlet Bahçeli herkesi uyardı…
Toprak vermenin vebalini anlattı…
Tarihe bakalım; 1931 yılında Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ün emriyle Süleyman Şah türbesi onarılmış ve on dönümden biraz büyük toprak, Türkiye’nin ileri karakolu olmuştur.
Bugünki toprak ne, onu bilemiyorum!
………………………
Sadrazam Davutoğlu ile Necdet Özel Paşa‘nın baş başa olduğunu gösteren fotoğraf, Genelkurmay’daki komuta merkezinde ayrıntıları saptanan operasyona ilişkin çalışma sırasında çekilmiştir.
Bu fotoğrafta Beştepe sakini muhterem yok diye yadırgamayın, fotoğrafta yok ama yaygın söylentiye bakarsanız operasyon talimatı ondan, yani
cumhurun başından…
Önemli bir seçim yatırımı…
…………………….. ..
Bahçeli, bu iktidarın sıkıştığında başka topraklarımız da önüne gelene peşkeş çekebileceğini söylüyor…
Suriye’deki toprağımızı terk eden zihniyetten benzer terkleri beklemek doğal değil mi!? Alışmış kudurmuştan beterdir derler ya…
MHP liderini üzüntüye ve şaşkınlığa sevk eden, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel Paşa‘nın asker olarak bu terk olayına katılması. Ona bu nedenle “Senin için vatan nedir” diye soruyor ve ekliyor:
-Harbiye’de vatan konusu işlenirken dersi mi kırdın, okuldan mı kaçtın…
Paşanın böyle bir harekâta karşı çıkması ve “Yanlış yapmayalım”
demesi lâzımdı. Herkesin olduğu gibi Bahçeli’nin de beklentisi buydu.
………………………… ..
Necdet Özel, MHP Lideri Devlet Bahçeli‘ye, “Kimsenin beni sorgulaması haddi değil” diye karşılık verdi…
Oysa bir toplumun yönetimine gelmiş herkesin, hatta her siyasetçinin ve yurttaşın, yeri geldiğinde vatan, millet, demokrasi, hak ve hukuk gibi topluma yansıyacak anlayışı sorgulanabilir.
Sorgulamaya maruz kalmaktan kimse kurtulamaz…
Hele Genelkurmay Başkanı olmaya görün, toplum sizi de elbet sorgulayacaktır. Başımızdaki herhangi bir görevlinin in mi, cin mi olduğunu nasıl öğreneceğiz; tabii ki sorgulayarak!
Bunda gocunacak ne var Allah aşkına!?
* * *
MECLİS‘ten geçirilmeye çalışılan İç Güvenlik Paketi, AKP oylarıyla önünde sonunda yasalaşacaktır.
Ama meşruiyet kazanacak mıdır, orası tartışılır….
Toplumun faşist bir cendereye sokulması, demokrasinin ve demokratik anlayışın karşısında, meşruiyet kazanmış bir yöntem ve yönetim biçimi olabilir mi…
Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Adem Sözüer‘in dediği gibi AKP iktidarı vaktiyle bürokrasiye karşı yurttaşı savunduğunu söylüyordu, bu tasarıyla bugün yurttaşın karşısına bürokrasiyi, heyülâ gibi dikiyor.
Bu mu demokratik anlayış!?
Öyle anlaşılıyor ki iktidar demokrasiyi tamamen dışlamak sevdasında. Yerine faşist anlayışı ve onu sahiplenen polis devletini ikame edecekler. Kafalarındaki pusula bu yönü gösteriyor…
Tasarı yasalaşırsa yeni ve geniş bir demokrasi anlayışının mı geleceğini sanıyorlar.
Hayal…
Bugün sokaklara egemen olan bölücü terör “Demokrasi, barış, özgürlük istiyoruz” diyenler tarafından daha da tırmandırılacak.
Demokrasi silahla, faşizmle, polis devleti oluşturarak, baskıyla, işkenceyle, cart curt etmekle, mutlu azınlık kolonileri kurarak, ülkeyi soyup soğana çevirerek, sultanlıkla, padişahlıkla, yalanla dolanla gelmez, getirilemez…
………………………… ..
“En iyisi başkanlık sistemidir” diyor Beştepe sakini…
Ona göre iyidir; ama halka göre iyi midir irdelemek lâzım…
“Başkanlık sistemi ülkeyi uçurur” diye de ekliyor…
Çoook gördük; uçuruyor da ne tarafa!?
Sistem uçursa uçursa ülkeyi değil, saltanat sürenleri uçurur. Cumhurun başı hepimizi bu tür söylemleri çoğaltarak kandırmaya,s başkanlığın yararlı olduğuna inandırmaya çalışacaktır…
Son kamuoyu araştırmasına göre halkın yüzde 79.1’i başkanlık sistemine karşı değerli okurlar. Sistemi isteyenler sadece başkanın soytarısı olmayı bekleyenler…