Ergun KAFTANCI
GÜNLERDEN beri meydanlarda muhalefeti hedef alarak bas bas bağırıyor;
-Kuş uçurtmayacağız kuşşşş…
Devam ediyor:
-İnlerine gireceğiz inlerineee…
Muhalefet partilerini, “Pensilvanya” diye adlandırıp paralel devlet olmakla suçladığı cemaatin yanına oturtmaya ve aklınca bir taşla üç kuş vurmaya kalkıyor…
Bu ne terbiyesizlik yahu…
Bu ne haddini bilmezlik…
Halk bu adamı, kendine zımnen de olsa hayvan demek için mi iktidara getirdi!?
Beşere “Hayvan” diyerek siyaset üretmek, sadece ülkemizde siyasal bir yapıyı iktidara taşımıştır.
Ayakkabı Kutusu Partisi’nin anatomisini, nereden ne suretle geldini, ülkeyi de nerelere götürmeye kalktığını bu vesileyle bir kez daha yakından görün…
Dine dayalı duygu sömürüsüyle kandırılmak istendiğimizi da anlayın artık…
Arap coğrafyasındaki insanlar, burnu kanayan bir Türk’ün acısını, rabia işareti yaparak meydanlarda AKP’ye destek verenler dahil, bizim kadar ve derinden yaşamaz ve ıstırap duymaz…
Arap coğrafyasındaki insanlar, burnu kanayan bir Türk’ün acısını, rabia işareti yaparak meydanlarda AKP’ye destek verenler dahil, bizim kadar ve derinden yaşamaz ve ıstırap duymaz…
Ama meydanlarda toplanan yığınla ebleh, onların canının yanması karşısında oluk gibi gözyaşı döker…
Kardeşlik ayağına yatan enayiler olmaktan kurtulamıyoruz. Kardeşliğin tek taraflı olmayacağını hâlâ idrak edebilmiş değiliz…
…………………….. ….
Kardeşlik ayağına yatan enayiler olmaktan kurtulamıyoruz. Kardeşliğin tek taraflı olmayacağını hâlâ idrak edebilmiş değiliz…
……………………..
Bu gerçeği bari sandığa giderken idrak edelim. Zamanımız azaldı; yapacak ve simge haline getirecek el hareketi bulamayanlar rabia işaretine sığındılar. Bu işaret sadece Mısır’da Mursi karşıtları tarafından yapılıyor, bir de bizde; öteki Arap ülkerleri işareti şeylerine bile sallamıyorlar, şeylerine işte…
Başka bir ülkenin simge haline getirdiği el hareketine sahip çıkan AKP’nin adaylarına oy vermek topluma yapılmış hainliklerden biri olur vessleam…
Benden söylemesi!
Her konuşmasında halkı hayvan yerine koyan bu ağzı bozuk adama, ihale almak için hedef göstermeksizin topluma söven iş adamına, yurttaşlara kaba davranan, yandaşlarını koruyup karşıtlarını itin kıçına sokmaya çalışan AKP’lilere, yolsuzluk yapanlara, devleti ve halkı el birliğiyle soyanlara, hırsızlara, çocuklarını soyguncu konumuna getirenlere, ayakkabı kutucularına, nakit servetini (!) para sayma makinesini kullanarak istifleyenlere, nüfuz ticareti yapanlara en güzel dersi sandıkta vermeliyiz…
Söyledikleri her şeyin yalan olduğunu dikkatlerimizden uzak tutmayalım…
Herkes bilsin ki balonlarla kandırılacak ve avutulacak yaşı çoktaaaan geçtik!
* * *
GELELİM eski seçimlere…
1960’dan önceki seçimlerde, yani CKMP henüz MHP olmadan önce Genel Başkanı, Osman Bölükbaşı merhumdu.Ahmet Oğuz, Ahmet Tahtakılıç ve Hasan Dinçer gibi isimler de Genel Başkanlık koltuğuna oturdular. O tarihlerde meydanlar tıklım tıklım dolar ama sandıklar bir türlü beklenen miktardaki oyla dolmazdı…
O nedenle CKMP oldum olası oy sıkıntısı yaşadı…
Darbeden sonra ve 1961 seçiminden önce, merhum Osman Bölükbaşı ile Türkiye’yi gezdik. Gittiğimiz her kentte, kasabada, köyde ve geçtiğimiz her yolda Bölükbaşı muazzam kalabalıklar tarafından karşılandı ve ağırlandı. Bir yerde Genel Başkan Yardımcısı, yanlış hatırlamıyorsam Hüseyin Ataman gazetecilere, “Kalabalıklar muhteşem, iktidara geliyoruz” demişti de Osman Bölükbaşı‘dan ciddi ve biraz da manidar bir müdahale gelmişti;
-Paşam öyle deme; sen yaşamadın, bu kalabalık beni görmeye ve dinlemeye gelir ama etrafımdakileri görünce de nedense sandıkta oy vermeye yanaşmaz…
Nitekim o seçimde de CKMP en az oyu alan parti oldu, Meclis’e 54 milletvekili, senatoya da 16 senatör sokabildi.
Demek istediğim, Erdoğan‘ın “İstanbul mitinginde 2 milyon insan vardı” demesi ve hepsini seçmeni sayması ciddiye alınacak ifade değil…
Uzmanlar o alanın tepeleme ancak 1 milyon insan alabileceğini söylüyor…
Demek ki usta meydandakileri üst üste koyarak saymış…
Hem de “Hepsinin oy’u bize” iması yaparak.
İstanbul’un nüfusu 14 milyon, yarısı seçmen olsa demek ki meydanın kalabalığı AKP’ye seçim kazandıracak boyutta değil…
Öyle hesaba işte böyle yanıt!
Şaka bir yana, meydandaki kalabalığın da toplama olduğunu hatırlatırım…
Zaten sonucu sandıkta göreceğiz!
* * *
YENİ bir partinin kurulacağı söyleniyor.
Yerel seçim sonrası kuruluş dilekçesi verilecekmiş. Kurucuları arasında AKP’den istifa ederek ayrılan vekillerin hepsi var. Hakkındaki kasetle partisinden koparılan İhsan Barutçu da bu isimlerle birlikte hareket edecekmiş…
Hatırlayacaksınız Barutçu, MHP İstanbul İl Başkanı idi. Hakkında Erdoğan‘ın “Paralel devlet” dediği muhayyel güç (!) tarafından özel hayatına ilişkin bir kaset yayınlanınca partisinden kopmak zorunda bırakıldı.
O da kurucular arasında…
Partinin adı sanı, amblemi filan henüz saklanıyor; hepsi, ileride açıklanacakmış…
Bazılarına göre parti cemaat desteklisi bir parti olacak, bazılarına göre de hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi ve cumhuriyetin kazanımlarını ön planda tutan bir parti…
Göreceğiz bakalım, hangisini edinmiş bir partiyle karşılacağız…
Yalnız şunu söylemek istiyorum; AKP ile uğraşacak bir siyasal topluluk olmak niyetinde iseler değişecek bir şey söz konu olamaz diyorum…
“Madem mücadele edeceklerdi neden partilerinde kalmadılar” sorusu akla gelir ki buna da öyle kolay yanıt veremezler!