Ergun KAFTANCI
Seçime iki hafta kala ülkede müthiş bir gerginlik yaşanıyor. Sandığa bu gergin havada gidilirse seçimin âkıbeti de tartışma konusu olabilir…
Yaşanan gerginliğin müsebbibi AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘dır.
Bu saptama, sadece bize ait değil değerli okurlar; Türkiye’yi dikkatle izleyen yabancı gözlemcilerin de söyledikleri bu.
Yerel iktidarı kaybetmemek için muhalefete argoyla ve sövgüyle ve hilâf-ı hakikat beyanlarla yüklenerek yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, karapara aklama, ihalelere fesat karıştırma, bakanların ve çocuklarının bu tür işlerin içerisinde bulunmaları, Bilal Erdoğan‘ın başkanı olduğu vakfın söğüşleme merkezi haline getirilmesi fiillerini unutturmak mümkün değil ki…
Bir yandan hırsızlık, bir yandan da namus gösterisi “Siyasal komedya”dan başka bir şey değildir. Üstelik bu komedya, Dante’nin “İlahi Komedya” adlı eserini dahi geride bırakacak niteliktedir…
Meydanlarda namus adına atıp tutarak mangalda kül bırakmayanlar, yaşanan hırsızlığı, yolsuzluğu, rüşvet alışverişini, ihaleye fesat karıştırmayı, “Devleti soymuyoruz ya” demek suretiyle halkı soyduklarını itiraf etmiş oluyorlar.
Ya terör konusu?
Ülkeyi ve milleti bölünme noktasına babam mı taşıdı?
Minareyi çalan kılıfını hazırladı ve terörist saldırıların durdurulması koşuluyla
Bu oluşumu iktidar inkâr etse bile BDP ve İmralı doğruluyor!
Velhasılı kelâm halkımız, heam yerel, hem milletvekili seçiminde AKP’ye sıraladığımız bu nedenlerden dolayı oy vermemelidir.
Bunların elinde ülkenin karanlığa sürüklendiğini görmek zorundayız…
* * *
Bu iktidarla devam edersek, bozuk ekonomi ve bölünme olasılığına ilaveten baskı, zulüm, işkence, ayrıştırma, hukuksuzluk, adaletsizlik, eşitsizlik ve kayırmacılık gibi hepsi başlı başına felaket olan bu oluşumlar da topluma vurulmuş prangalar olacaktır.
Yurttaşlar uyanık olmalı…
Bunlar hepimizin parasını çalıyor. Saçı bitmemiş yetimleri dahi açlığa, yokluğa, karanlığa mahkûm ediyorlar. Celladımız olmaya kalkıyorlar. İnsan biraz sonra kendisini asacak celladına hiç izzet-i ikramda bulunur mu?
Allah’ın seven bunlara oy vermesin ve bu ülkeye de, millete de iyilik yapmış olsun!
“İŞTE İSTANBUL” LAFINDAN SONRA OLANA BAKIN
——————————
MEYDANLARDA hakaretleriyle halkı tahrik etmenin de cezası olmalı; hatta o cezayı halk vermeli. Sandığa gidildiğinde bunlara oy vermemeli…
Bence en büyü ceza bu…
Ceza dediğimiz caydırıcı olduğu kadar terbiye edici de olmalı!
* * *
Tayyip Bey İzmir’de bindirilmiş kıt’aların toplandığı meydanı görünce seviniyor, “İşte İzmir” diyor…
Şimdiden söyleyim, göreceksiniz bu sevincin sonu hüsrandır!
* * *
Yaşı uygun olmadığı için bilemeyecek, bari biz bahsedelim…
1949 yılında Taksim’deki karşılama mitingine gelen Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü‘ye lebaleb dolu meydanı gösteren devrin valisi Fahrettin Kerim Gökay, “İşte paşam İstanbul” demişti de merhum İnönü, 1950 seçimini kazanacağı umuduyla meydandan ayrılmıştı.
Ne oldu onu da hatırlatayım; o seçimi CHP kaybetti, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar oldu, Meclis neredeyse silme DP’li vekille doldu…
“İşte İstanbul paşam” lâfı İnönü merhumu nasıl rahatlattıysa “İşte İzmir” tekerlemesi de Tayyip Bey’i öyle rahatlatmıştır.
Sonrasında Tayyip Bey “Allah rahatlık versin” diyerek kurumuş dere gibi, yatağına çekilecek…
SEN DAHA HAREKET GÖRMEMİŞSİN
——————————
İZMİR‘de meydana konvoyla gelen Tayyip Erdoğan bir apartmanın balkonundan seyreden kadın yurttaşımızla göz göze gelmiş.
Orası İzmir, CHP’nin kalesi ya…
Eşi yanında olduğu halde “Burada ne işin var” anlamında iki kolunu açan kadın yurttaşı Tayyip Bey hemen yanındaki korumalara gammazlamış…
Koşmuşlar, apartmandan kadını ve eşini alıp karakola götürmüşler…
Sorgulamışlar; tutanak tutup imzalattıktan sonra kadın yurttaşla eşini salmışlar..
O yurttaşımız şimdi yargılanacağı günü bekliyor..
Tayyip Erdoğan’ın konuya ilişkin tepkisine gelince, şöyle buyuruyor:
-Bugün gelirken bir bayan, yanında herhalde kocasıydı, beyiydi. Oradan eliyle öyle çirkin bir hareket yapıyor ki, işte CHP bu. Yani ülkenin başbakanı oradan geçiyor, sen elinle kolunla o hareketi yapıyorsun. Sen bir bayansın ya, kadınsın ya, sen o kol hareketini nasıl yaparsın? İşte CHP zihniyeti budur. Yani bunu bir erkek yapsa aklım erer de, ki o dahi yapamaz, bir bayanın onu yapmasını anlamıyorum…
Masum bir tepkiyi büyütmek, evirip çevirip CHP’ye yamamak muhtereme özgü bir tavır, önce onu belirteyim…
Sonra, iki kolunu yana açmak neden yapılmayacak el kol hareketi olsun…
Yapılabilir, edep dışı da değildir, hakaret de…
O hareketi edep dışı ve hakaret olarak algılamak da muhteremin mantığına uygundur…
Anlaşılan bunlar hareket görmemiş; sandıklar açıldığında daha ne hareket görecekler kim bilir!
——————————
CHP‘ye çöp diyor…
MHP‘ye yalan yanlış, ağzına geleni yakıştırıyor…
Kol kola girdiği terörist ortağına bile lâf yetiştirmeden duramıyor…
Ne iş çevrelerini bırakıyor, ne üniversiteleri…
Gençlerin arasında cephe oluşturmaktan geri kalmıyor…
Esnaf, memur, emekli, çiftçi, çalışan çalışmayan her kesimi yoksulluğa mahkûm ediyor ve birbirinin üzerine salacak politikalar izliyor…
En barizi de ortada, “Bizler-Onlar” diyerek toplumu bölüyor.
77 milyonu kardeş yapmış…