Yerel seçim çalışmalarının hız kazandığı günümüzde, ülkemizdeki siyasi partilerin; propaganda çalışmalarını, genelde ya ideolojik ve bilimsel temele dayalı olmaksızın diğerini kopya ederek klasik- gelişi güzel, ya da ideolojisinden bir haber reklam şirketlerinin danışmanlığı ve lojistik desteği ile anlam ve ifadeden yoksun bir şekilde sürdürdüğünü görüyorum.
Modası geçmiş, diğerinin kopyası şeklindeki gelişi güzel propaganda; “dostlar, alışverişte görsün” ifadesinden öteye gidemediği gibi, reklam şirketlerinin insiyatifine bırakılan propaganda da etkili ve kalıcı olamıyor. Bu ideologların işi olduğu kadar, reklamcılık da propaganda değildir.
Tanımı
Propaganda, Latince bir sözcük, “yayılacak şey” demek. Bununla birlikte; bunun, birçok farklı tanımı var. Genel olarak da “birey, grup ya da toplumu bir şeye ikna etme, inandırma ve sürükleme amacına hizmet eden, kesintisiz sürdürülen, uzun süreli bir çalışmadır” şeklinde tanımlanmış. Tabii ki propagandayı; kısaca, “insanları, yokluğunda davranmayacakları bir şekilde davranmaya sevk etme çabası, ya da sanatıdır” şeklinde tanımlayanlar da var.
Unsurları
Propaganda da; kaynak, propagandist, kitle, zaman ve araçlar olmak üzere beş unsur vardır.
Propaganda Bilgi veya İnanç ya da Düşünceye Dayanır
Propagandanın var olabilmesi için her şeyden önce insanların ikna olacağı, inanacağı, peşinden koşacağı bilgi-inanç–düşünce-doktrin-ideoloji gibi bir kaynağın bulunması gereklidir. Bu yoksa propaganda da yoktur.
İdeolog ve Propagandist
Propaganda da ideolog ve propagandist olmak üzere ikili bir uzman kadro vardır. İdeolog; propagandanın teorisyeni (strateji ve taktiklerini belirleyen), propagandist ise pratisyenidir (uygulamaya koyan).
Teşkilatlanma
Alt kadro olmadan, yaygın bir propaganda yapılamaz. Bu da yaygın bir teşkilatlanmayı gerektirir.
Bir partinin kabullendiği ideoloji, teşkilat yapısı ile yönetim şeklini belirler. Kitleleri hedef alan partilerin ise; teşkilatlanmada, toplumsal gelişmişlik düzeyinin ortaya çıkardığı sosyal kurumsal yapıyı dikkate almaları gereklidir.
Partizanlar ve Sempatizanlar
İster ılımlı, ister radikal olsun, her partinin; oranı değişmekle birlikte bir partizan ile sempatizan kesimi vardır.
Partizanlar; aktif, sempatizanlar ise pasif kesimini oluşturur. Buna paralel olarak da propagandanın aktif oyuncuları partizan, pasif oyuncuları da sempatizan kadrodan oluşur. Bununla birlikte bazen sempatizan konumunda olan bir düşünür, ünlü bir sporcu, yazar, sanatçı veya kanaat önderi, partizan kadronun yapamayacağını yapar, partiye büyük bir taraftar kazandırır.
Niçin?
Her toplumda; kendisine büyük bir sevgi ve saygı duyulan, düşünür-sporcu-yazar-sanatçı veya kanaat önderi gibi kişiler vardır. İnsanlar, kendileri için adeta idol haline gelen bu kişileri taklit ettikleri gibi, bunlardan istek ve şikayetlerini de dile getirmesini beklerler. Bunların; söz ile tutum ve davranışının, toplumda büyük bir karşılık bulmasının nedeni de budur.
Propagandistin Kimliğini Gizlemesi
Propagandacının, tanınmadığı bir ortamda; kimliğini gizlemesi, ikna ve inandırıcılığına güç katar.
Propagandist Bencildir
Propagandacı; iyi niyetli olsa, başkalarının zarar görmesi önemli değildir, önemli olan tek şey ise amacına ulaşmasıdır.
Propagandistin Amacı Gizli Olabilir
Propagandacının; gerçekler apaçık ortada iken, herkesin hoşuna gideceği güzel sözler söylemesi, gerçeklerin üstünü örtmeye çalışması amacının gizli olduğunu gösterir. Terörle mücadelenin zirve yaptığı bir ortamda barış havariliği yapmak, mali sıkıntıları gizlemek için pembe tablolar ortaya koymak buna örnek teşkil eder.
Kitle
Propagandanın hedefi, toplumun gelişmişlik düzeyine göre; birey, gençlik, kadın, sosyal medya takipçisi, iş bölümüne dayalı sosyal kesimler (İşçi ve işveren sendikaları, esnaf konfederasyonu, ziraat ve serbest meslek odaları v.b.) olabileceği gibi, cemaat, tarikat, klan, aşiret v.b. kesimler ya da toplumun tümü de olabilir.
Hiçbir Parti “Herkesin Partisi” Olamaz
Her düşünce; karşıt bir düşünceyi doğurur, bir düşüncenin yanında yer alanlar olduğu gibi, bunun karşısında duranlar da vardır. Önemli olan ise bir düşüncenin çoğunluk tarafından kabulüdür.
Özellik Analizi
Hedef alınan kitlenin; eğitim-kültür seviyesi, algılama gücü, inancı, gelir durumu, alışkanlıkları, tutum-davranışları, his-heyecanı, şikâyet ve beklentileri bilinmeden etkin ve verimli bir propaganda yapılamaz.
Bir Mala Talep Yoksa O Mal Sunulamaz
Bir mal veya hizmetin; arz edilebilmesi için, o mal ya da hizmete bir talebin olması gerekir. Her şeyin talebi oluşturulabilir, ancak bu meşakkatli ve maliyetli bir iştir. Bunun yanı sıra uzun bir zamanı da gerektirir. Bu nedenle de her dini-etnik-ideolojik hareket, kendisine ihtiyaç duyan kesim ve bölgeyi hedef alır, burada yoğunlaşarak çevreye yayılır.
“Propaganda” Propagandadır
Propagandanın beyazı, karası, grisi olmaz; propaganda, propagandadır.
Bir şey ne kadar çok söz edilirse, o şey o kadar çok bilinir. Önemli olan bir şeyden olumlu ya da olumsuz yönde söz etmek değil, söz edilmektir. Bir şey çoğunluk tarafından reddedilse bile, onun mutlaka bir alıcısı olduğu da unutulmamalıdır.
Dünün marjinal dini veya etnik ya da-düşünce hareketi; bugün için kitlesel bir hale gelmiş ise bunda bu tür bir propagandanın önemli bir rolü vardır.
Batı Tipi Propaganda
İşbölümüne dayalı sosyal yapının güçlü olduğu, yurttaş bilincinin oluştuğu ve birey iradesinin öne çıktığı toplumlarda; sivil toplum örgütleri ile sosyal kesimleri temsil eden kurumların, çıkar, hak ve şikâyetleri önemlidir. Bunu dikkate almayan partiler, ne var olabilir, ne de gelişebilir.
Ortadoğu Tipi Propaganda
İşbölümüne dayalı sosyal yapının zayıf olduğu, yurttaş bilinci ile bireysel iradenin gelişmediği ve ikili bir sosyal yapının bulunduğu toplumlarda ise; hemşeri-aile-aşiret-etnik-tarikat ve cemaat bağları önemlidir. Burada da pragmatik ve popülist liderler, kanaat önderleri, aşiret reisleri, feodal beyler ve para babaları öne çıkar. İnsanlar ya bunlara bakarak, ya da kuvvetli esen siyasi rüzgâra göre bir tutum ve davranış sergiler.
Propaganda Taraftar Kazanmaktır
Nasıl ki spor kulüplerinin, vakıf ve derneklerin Orlando Bloom is really livin the dream (allegedly punching justin-bieber-news.info )Dear Orlando Bloom – Legolas would’ve landed that punch. taraftarı varsa; partilerin de taraftarı vardır. Bu nedenle propaganda esas olarak partiye taraftar kazandırmaktır.
Taraftara İnandığına Ters Düşen Hiçbir Şey Kabul Ettirilemez
“Ben şu partidenim” diyen bir kişiyi ikna etmeye çalışmak boşuna gayrettir. Bunlardan; olağanüstü olaylar dışında, yeni bir şeyi kabul etmesi de beklenemez.
Gençler ve Kadınlar Değişime Açıktır
Orta yaş ve üstü erkekler; risk almaktan çekinir, bunun için de mevcut alışkanlık ile tutum ve davranışlarını sürdürmek eğilimindedir.
Gençler ve kadınlarda ise his ve heyecan öne çıkar, bu da onların yenilik ve değişime açık olmasını sağlar. Bunun için bunlar, her zaman ve öncelikle propagandanın hedef kitlesi konumundadır.
Küskünler ve Mutsuzların Umudu Olmak
Küskünler ve mutsuzlar; muhalefetin, kolaylıkla kazanabileceği bir kitledir.
Halka Rağmen Siyaset Yapılamaz
Propaganda da karşıt olarak kitle ya da kitleler değil, kişiler alınır. Kitlelerin istek ve şikâyetlerine sahip çıkmayan bir siyasi hareket; taraftar kazanamayacağı gibi, bunda ısrarlı olan lider de taraftarı nezdinde itibar kaybeder.
Güç Birliğine Gitmek
Ortak endişe ve amaçlar güç birliğini doğurur. Burada önemli olan ise bundan kazançlı çıkmaktır. Buna örnek olarak da Adolf Hitler ile Mao’nun, iktidara geliş stratejisini verebiliriz.
Muhalefetin Rakibi İktidardır
İktidarı hedefleyen bir partinin rakibi iktidardır. Farklılığını ortaya koyamayan, iktidarı destekleyen, ya da iktidara destek verdiği algı ve imajını veren parti; muhalefet ve taraftarı nezdinde itibarını kaybeder, iktidar çevresine de yararlanamaz. Çünkü insanlar, “önde giden ve güçlüden yanadır”, “taklidini değil, orijinalini tercih eder”.
Yerini Doldurmak
Bir parti; yerini dolduramazsa, benzer başka bir parti, bu kulvarda hayat bulur ve gelişir.
Vakıflar Toplumla Olan Bütünleşmeyi Sağlar
Propaganda da taraftar kazanmak kadar, taraftarı kaybetmemek te önemlidir. Eğitim-sağlık ve sosyal yardımlaşma amacıyla kurulan vakıflar; bu amaca hizmet ettiği gibi, siyasi hareketlerin kitleleşmesini de sağlar.
Zaman
Propaganda; belli bir zamanla sınırlı değil, belli dönemlerde dalga boyu zirveye ulaşmakla birlikte, sürekli ve kesintisiz sürdürülen bir çalışmadır.
Yayın Araçları
Etkin ve verimli bir propagandanın yapılabilmesi için her şeyden önce iyi yetişmiş bir personel kadrosu ile güçlü yayın araçlarının bulunması gerekir.
Görsel Medya
Görsel medya; ekonomik-sosyal-kültürel-siyasi operasyonlarda, kullanılan yayın araçlarının başında geliyor. Bunun için günümüz dünyasının en etkili yayın aracı konumunda. Uluslararası alanda geniş bir izleyici topluluğu bulunan televizyon kanallarının ideolog-sosyolog-psikolog gibi bir kadroyu içermesi de bununla ilgilidir.
Hele kitap, gazete ve dergi okuyucusunun düşük olduğu ülkemizde, görsel medyanın daha da öne çıktığı görülüyor.
Neden?
Bunun iki nedeni var.
Birincisi; okuma alışkanlığı olmayan, eğitim ve kültür seviyesi düşük olan ülkemizde; görsel medya, halkın hem günlük olayları takip, hem de en önemli eğlence aracıdır.
İkincisi ise; duymak ve görmek, okumaktan hem kolay, hem de rahat anlaşılır bir özelliktedir.
Sosyal Medya
Arap Baharı-Gezi Parkı-Ukrayna eylemleri dikkate alındığında; özellikle gençlik ile eğitimli kesimlerin takipçisi olduğu sosyal medyanın, önemli bir propaganda aracına dönüştüğü anlaşılıyor.
Sosyal medya takipçilerinin; genelde, toplumdan farklı bir his- heyecan ile kültür ve düşünceye sahip olduğu, marka-müzik-sanat grupları oluşturduğu ve bunları popüler kıldığı görülüyor.
AKP’nin sosyal medyada popüler olan Dombra parçasından alıntı yapması, bu kesimin kazanılmasına yöneliktir. Ancak; bundan, doku uyuşmazlığı nedeni ile bir fayda sağlaması da beklenemez.
Sosyal medyada taraftar kazanmak öyle kolay bir iş değildir. Sosyal-psikolojik yaklaşım ile bir kadro çalışmasını gerektirir.
İnsanlar İçin Genelde “Beyaz ya da Siyah” Vardır
İnsanlar, genel olarak; okuduklarına, duyduklarına ve gördüklerine ya inanırlar ya da inanmazlar. Düşünen, akıl ve mantık yürüterek analiz yapanlar ise azınlıktadır.
Alanlara İnmek
Alandaki atmosfer, görsel ve sosyal medyadaki teveccühün ispatıdır.
İstediğiniz kadar görsel ve sosyal medyada boy gösterin, sokakta-çarşıda-pazarda yoksanız, vatandaş nezdinde de yoksunuz. Çünkü İnsanlar, önde giden ve güçlü olanın delilini alanlarda arar.
Yürüyüş ve Mitingler Bir Şovdur
Yürüyüş ve mitingler, halkın; his ve heyecanını, istek ile şikâyetini açığa vurduğu ortamlardır. Bunun, bu amaca yönelik olması ve buna hizmet etmesi esastır. Bu da biri disiplin, diğeri de görkemli meydan düzenlemesi olmak üzere iki çalışmayı gerektirir.
Yürüyüş ve Miting Disiplini
Yürüyüş ve miting, buna öncülük edecek olan bir kadro tarafından düzenlenir. Adına “ne denirse” densin, öncü bir kadro olmadan, yürüyüş ve miting yapılamaz.
Yürüyüş ve mitingin, bir disiplin içinde yapılması esastır. Bu da bir yönetim ile kontrol ve güvenliği gerektirir.
Yürüyüş ve mitingi düzenleyen kadro, kitleye hâkim bir pozisyonda olmalıdır. Aksi halde kitleye yön ve şekil veremez. Konu ile alakasız ve anlamsız sloganlar-bez afişler ortaya çıkar, yürüyüş ve miting; uyum ve estetikten yoksun bir şekle dönüşerek, provokatörlerin açık hedefi haline gelir.
Meydan Düzenlemesi
Meydan çerçevelemesi ve süslemesi; meydanın kare, dikdörtgen ve daire şeklinde olmasına göre yapılır. Dikdörtgen şeklindeki bir çerçeveleme meydana derinlik kazandırır.
Meydan çerçevelemesinin; büyük bayraklar ile yapılması, bayrak boylarının önden arkaya doğru uzaması, bez afişlerin yan ve arkalarda yer alması, kırmızı-beyaz-siyah gibi dikkati çeken renklerin bir uyum içinde kullanılması görüntüyü estetik ve etkili kılar.
Pankart ve sloganlardaki sözler; bir düşünceyi veya karşıtlığı ya da desteği yansıtan kısa-öz ve vurgulu sözcüklerden oluşmalıdır. Bunun birbiri ile uyumlu ve tamamlayıcı bir özellikte olması gereklidir.
Mitingi düzenleyen kadro, bu orkestrayı yönetecek bir konumda yerini almalıdır.
Farklı boy ve renklerde bayrak ile pankartların iç içe olduğu, pankartların anlamsız ve alakasız sözler içerdiği, kitle uyum ve disiplininden yoksun bir şekilde herkesin nağra atar gibi bağırıp-çağırdığı bir ortamda görüntü ve ses kirliliği vardır. Bu da kitleyi huzursuz eder ve kaçırtır.
Görkemli Yürüyüş ve Mitingler
Küçük yürüyüş ve mitingler, görkemli bir mitingin adeta provasıdır. Küçük yürüyüş ve mitingler yapılmadan, görkemli bir miting de yapılamaz.
Aktivite
İnsanlar, doğal olarak beklemeyi sevmez. Konuşmacıyı beklemek, kitleyi heyecanlandırdığı gibi huzursuz da eder. Bunun için meşgul olacağı bir konu arar. Bu da kitlenin dağılmasına yol açar. Müzik-marş ve sloganlar ise kitleye his ve heyecan vererek toplanmasını sağlar.
Yeni Bir Şey
“İnsan, kırk gün baklava yese bıkar” diye bir söz vardır. Yıllarca sürekli tekrar edilen müzik-marş ve sloganlar, istenilen his ve heyecanı veremez. Bunun yenileri ile takviye edilmesi gerekir. Çünkü insanlar, sürekli aynı şeyleri duymaktan bıkar.
Tek Bir Slogan
Başarılı seçim kampanyasında; kampanya boyunca baştan sona kadar tekrar edilen tek bir sloganın etkili olduğu görülüyor.
Neden?
Toplumun büyük bir kısmının zekâ seviyesi orta derecededir. Bunun yanı sıra akıllarda kalan çok az şey vardır. Ayrıca bir şeyin bilinçaltında da yer etmesi gereklidir.
Renklerin Dili
Her renk insanda farklı bir his ve heyecan uyandırır. Örneğin, kırmızı; dinamizmi, beyaz; temizliği, siyah; asaleti, mavi; huzuru, lacivert; otoriteyi, mor; ihtişamı ifade eder. Ayrıca bunun ideolojik bir anlamı da vardır.
Hitabet
Konuşmacı; kısa-basit-can alıcı- vurgulu cümleler kurması, sık-sık kitleyi bu şova dâhil etmesi, yükselen ses tonu ile akıcı ve sürükleyici bir konuşma yapması, vücut dili ile de bunu tasdik etmesi gereklidir.
Niçin?
Böyle bir ortamda, konuşmacı; orkestra şefi, görevliler; koro ve orkestra, halk ise; iştirakçi konumundadır.
Saç ve sakal tıraşı, kılık ile kıyafeti de kişiliğini-düşüncesini-his ve heyecanını yansıtan bir özellikte olmalıdır.
Konuşmacının uzun cümle kurması, akademik bir dili tercih etmesi, his ve heyecanına koro ve katılımcıyı dâhil etmemesi, kitleyi baskı altında tutması, aynı tonda uzayıp giden bir konuşmayı sürdürmesi, gerekli gereksiz yerde vurgu ile vücut diline başvurması kitlenin sıkılmasına ve zamanından önce de dağılmasına yol açar.
Hitabet Bir Hazırlık ve Çalışmayı Gerektirir
Hitabet; bir metin ile bir provayı içerir. Konuşmacının, hitabet öncesinde; uzman bir ekibin desteğinde, ses ile ayna gibi donanımın bulunduğu bir ortamda bu metni tekrar-tekrar dile getirmesi gereklidir. Bu hazırlık ve çalışma olmadan, iyi bir hitabet ortaya konamaz. Bunun için iyi bir hatibin, aynı zamanda iyi bir aktör olduğu da unutulmamalıdır.