Günümüzde çobanlık mesleği yok olup giderken geriye kalan sadece dildeki deyimler olsa gerek. Koyun, keçi, sığır, manda ve deve sürülerini güdüp otlatan kişiler mumla aranır oldu. Bir işi yapıp bitirecek kişiler, istediklerinde olmayacak gibi görünen, olmaz zannedilen işlere mutlaka çözüm yolu bulurlar. Çobanın gönlü olursa tekeden bile yağveya süt çıkarır diye kullanılan söz, zor işlere çözüm bulanlar için söylenmiş gibidir.
Gönüllü çobanları yükseklerde yel, alçaklarda sel alıp gitmiş gibi bu çobanların köklerine kıran girmiş gibi bir durum söz konusudur. Onların yerine Halep’te on arşın atladığını iddia edenler, duman süpürgesiyle sisleri temizlediklerini ileri sürenler türemiştir. Gönülsüz köpek ava gitmez, aşksız meşk olmaz diyerek işten korkmamayı, zor işlerin üstesinden gelmeyi benimsemiş bir kültür gönülsüz insanlarla ne yapacaktır bilinmez. Palyaço iyimserliğiyle sorunların üzerine gidenler çoğalınca bilgili ve becerili olanlar onları seyretmek zorunda kalmışlardır.
Sorunları enine boyuna ve derinliğine ele alma yerine gönülsüz gönülsüz işe gidip gelenler birbirlerini engelleme derdine düşmüşlerdir. Milletin yaşama senaryosuyla ilgili acele karar verenler sorunların üzerine istemeden, arzulamadan gitmekte; karar verirken gayret ve çaba gösterme tetiğini çekmeyi unutmaktadırlar. Çobanlar verdikleri kararlarda gönüllülük gösterirken iş dünyasında çalışanlar zorla iş yapma mecburiyeti ile baş başa kalınca karar verme düğmesini çevirme zahmetine bile girmemektedirler. İşi yapmak için sorumluluk üstlenen çobanların yerini sorumluluğu sorumluluk olmaktan çıkarmaya çalışan laf ebeleri ortalıkta gezinmektedir.
Hayatın açmazları içinde yaşama kararı veren insanlar, çoban kadar sorumluluk almaktan kaçınarak, uyuşuk iradeleriyle başarı beklentisine girebilmektedir. İrade sözcüğündeki kararlılık ve gelecek zaman sorumluluğu gönüllü olma sözcüğünün içinde gizlidir. Kalabalıklar içinde gönülsüz gönülsüz dolaşıp kendini kaybedenlerin iş bitirmeleri nasıl beklenebilir? Dışarıda gazel okuyup türkü çağırarak sorun çözmeye kalkanlarda, çobanın isteyerek gösterdiği iradenin parçasını bulmak bile boşuna bir çabadır.
Yaşamda istemeden kibirli akıllarla maaş çeki vermeye kalkanların yalnızlığı, gönüllü olmanın önemini bir kat daha artırmaktadır. İnsanın hayatını zenginleştirecek olan gönüllülük, gönülsüzce cennet meyvelerinden yemeyi bekleyenlerden uzaklaşacaktır. Cesaretimizin kaynağı olan vicdanımız, kararlarımızdaki yanlışlığı da düzeltecektir. Yaşama robotsu bir şekilde uymaya çalışanlardaki kibir, onların korkaklık ve ürkekliğinin de göstergesidir. Tembellik mayasıyla mayalanan gönüllerde işten ve çalışmaktan korkmalar da kök salacaktır.
Dünyanın çivisi çıktı diyerek kendi gönlündeki anarşiye direnemeyenlerin çoban olmaya hakları da yoktur. Şimdiki zamanın olasılıklarına çoban olacak işlerin, tasarıların, bilgilerin ve bilgeliklerin olduğu bir ülkede gönül sözcüğü de yeşerir. Zaman koridorunda yolculuğa çıkanlar, hayatın direklerini de dikme gücüne sahiptirler. Hayatı erteleme peşinde koşanlardan gönüllülük beklenmez. Medeni şehirlerde şehrin kurallarına göre yaşamaya çalışan gönüllü çobanların mirası artık korkakları beklemektedir.
Kendilerine göre değer arayışına çıkan riyakârların (ikiyüzlülerin) gönüllerinde de dürüstlük ve cesaret bulmak çok zordur. Kendi dertleriyle yüzleşebilen kahramanlık ve yiğitlik cevherine sahip gönüllüler aranmakta olup hayatından yerine göre vazgeçebilme cesaretine sahip insanlar aranmaktadır. Kendine aşırı değer veren insanlarda gönüllü cesaret aramak da boşunadır. Haysiyet ve güven duygusu kaybolmuş olanlarda cesaret duygusu da seyahate çıkmıştır. Tekeden yağ çıkaracak çobanlar aranmaktadır.