
Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov Yurt gazetesine konuştu ve Kırım’da bundan sonra yapacaklarını açıkladı.
Burak Kılavuzoğlu- Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya’nın ‘arka bahçesi’ sayılan Ukrayna, geçtiğimiz şubat ayında gerçekleşen ‘Maidan eylemleriyle’ Avrupa Birliği yanlısı, görece olarak sağcı bir hükümete kavuştu. Hükümetin ülkenin neredeyse yarısını oluşturan Rus asıllı vatandaşlarına sağlayamadığı güven duygusu nedeniyle Rusya öncelikle Kırım Yarımadası’na müdahale etti, daha sonra halen gündemden düşmeyen Ukrayna’nın doğusunda yaşanan olaylara müdahil oldu. Kırım Yarımadası’nda ‘oldu bittiye’ getirilen referandum ve ilhak kararı sonucu, bölgede yaşayan Kırım Tatar Türkleri hem Ukrayna Hükümeti’nin kendilerine tanıdığı haklardan feragat etti hem de tarihleriyle yüzleşmek zorunda kaldılar. Kırım Tatar Türkleri’nin geleceği ile ilgili Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov ile yaptığımız röportajda, Ukrayna’nın doğusunda yaşananları ve Kırım Tatar Türkleri’nin ‘birleşme’ sonrası izleyecekleri politikaları sorduk.
Kırım’a ‘özerklik’ tanınacak mı? Rusya ile bu konuda yaşanan anlaşmazlıklar neler? Kırım Tatar Türkleri’nin statüsü yeni Anayasa’da nasıl belirlendi?
Kırım şu an sözde ‘özerk’ bir Cumhuriyet ama süreç devam ediyor. Kırım’daki durum Rusya’nın diğer özerk cumhuriyetlerinden farklı, diğer cumhuriyetlerde örneğin Tataristan’da, Tuva’da halkların anadil hakkı anayasada yer edinmiştir. Bu cumhuriyetler ‘özerk’ yapıdadır. Parlamentoları, kendi seçimleri düzenlenir. Moskova’dan tepeden inme kurallarla yönetilmezler. Kırım’da ise kurallar, yönetmelikler doğrudan Rusya’dan geliyor. Tatar halkının, hakları anayasal güvence altında değil, çeşitli yönetmelikler çıkarılarak bu haklar tanınıyor. Rus Duma’sından gelen ’emirler’ parlamentodan doğrudan geçiriliyor. Bu konuda Kırım’ın doğrudan Moskova tarafından yönetildiğini söyleyebiliriz. Moskova, Kırım’a kendi toprağı gibi davranıyor. Rus çoğunluğun varlığı biz azınlıkların söz söylemesini engelliyor. Biz yeni anayasa çalışmalarında önce Kırım Parlamentosu’na öneriler sunduk. Daha sonra anladık ki Parlamento üyeleri Rus Duması’nın birer üyesi gibi davranıyorlar, bunun üzerine taleplerimizi, endişelerimizi doğrudan Moskova’ya ilettik. Hükümet kanadından yatıştırıcı açıklamalar yapılsa da, Rusya bizim endişelerimizi giderecek bir adım atmadı. Anayasa’da Kırım Tatar Türkleri’ni tanımlayan bir madde yok, ne azınlık olarak yazıldık ne de yerli halk, milli azınlık, yerli halk olarak anılmadık. Statümüz belli değil. Anayasa’da varlığımız yok sayılıyor.
Ukrayna’nın doğusunda yaşananları nasıl yorumluyorsunuz?
Rusya’nın Ukrayna için iki temel planı var, birincisi Ukrayna’yı eskisi gibi kendisine bağımlı hale getirmek, ikincisi de Ukrayna’nın deniz bağını kesip Moldova’ya kadar bir hattı kendisine bağlamak, ilk planın geçerliliğini yitirdiğini söyleyebiliriz. Ukrayna halkı artık uyandı, Rusya’ya bağımlı, kötürüm bir Ukrayna istemiyorlar. İkinci plansa bariz olarak gerçekleşiyor. Ukrayna’da Rus halkının çoğunlukla yaşadığı bölgeler (başta Kırım olmak üzere) ayaklandı. Rus propagandasına maruz bırakıldı. Hatta hepimiz şahit olduk, Rus askerleri doğrudan bu bölgelere müdahele etti, etmeye de devam ediyor. Ukrayna Hükümeti bu bariz işgale dirense de güçsüz ve basiretsiz bırakıldı. Yanukoviç döneminde ordunun önemli yerlerine getirilen Rus yanlısı isimler bugün Ukrayna’nın başına dert oluyor. Ordudan kopan ve isyancıların tarafına geçen birlikleri görüyorsunuz. Ukrayna’da geçmişten gelen anlayış nedeniyle çürüme, çöküş yaşanıyor. Ukrayna’ya acil bir reform lazım, yeniden yapılandırılma lazım, AB ve ABD eğer müdahil olmak istiyorlarsa bu konuda Ukrayna’ya yardım etmeliler. Ukrayna, Rusya’dan bağımsız tek başına ayakta kalabilecek bir ülke olduğunu kanıtlamalı, bunun için önce ‘içimizdeki düşmanlardan’ arınmamız gerekiyor.
“Ukrayna için acil reform gerekli, eski iktidarların bürokrat tutumları, Sovyetlerden kalma köhne zihniyet günümüz dünyasına ayak uydurumaz. Ukrayna’ya destek vermek isteyen batılı ülkeler öncelikle Ukrayna’da demokrasinin tesisi için çalışmalar yürütmeliler. Ukrayna’nın bütün halkların haklarını koruyan, dünyaya açık, sadece Ukraynalı’ların sözünü içeren bir anayasaya ihtiyacı var.”
Kırım Tatar Türkleri ‘ilhak’ kararından sonra ne yapacak?
Rusya her gün yeni bir kararname, yönetmelik ile Kırım’ı kendi toprak parçasına çeviriyor. Her gün yeni bir şey oluyor. Yeni Rus kanunları uygulamaya alınıyor. Kırımlı her yeni gün Rusya’ya uyanıyor. Hayatı Rusça dinliyor. Rus enformasyon bombardımanına tutuluyor. Rusça bilmeyen azınlık ne yapacağını bilmez halde, insanlar çocuklarının hangi dille, nasıl bir eğitim sistemiyle eğitileceğini merak ediyor. Değişen mali yönetmelikler iş yerlerini büyük sıkıntıya sokuyor. Vatandaşlık sorunu halen çözülmedi. Kırımlılar, Ukrayna kimliklerinden vazgeçmeye zorlanıyor. Biz en azından anayasal haklarımızı korumak istiyoruz. Bu sebeple Kırım Tatar Türkleri olarak referanduma gidiyoruz. Umudumuz zayıf, biz sesimizi çıkarsak da, Rusya’da bu sesin yankı uyandırmayacağını biliyoruz. Yine de Kırım bizim vatanımız, sürgün yediğimiz topraklara bunca yıl sonra geri döndük. Asla bırakmayacağız, kültürümüzle, dilimizle yaşayacağız.
REFAT ÇUBAROV KİMDİR?
22 Eylül 1957 tarihinde ailesinin sürgünde olduğu Özbekistan’ın Semerkant şehrinde doğan Refat Çubarov, 1983 yılında Moskova Devlet Tarih ve Arşiv Enstitüsünden Tarihçi ve Arşivci olarak mezun oldu. Ağustos 1983’ten Eylül 1990 tarihine kadar Letonya’nın başkenti Riga’da Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Devrimi ve Sosyalizm Yapılanma Devlet Merkez Arşivin’de uzman arşivci, yönetici ve uzman araştırmacı olarak çalıştı.Mayıs 1994-Nisan 1998 tarihleri arası Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu’nda Kırım Yüksek Konseyi Daimi Komitesi’nin Ulusal Politika ve Sürgün konularından sorumlu Kırım Parlamentosu Başkan Yardımcısı pozisyonunda çalıştı. Ukrayna Parlamentosu’nda 1998-2002, 2002-2006 ve 2006-2007 dönemlerinde üç kez milletvekili oldu. Refat Çubarov, 27 Ekim 2013 tarihinde Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı seçildi. Halen görevini sürdürmektedir.
YURT GAZETESİ