ERDOĞAN seçilip Çankaya’ya çıkarsa AKP kongreye kadar herhalde Bülent Arınç‘ın yönetiminde olacak…
Söylentiler o yönde; sadece söylentiler değil zayıf ihtimal de olsa manzara onu gösteriyor…
Arınç yufka yürek bir siyasetçi; üç dönem kapsamına girdiği için bir süre, belki de uzun zaman, aktif siyasetten uzak kalacak.
Recep Tayyip Bey sonuçta partiyi Arınç‘ın eline bırakmayabilir; kafasında başka isimler de olabilir…
AKP’nin başına kim getirilirse getirilsin parti kitlesi, o isme biat etmek zorunda. Çünkü iktidar partisi, tek kişiye biat etme şeklindeki hanedan anlayışının egemenliğinden kurtulabilmiş değil.
Ancak tablo değişebilir…
Onun da işaretini Bülent Arınç veriyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül‘ün “Gel” denildiğinde AKP’nin başına geçeceğini iddia ediyor.
Bu mümkün mü?
Olmadığını Erdoğan Çankaya’ya çıkma niyetini belli ettiği gün taa haftalar önce, aktif siyasette olmayacağını “Artık yokum” anlamında cümleler kurarak ifade eden Abdullah Gül‘ün, kısır döngü halini alan iktidar partisi yaşantısına ortak olacağını düşünmek yanlış olur.
Ülkemizde cumhurbaşkanının görev süresi dolduktan sonra aktif politikada yer alması şeklinde bir teamül de yoktur.Gül‘ün bu teamülü bozacağını sanmıyorum.
Durum, ekim ayında açıklık kazanır diye düşünüyorum…
* * *
ŞİMDİDEN başladılar…
–Askerliğimi Bornova’da topçu olarak yaptım. Asker arkadaşlarım hayatta. Kayıtlara inanmayanlara şahitleri de getiririm. Nasır dönemi Mısır’daydım. Bugün İslâm Âlemi bu haldeyse Nasır’ın yüzündendir. Bugün Kudüs kaybolduysa Nasır’ın eseridir. Ortadoğu’da sınırlar tam 100 sene önce çizildi. Bu devletler Osmanlı’dan doğan prematüre çocuklardı…
Duruma parmak basıyor:
–Bugün insanlarımız endişe içerisinde. İçeride siyasetin gerginleşmesi, etrafımızda
Birleştirici yanına dikkat; diyor ki:
-Alevi varlığı, Anadolu’nun sosyolojik bir realitesi. Mevlâna olmasa, Hacı Bektaş-ı Veli olmasa, Yunus Emre olmasa Anadolu bin sene Türk olmazdı. Başka imparatorluklar gibi, bizler de biterdik. Dolayısıyla bu vatanda doğan herkesin eşit şekilde yaşama ve devletten eşit muamele görme hakkı vardır. Alevi kardeşlerimizin cemevi taleplerine sempatiyle bakıyorum ve bu konuyu devletimizin düzenlemesi gerekir diye düşünüyorum…
Sisteme bakışı da net:
-Benim kanaatim, bize en uygun sistem parlamenter sistemdir. Meşrutiyet’ten beri yetki başbakandadır. Amerika’daki sistemde çok farklı bir devlet yapısı ve tarih söz konusu. Siz bu değişikleri yapmadan sadece baş kısmını alırsanız ya o kafa çatlar ya da bir Frankeştayn yaratırsınız. Cumhurbaşkanı siyasette taraf olmamalı, uzlaştırıcı olmalı, hakem olmalı, bir orkestra şefi olmalı.
…………………………
Hakkındaki bilgilere bizim de katkımız olsun bari:
–Ekmeleddin İhsanoğlu bir din adamının evlâdı. Merhume annesi dindar bir hanımefendiydi.
O nedenle sosyal ve kültürel değerleri muhafaza eden bir anlayışla büyüdü. Aynı zamanda fen tahsili almış biri olarak aklın ve bilimin önemini kavramış, Arap ve Batı edebiyatını çok iyi bilen bir insan. Dünyaya açılan bir yapıya sahip. Gerek akademik, gerek diplomatik kariyerinde bunu kanıtlamış bir muhterem…
İnşâllah devletin zirvesinde büyük hizmetler yapacak…
İhsanoğlu’nu önce rakipleriyle kıyaslayınız, sonra oy’unuzu kullanınız. Ayrıca etrafınızdaki insanlara da Ekmeleddin Bey‘i bütün özellikleriyle anlatınız değerli okurlar!