TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu ve Akdeniz Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Üyesi MHP Antalya Milletvekili Doç. Dr. Mehmet Günal, Türkiye-Rusya ilişkilerini değerlendirdi.
Rusya’daki ekonomik dalgalanmanın hem Türkiye’ye, hem bölge ülkelerine hem de diğer ülkelere negatif etkilerinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan MHP’li Mehmet Günal, ticaret ve turizm sektörü açısından oluşabilecek olumsuzluklarla ilgili Türkiye’nin önlem alması gerektiğine dikkat çekti. Rusya’nın Güney Akım projesini iptal ederek Türkiye’ye yönelmesinin geri planında bölgedeki jeopolitik değişiklikler ve stratejik güç dengeleriyle ilgili tartışmaların yattığını kaydeden Günal, bu tür anlaşmaların Türkiye’nin hem ekonomik hem de stratejik olarak güç dengeleri açısından önemini artıracağını söyledi. Günal, “Ama Rusya ile zaman zaman inişli çıkışlı ilişkilerimiz oluyor. Tabi nereye gideceğini bilemediğimiz için şu anda bir şey söyleyemeyiz. Ama bu gibi ilişkilerin olması Türkiye açısından önemlidir. Bir an önce tabi Türkiye’nin de lehine olacak düzenlemelerle gerçekleşirse buradan hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak pozitif faydalanırız” dedi.
RUSYA’DAKİ DALGALANMA TÜRKİYE’Yİ DE BÖLGEYİ DE NEGATİF ETKİLİYOR
MHP Antalya Milletvekili Doç. Dr. Mehmet Günal’ın açıklamaları şöyle:
– Rusya’daki ekonomik dalgalanmanın hem Türkiye hem dünya ekonomisine yansımaları sizce nasıl olur?
Hem petrol fiyatlarından kaynaklanan etki var, bir de Ukrayna krizinden dolayı Batı ülkelerinin uyguladığı ambargodan dolayı Rusya’nın yaşadığı sıkıntı var. En önemli ürünlerinden birisi de enerji ürünleri olduğu için, petrol ve doğalgaz da özellikle petrol fiyatlarındaki düşüş, ekonomik olarak da Rusya’yı sıkıntıya sokuyor. Bu sadece Türkiye açısından değil Rusya ile ticaret yapan diğer bölgedeki ülkeleri de negatif olarak etkileyecektir. Dediğim gibi bir de petrol fiyatlarındaki düşüş ve Rusya’nın gelir kaybını dikkate aldığımız zaman, burada hem Rusya’da hem Bağımsız Devletler Topluluğu’nda hem de o coğrafya da ana ticaret partnerlerinde önemli bir negatif etkisi olacağı kanaatindeyim. Şu anda onları kısmen de görülmeye başlandı. Ama ne kadar süreceğine bağlı olarak ki Sayın Putin’in açıklaması iki yıl dayanabiliriz diyor… Ama, dünya konjonktüründe başka ne gelişmeler olabilir? Bölgede siyasi veya ekonomik başka çalkantılar olursa; dünya ekonomisinde Rusya’nın ticaret yaptığı ülkeleri aynı zaman da enerji alım satımı gerçekleştiren piyasaları, enerji fiyatları üzerinden de, diğer ülkeleri olumlu veya olumsuz etkileyecek bir çok farklı faktörler gündeme gelecektir. Onun için dikkatle izlenmesi ve gerekli önlemlerin Türkiye açısından alınması gerekir. Orada yaptığımız ticaretin ayrıntılarına bakılarak Ekonomi Bakanlığımız tarafından alternatif piyasalarda oradaki kayıpların önlenmesi gerekir diye düşünüyorum. Onun için hem diğer ülkelere hem bölge ülkelere ve Türkiye’ye etkileri kaçınılmaz, negatif etkileri olacaktır.
KAVGANIN GERİSİNDE GÜÇ DENGELERİYLE İLGİLİ TARTIŞMA VAR
– Rusya Devlet Başkanı Putin Ankara’ya geldiği zaman çok çeşitli alanlarda anlaşmalar imzalandı. Putin’in, Güney Akım projesinin iptal edildiğini açıklaması ve Rusya’nın bu projeyle ilgili Türkiye’ye yönelmesi çok tartışıldı. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Buradaki kavganın geri planında bölgedeki jeopolitik değişiklikler ve stratejik güç dengeleriyle ilgili tartışmalar yatıyor. Kuşkusuz bu sadece Ukrayna meselesine bağlanacak bir şey değil ama o da karşılıklı güç savaşının bir unsuru. Bu söylediğiniz anlamda enerji kaynakları üzerindeki hesaplarda bu çerçevede önemli bir konu teşkil ediyor. Türkiye’nin de içinde bulunduğu bu havzada dünyanın önemli petrol yatakları ve doğal gaz rezervleri var. Dolayısıyla Rusya da burada dünyanın önemli enerji aktörlerinden birisi ki, bizim Rusya ile ticaretimizin en önemli kısmını enerji oluşturuyor, doğalgaz ve petrolde en fazla alım yaptığımız ülke. Üçte iki oranda Rusya’ya bağımlı durumdayız Türkiye olarak. Yani tırnak içerisinde aslında bu çok da doğru bir politika değil.
GÜNEY AKIM’DA TÜRKİYE’YE YÖNELME, TÜRKİYE’NİN ÖNEMİNİ ARTIRIR
Enerji yolları açısından bakarsak tabi ki, Türkiye üzerinden geçecek bir takım enerji hatları, boru hatları, nakil hatları hepsi sadece doğal gaz değil diğer enerji hatları da Türkiye’nin stratejik önemini artıran ve bölgesinde bir enerji piyasası olma, bölgesel bir enerji piyasası olma, dünyada geçerli bir piyasası olma… Daha önce de tartışılmıştı biliyorsunuz, bir takım nedenlerle kaldı. Ceyhan ve Mersin limanı, körfez düşünülerek orada bir dünyanın enerji habı da değil, yani dağıtım bölgesi ama gerçek anlamda piyasanın da oluştuğu, alım, satım, taşımanın bütün işlemlerin yapıldığı bir potansiyeli olan bir ülke Türkiye. Dolayısıyla bu tip anlaşmalar Türkiye’nin o konudaki gücünü, bölgedeki imkanlarını artırır, hem nakil açısından, hem ekonomik hem de stratejik olarak güç dengeleri açısından önemini artırır.
TÜRKİYE’NİN LEHİNE DÜZENLEMELER OLMALI
Ama Rusya ile zaman zaman inişli çıkışlı ilişkilerimiz oluyor. Daha önce de Mavi Akım’la ilgili şeyler oldu. Tabi nereye gideceğini bilemediğimiz için şu anda bir şey söyleyemeyiz. Ama bu gibi ilişkilerin olması Türkiye açısından önemlidir. Bir an önce tabi Türkiye’nin de lehine olacak düzenlemelerle gerçekleşirse buradan hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak pozitif faydalanırız diye düşünüyorum.
TARIM VE TURİZM İÇİN TÜRKİYE ÖNLEM ALMALI
– Siz aynı zamanda Antalya Milletvekilisiniz. Antalya da turizm açısından Türkiye’nin önemli kentlerinden biri. Rusya’dan gelen turistleri de yoğun olarak ağırlayan bir kent Antalya. Rusya’daki ekonomik dalgalanma ile birlikte turizmcilerde bir endişe oluştu. Turizm açısından beklentiler ne, neler isteniyor?
Tabi Antalya özelinde daha çok etkileniyoruz. Türkiye’ye gelen ticaret anlamında bakınca Rusya, ihracat açısından bizim ülkemizin dördüncü büyük pazarı, ithalat açısından birinci. Çünkü orada demin söylediğimiz enerji faktörü var. Onu çıkardığımız zaman da yine ilk dördün içerisinde her zaman yer alan bir ülke. Bu çerçevede bizim dış ticaretimiz üzerinde olumsuz etkileri olacaktır. Çünkü gelirin bir fonksiyonu tüketim ve yatırım. Dolayısıyla Rusya’da genel gelir düşüşü olduğu zaman, ister ekonomik krizden dolayı, ister petrol fiyatlarındaki düşüşten dolayı isterse de ambargodan dolayı bir takım faaliyetlerin kısıtlanması olsun. Doğal olarak ticaret partnerimiz, en önemli partnerlerimizden birisi olduğu için burada çok önemli bir sorunla karşılaşacağız. Onun da ötesinde asıl Antalya’yı da ilgilendiren kısmı tarımsal ürünlerde. Narenciye, sebze, meyve tarzı ürünlerde bizim Rusya ile en büyük pazarımız Antalya olarak Avrupa ile beraber iki ana pazar var. Rusya’nın da çok önemli yeri var. Zaman zaman sorunlar yaşanıyor ama o bireysel, küçük sorunların dışında bir takım düzenlemelerle ilgili, malla ilgili, standartlarla ilgili sorunlar bazen bahane oluyor bazen gerçek sorun oluyor ama ondan sonra tekrar düzenleme yeniden yapılıyor ve geçiliyor. Ama bu daha geniş ekonomik etkileri olan ve Antalya açısından, sonrasında sosyal etkileri olan, özellikle çiftçi kesimi, ziraatla ilgili kesiminde gelir düzeyi üzerinde etkili olabilecek, ihracatı azalacağı için önemli bir husus. Antalya ekonomisinin dayandığı ana noktaları 3T dediğimiz, turizm, tarım ve ticarettir. Turizm açısından daha büyük bir şey olabilir. Şu anda arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde, sezon zaten bittiği için çok bir şey yok, kısmen azalma var ama asıl önümüzdeki sezonla ilgili, iptaller geliyor veya yeni sözleşmeler, biraz daha çekimser veya fiyat indirimleri falan isteniyor. Dolayısıyla en büyük partnerimiz bizim toplamda Türkiye’ye gelen turistlerin önemli bir kısmı Rusya’dan geliyor. Şimdi ilk beş ülkeye baktığınız zaman Rusya en başta göze çarpıyor.
Almanya ve Rusya iki önemli ülke, zaman zaman Almanya’nın zaman zaman Rusya’nın öne çıktığını görüyoruz, sezonun değişikliklerine, ekonomik duruma göre. Yavaş yavaş toplamda baktığımız zaman son üç yıl içerisinde birisi 4,5 birisi 5 milyon yıllık ortalama bir turist geliyor. Ama bizim açımızdan baktığımız zaman bu 4,5 milyon Rus turistin 3,5 milyonu Antalya’ya geliyor. Yani bu çerçevede büyük bir kısmı Antalya’ya geldiği için oradaki hem oteller açısından hem hizmet sektörü açısından, ürünleri sağlayan yan sanayi açısından, hatta o otellere mal zaten yine tarımla uğraşan, diğer yan esnaf ve çiftçinin durumu açısından önemli bir husus. İnşallah biran önce bu normale döner. Sonuç itibariyle Türkiye’nin yanısıra Antalya’yı da önemli ölçüde etkileyeceğini biliyoruz. Geçen hafta Antalya’da oda başkanları ile vergi ödül töreninde konuştuk. Ciddi anlamda bir takım önlemler almaya gayret ediyorlar ama alternatif pazarlar bulmadan ki uluslar arası konjonktüre bağlı olduğu için sadece bizim yapacağımız işlerlerle de tamamını çözme şansımız yok. Krizin belli ölçüde hafiflemesi ve Rusya’nın uluslar arası güçlerle anlaşarak bir orta yolu bulması durumunda normalleşme sağlanacaktır. Aksi taktirde hem Ruble’deki değer kaybı hem petrol gelirlerindeki azalma hem de genel olarak ekonomik faaliyetin ambargo nedeniyle daralması nedeniyle Rusya’nın bir süre daha bu sıkıntıyı yaşayacağı görülüyor. Biz de ona göre önlemimiz alıp en az bundan etkilenecek şekilde hem alternatif pazarlar hem de bu sorunların çözümü için ilgili kuruluşlarla diyalogu artırarak, vatandaşımızın mağduriyetini önleyecek önlemler aramamız gerekiyor.
ALTERNATİF PAZARLAR GÜNDEME ALINMALI
-Turizm sektörü açısından Rusya’ya yönelik indirimler söz konusu olabilir mi?
Sektör indirimlere sıcak bakmaz normalde ama bir sıkıntı devam eder, eğer düşüş olursa o da oradaki gelir kaybı nedeniyle bir takım anlaşmalar; tabi yapılan uzun süreli sözleşmeler var, yıllık sözleşmeler var, peşin ödemeli anlaşmalar var, sezonluk anlaşmalar var, değişik şeyler olduğu için turizmde, bir şekilde onlar da etkilenecek. Tabi şu an boyutunu bilemiyoruz, kimin nasıl sözleşmeler yaptığını ama bu da sorunlardan bir tanesi, yeni yapılacak sözleşmeleri doğal olarak etkileyecek. Turu operatörleri ve seyahat acenteleri doğal olarak belli konularda müşterilerine sundukları portföyleri ya küçültecekler ya düşük kalitede gösterecekler veya otelcilerden, servis sağlayıcılardan, tur operatörlerinden indirim isteyecekler. Başka türlü o krizi aşmaları mümkün değil. Onu yapamadıkları taktirde de oradan gelen turist sayısında belli ölçüde bir azalma olacak. Onun için bu fuarlarda, tanıtım kampanyalarında diğer ülkelere de biraz daha ağırlık vererek oradan oluşacak kaybın kapatılması gerekiyor. O anlamda söyledim bir takım önlemlerin alınması lazım. Hem ihracat pazarları açısından diğer pazarlarda biraz daha çeşitlenmeye giderek biraz daha açığın kapatılması lazım, hem de bize turist gelen ülkelerle ilgili çeşitlime yapıp oralarda da tanıtım kampanyaları düzenletilerek buradaki negatif etkiyi öbür tarafta azaltmak lazım.kaynak: Rusya Gündem