MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Vural, iktidarla terör örgütü ve HDP’nin Kobani olaylarını bahane ederek, millete yeni kumpaslar kurmak için harekete geçtiğini iddia etti.
Kobani olayları sonrasında hükümetin “sürece mahkum değiliz” şeklinde sert açıklamalar yaparak, “milletin gazını aldığını” savunan Vural, bunların tiyatro olduğunu söyledi.
Çözüm sürecinde hükümetin ortaya koyduğu en önemli amacın terör örgütünün silah bırakması olduğunu anımsatan Vural, “Ne oldu? Silah bırakmadılar ama siz tıpış tıpış PKK ile görüştünüz. Millete yalan söylediniz” diye konuştu.
Terör örgütü mensuplarının geçen yıl silahlarıyla yurt dışına çıkacağının açıklandığını, konunun tüm gazetelerde manşet olduğunu anlatan Vural, “Şimdi de aynı şeyler vizyonda. Bu bahar yine aynı çözüm, silah bırakma, sınır dışına çekilme yalanı manşetlere taşınacak. Demirtaş, ‘2015 Mart-Nisan’da silahsızlanma çağrısı yapılacak’ diyor. Ne var? Seçim var. Seçim döneminde AKP’yi milletten kaçırma taktikleri bunlar. Kumpas kurdukları milleti aldatmak için yeni oyunlar yapılıyor” dedi.
Vural, çözüm sürecinin tehdit ve taviz sarmalında olduğunu savunarak, şöyle devam etti:
“Süreç şantaj, tehdit-taviz, teslimiyet şeklinde tıkır tıkır işlemektedir. AKP nerede duracağını söylememekte, millete göstermemektedir. Bunun sonu nereye gidecek? AKP her tehdit karşısında teslim oluyor, yeni tavizler veriyor. Dolap beygiri gibi PKK’nın değirmenine su taşınmaktadır. Örgüt gücüne güç kattı, alan hakimiyetini genişletti. Şehirlerde, ilçelerde özerklik ilan ediliyor, hala yalan söyleniyor. Türkiye nereye gidiyor?
Beşir Atalay, Kobani olaylarından sonra ‘niyet tazelendi’ diyor. Bu niyet tazeleme değil, nikah tazeleme. AKP bu süreci devam ettirmeye mecbur olduğunu ortaya koydu. Kimi kime şikayet edeyim? Hükümet derhal, ‘milletin milli kimliğinden, egemenliğinden taviz verilmeyecektir. Devlet gücünü kimseyle, hiçbir grupla paylaşmayacaktır. Üniter devlet yapısı muhafaza edilecektir’ diye kararlılığını ortaya koymalı. Hükümet, çözümün ne olduğunu ivedilikle millete açıklamalıdır.”
Oktay Vural, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Dersim’i Kerbela’ya benzeterek millete ve inananlara hakaret ettiğini öne sürerek, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun da CHP adına özür dilediğini anımsattı. Tanrıkulu’nun, bu özrü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu adına yaptığını söylediğini anlatan Vural, Kılıçdaroğlu’nun, derhal bir açıklama yapması gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanlığı sarayına 250 odalı yeni bir bina yapılacağını da ifade eden Vural, “Bu odalar niye ihtiyaçtır? Bu kadar oda acaba sıfırlanamayan milyon dolarları koymak için mi? Tünel de yapılacakmış. Nakil işlemleri için mi?” dedi.
Başbakan Davutoğlu’nun 17 Ekim’de bedelli askerlik olmayacağını açıkladığını anımsatan Vural, “Davutoğlu bugün, ‘değerlendirmelerimiz sürüyor’ dedi. Devlet böyle yönetilmez” diye konuştu.
Davutoğlu’nun, muhalefetin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a istifa çağrısıyla ilgili, “Bakanların istifa edip etmeyeceği muhalefetin işi değil” dediğini de dile getiren Vural, “Muhalefetin işi neymiş peki? Başbakancılık oynamıyoruz, müsamerede değiliz” dedi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vural, Azerbaycan topraklarında bir Ermenistan helikopterinin düşürülmesine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, “Ermenistan, Azerbaycan topraklarını işgal etmiş haydut bir devlettir. Ermenistan’ın bu topraklardan çekilmesinin sağlanması gerekli” diye konuştu.
PTT’nin bu yıl 29 Ekim dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bulunduğu hatıra pulu bastığının ifade edilmesi üzerine Vural, “Bunlar kibirli zihniyetin sembolüdür” dedi.
Vural, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Muhafız Alayı’na yer ayrılmamasına ilişkin görüşünün sorulması üzerine de Muhafız Alayı’nın sembolik anlamı olduğunu ifade etti. Oktay Vural, “Bu saray, görünüyor ki Erdoğan’ın keyfi için yapılmış, Cumhurbaşkanı için değil. Başbakanlık için planlanmıştı. Erdoğan, Başbakanlık binasını işgal etmektedir. Muhafız alayından bir korkusu mu var, bilemiyorum” diye konuştu.