DÜNYA, örnek bir davranışa daha tanık oldu değerli okurlar…
Fransız asıllı siyahi futbolcu, birçok İngiliz takımında oynadıktan sonra transferin gözdesi oldu ve Nottingham Forest takımından ayrılıp Birmingham takımına geçti…
Bu transfer futbolcuya tam bir milyon lira sağladı.
Guy Moussi adındaki futbolcu, parayı ikiye böldü ve yarısını Soma’da hayatını kaybeden madencilerin ailelerine göndermeye karar verdi. Paranın yarısını ise kanser hastalarının tedavisi için kullanılmak üzere bir vakfa bağışladı…
Değerli okurlar, Moussi’nin iki menajeri var, ikisi de Türk…
Muzi (Muzaffer) Özcan ve Burhan Aytaç…
Onlar da bu tranferden paylarına düşen parayı Moussi gibi Soma ve kanserle mücadele için bağışladılar…
Bizde bazıları, adı Mustafa olan yakınlarına ya da arkadaşlarına Musi diye hitap eder. Guy Moussi de soyadıyla sanki Musi yani bizden biri gibi, yaptığı ise jest değil düpedüz insanlık…
Bizdeki Musi’lere örnek olacak bir davranış…
Deve yüküyle serveti olan ama eli cebine gitmeyen, yardımlaşmayı bilmeyen, “Rabbena hep bana” diyerek vicdanına kilit vuran Musi‘leri inşallah Guy Moussi‘nin bu kararı ayıltacak ve insanlık çizgisine taşıyacaktır.
* * *
HÂLÂ toplu (!) açılışlara gidiyor, hâlâ din üzerinden siyaset yapıyor…
Anlaşılan doymadı…
Bu tavrı yüzünden ameli de tartışılır halde, konumu da…
Ne düstur-ül ameli biliyor, ne ilm-ü ameli…
Dolayısıyla su-i amelden kurtulamıyor…
Allah ıslah ede!
* * *
BAŞIMIZDAKİ siyasal irade beton hastalığına yakalanmış durumda.
Yeşil alan düşmanı…
Ağaç görmesinler; hemen ya keserler, ya köklerler. Açılan alana da ya cami yaparlar, ya alışveriş merkezi. Çoğu alanı da daha zenginleşsin diye yandaş müteahhitlere (!) verirler…
………………………
Atatürk Orman Çiftliği‘ni berbat etmediler mi?
Güzelim Çamlıca Tepesi ne durumda gidip görün…
Dinciliğe selâm olsun diye Gezi‘nin yerine Topçu Kışlası‘nın yapılması yeniden gündemde…
İstanbul’un kuzeyindeki ormanlardan kesilen ağacın haddi hesabı yok..
Validebağ Korusu’na cami yapmak için el atmadılar mı…
Sanat dünyasının kullandığı yeşil alanı alıp betoncu müteahhite vermediler mi…
Tarihi Yedikule Bostanları’nı imara açtılar; yakında bu alan da beton yığınından ibaret yeni bir “Yaşam alanı” haline getirilirse şaşırmayın…
Çanakkle Boğazı‘na asma köprü yapmayı düşünüyorlar; iki yaka da binlerce ağaç kesecek, su havzalarını kurutacak, tarih yüklü alanların heder olmasına yol açacaklar.
Yırca’da, Anadolu’nun orasında burasında “Bize enerji lazım, zeytin ve ağaç değil” diyerek HES için doğanın florasını katletmeye kalkan, halkın direnmesiyle ve de yargının müdahalesiyle betonlaşmadan uzak tutulan siyasal iradenin, dumura uğramış aklı daha nereye kadar “İlle de beton” diye tutturacak!
Betona bu kadar düşkünlüğün altında elbet de hem AKP’ye, hem yandaşlara rant sağlamak niyeti yatıyor. Bir de, Osmanlı’nın şaşaalı, debdebeli, daha amiyane söyleyelim tantanalı yaşantısı ve cami yapmak suretiyle Müslüman gözükme telâşı…
Ne demişler, üzüm üzüme baka baka kararır; bunlar da birbirlerine baka baka kararıyor…
…………………………
Marmaris’in Karaca Köyü‘nün karşısında Karaca Adası var. SİT alanı bir ada. Birinci derecedeki SİT kaydını kaldırıp Rusya’nın zenginlerinden olan Abramoviç‘e satıyorlar.
Anlaşma sağlanırsa bedeli olan 35 milyon dolar, şu parasız halimizde can kurtaran simidimiz olacak. Malûm parasızlıktan şehir hastaneleri dahil onlarca yatırım, plan ve proje akim kalmış vaziyette.
Paralı askerlik konusu neden gündemde sanıyorsunuz…
…………………….. ..
Peki Abramoviç Karaca Adası’nda ne yapacak?
Otel yapması gündemde, yani bu adamız da beton yığınına dönecek…
Başımızdakilerin hangi yolun yolcusu olduğunu görüyorsunuz değil mi!?
* * *
EYFEL kulesi, dünyanın en ilginç yapılarından birisidir. Çelik konstrüksiyon ağırlıklı bir kuledir, muhteşemdir, heybetlidir…
Sadece Paris halkı değil Fransızlar’ın neredeyse tamamı Eyfel ile övünür…
Paris belediyesi, kentin göbeğine Eyfel‘e nazire gibi 42 katlı ve piramit şeklinde bir bina yapılmasına izin verince halk ayaklandı…
Henüz proje aşamasında olan 180 metre yüksekliğinde ve dışı cam
kaplı binanın varlığına halkın neredeyse tamamı karşı çıktı…
Konulara intikal zorluğu çekenlere “Fransız” yakıştırması yapmaktan herhalde vazgeçeceğiz. Öyle ya, Fransızın intikal hızına bakın…
Daha proje aşamasında olan bir gökdelenin yapımına karşı çıkan duyarlı Paris halkı kadar hassas olabilseydik, herhalde kentlerimiz beton yığını haline gelmezdi.