Kendilerine Köroğlu denmesi için babasını kör etmeye çalışanlar var. Hatta kendilerini bile kör etme amacıyla davrananlar da var. Kalpleri kararanların kendilerini aklama ve paklama davranışları da insanları bıktıracak nitelikte. Kalpleri kararanlar, Köroğlu olma derdinde. Kendilerini aşırı değerli görenler, cesaret timsali olduklarını zannetmekte. Körün oğlu olanlar, karanlık ovalarda, karanlıklar içinde, dertli dertli dolaşıp durmayı tercih ettiklerinin bile farkında değil.
Vicdanlarına acıma mayası katılmamış olanlar, Köroğlu gibi zenginden alıp fakire vereceğiz diyerek ceplerini doldurma derdinde. Dünyanın çivisi çıktı diyenler, bunu herhâlde çivi sökerken görmüş olmalılar. Köroğlu’ndaki haysiyet ve güven duygusunun oluşturduğu cesaret, körün oğlunda kibre dönüşüveriyor. Köroğlu’ndaki kahramanlık cevheri, körün oğlunda korkaklıkla kol kola gezmekte. Bir robota benzeyen körün oğlu, yiğitKöroğlu’nun karşısında ezilip büzüleceğini bile bilmiyor.
Köroğlu’nun vicdanı cesaret kaynağı olduğu hâlde, körün oğlundaki kibir ürkeklik deposundan başka bir şey değil. Ürkek ve korkak olan körün oğlu, kendini aklamak paklamak için ikiyüzlü davranmayı yiğitlik zannederek, cennet meyvelerinin çekiciliğine tutkun oluyor. Köroğlu’ndaki hayat zenginliği ve hayranlık sözcükleri körün oğlunda boşluk duygusuyla merak denilen öğrenme arzusunu da yok ediyor. Köroğlu’nun engin iletişimiyle gelecekteki insanlara bilgece haykırışı, ikiyüzlü körün oğlunda kibirli seslere karışıyor.
Yalnızlığı bile cesaretle karşılayan Köroğlu, hünersiz körün oğlunun kibirli akılları tarafından sorgulanmaya çalışılıyor. Körün oğlu, Allah’tan kendisine maaş çeki vermesini beklerken, Köroğlu Allah’ı rızık veren olarak görüyor. Kendini Allah’ın sözcüsü veya iş birlikçisi yerine koyan körün oğlu, kendi şeref ve haysiyetini de ayaklar altına aldığını bilmekten acizdir.
Köroğlu’nun hazırladığı tarih pastasından körün oğlu da sebeplenmeye kalkmaktadır. Köroğlu ne istediğini bilirken, körün oğlu kendini yönetmekten acizdir. Özgürlüğün sorumluluğunu taşıyan Köroğlu’nun yanında körün oğlu özgürlüğü küçümsemeyi marifet saymaktadır. Kendi benliğinin bilincini iyi bilen Köroğlu, kendi kendini de biçimlendirirken, körün oğlu hasedinden şaşkınlık biçer hâldedir.
Köroğlu özgürlük ve sorumlulukla geleceğe temel atarken, körün oğlu asilik ve sorumsuzlukla kendini ortaya koymaktadır. Köroğlu gerçek bir baba iken körün oğlu babalık taşlayıcı olarak görülür. Oysa Köroğlu, ne babacılık ne de annecilik tutumuyla değil, tek başına ölüme bile kafa tutma cesaretine sahiptir. Körün oğlu ise aile bahçesinin dışına çıkmaktan korkan büyük bir bebekten farksızdır.
Cesaretiyle ortaya çıkan Köroğlu, düşmanını bile hanımının yanında övmekten çekinmez. Rahmetli Murat Çobanoğlu’nun Kiziroğlu Türküsü’nde dile getirdiği “Hışım gibi geldi geçti, peh peh Kirizoğlu Mustafa Bey” dizelerindeki gibi bilgece bir bilinç söz konusudur. Oysa körün oğullarında ukalalık derecesine varan ve kendinden tiksinip kendini suçlayıcı, böbürlenme, şişinme, gurur ve kibir davranışları ikiyüzlülüğün temel belirtileridir.
Köroğlu, günah ve sevabın ne olduğunu bilip günahlarına tövbe ederken, körün oğulları tövbe kapılarının nerede olduğunu, ne zaman açılıp kapanacağını bile bilmezler. Körün oğulları kara büyü bağının bozumundaki boşlukta debelenen ikiyüzlülerden başkaları değildir. Hatta onlara içi boş tenekeler dense yeridir. Onların soytarılıkları sipariş edilen soytarılık ve kahkahalarda gizlidir. Değer sistemimiz serbest piyasa ekonomisinin pazarında satılığa çıkarılırsa, millet olarak yozlaşma ve çürüme kaçınılmaz olacaktır. Zira devleşen şirketler, dünyayı yutma peşinde olup körün oğullarını kullanarak Köroğlu’nu yok edeceklerdir.