Dün sabahtan itibaren hangi kanalı açsanız “Musul Oparesyonu”ndan bahsediyor. Bunlara sevinmemek elbette mümkün değildir. 15 Şubat 1999’da da, Abdullah Öcalan’ın benzer bir operasyonla kurtarıldığına ne kadar sevinmiştik. Fakat sonradan anladık ki, paketlenen adam bizimkilere teslim edilmiş; bizimkiler de hava da bir kazaya uğramadan emaneti sağ salim ülkemize getirmişlerdir. Tabiî olarak “Musul” işinin de böyle olduğunu söylemek istemiyoruz; lâkin inşallah böyle değildir demekten de kendimizi alamıyoruz.. Gerçi böyle de olsa, önemli olan elbette neticedir ve böyle bir başarı ile de teselli bulabiliriz.
Operasyon yapılacak, fakat Başbakan yurt dışında; ABD IŞİD’e karşı görev veriyor kabul etmiyoruz; Fransa harekete geçmiş. Olacak ya, aynı gün PKK’nın Suriye’deki kantonu IŞİD tarafından yıkılmış ve PYD’li halk Urfa karşısında sınırları zorluyor; Başbakan’ın yurt dışından verdiği talimatla sınırı açıyoruz; esasında zaten sınır yoktu, hudut taşlarının bile yerinde olup olmadığını bilmiyoruz. Aynı yerde aylardan beri sınır tamiratı yapılamıyor; okullar açılmış ama bölgede eğitim ve öğretim yapılamıyor. Edinilen bilgilere göre sınırı aşan 4000 kişi; varsa akrabalarının evlerine sığınabiliyorlar. Açık konuşalım ki, dünya kadar bölgede “Örgüt Evi” olduğu sanılıyor; devletin paradan başka fedakârlık yapmasına gerek yoktur.
İktidar bayram ilân etmiş; ana muhalefet ne diyeceğini düşünüyor, MHP’den ses yok! Selâhattin Demirtaş 8 ilimizi içine kalan bir harita önünde konuşuyor ve ”Burası Kürdistan toprakları” diyor. İşte bütün bu hâdiseler dün cereyan etti, büyük bir heyecanla medya hikâyeleri ballandıra ballandıra anlatıyor.
Anlamak mümkün değil; Kuzey Irak’ta donanımlı bir “Peşmerge” ordusu var; Türkiye’nin Irak hudutları, PKK kampları silahlı ve donanımlı “Gerilla” ile dolu; sık sık Türkiye gibi büyük bir ülkeye kafa tutabiliyor, canları istediği karakolu ortadan kaldırabiliyorlar. Ve dünyaya ilân edilmiş ki, bölgede 5000 IŞİD militanı var; havadan dünya hava kuvvetleri bomba yağdırıyor. Suriye’nin Kürt yerleşim bölgesinde PYD’nin kurtarılmış bölgesi “Kobani Kantonu” saldırıya uğramış insanlar tehcir edilmiş! Sözümüz onlara bölgedeki Kürt ordusu, Türkiyeli gerillalar, yüce dağın maymunları, Kobani delikanlılarının eli armut mu toplar!
Maalesef vaziyet çok karışık kimin eli kimin cebinde bilemiyoruz! Çözüm sürecinde Hükümet hiçbir talebi reddetmiyor! Meselâ; istesinler “Kürt Okulları” açılmasına izin verelim diyorlar. Demek ki bugüne kadar açılmadığına göre bu işi “Hükümet”ten bekliyorlarmış. Bari olmaya oldu bu Kürtler bir şeyi başaramıyor, devleti de biz kurup ellerine teslim edelim olsun bitsin; ABD de İsrail de rahatlasın; Avrupa da belki bizi birliğine alır Türkiye demokrasi cenneti oluverir gider. 1.Dünya Savaşı sonunda Ermeni Devleti’nin kurdurulması gibi. Fakat o zaman bir amaç vardı: Ermenilerin Anadolu’dan el etek çekmesi. Şimdi!
Sağlıcakla kalın.