Geçen hafta sonunu da Hatay’da geçirdim. Biliyorsunuz bura benim toprağım. Hayata gözlerimi burada açtım. Liseyi o güzelim Antakya Lisesi’nde bitirdim ve bir dönem de İskenderun Lisesi’ne sürgün geldim. Buranın çilekeş insanlarını çok iyi tanırım. Hatay’ın çok kıymetli bir vatan toprağı olduğunu bizim yaştakiler ve ağabeylerimiz çok iyi bilir. Gazi Mustafa Kemal’in bize emanet ettiği son Osmanlı yadigârı. Birçok milletin kendi doğuş mekânı olarak gördüğü bu kutsal topraklar üzerinde çok derin emeller olduğunu söylemeye bilmem gerek var mı? Son Reyhanlı hâdiseleri de bu gerçeği günümüz de bile ehemmiyetle ortaya koymaya yeterlidir.
Mete Aslan tıpkı bizim gibi “Hatay İstiklâli”nin ilk kuşağıdır. Türkiye’den gönderilen zamanın milliyetçi duygularından yeteri kadar nasiplenmiş, bu bölgede “Ülkücülük”ün de ilklerindendir. Biliyorsunuz bir inat uğruna üç dönem MHP dışındaki küsürat partilerinden seçimi kazanarak İskenderun Belediye Başkanlığı yapmıştır. Dün katıldığım en az 20 bin kişinin izlediği MHP seçim bürosunun açılışında da geçen seçimi kendine kaybettiren İbrahim Gül’ün şimdi aynı partide ve arkasında olduğunu muhabbetle ifade etti ve birlikte MHP Büyükşehir Adayı ve İskenderun İlçe Adayı olarak el kaldırarak zafer işareti yapmaları halkı bir kat daha coşturdu..
İbrahim Gül yıllarca MHP İlçe başkanlığı yaptı. Kendisi Ülkü Ocaklar’ından gelme bir delikanlıdır. Eşi ve iki çocuğu ile “Bozkurt” işaretli mutluluk tabloları birkaç sefer görmeye değer. Eşinin genç ve genç bir ülkücü hanım olarak İbrahim’in yanında olması ne kadar güzel… Ve ne kadar anlamlı bir ortama kavuşmuşuz ki o yaşlarda eşlerimiz bizim fotoğraf makinalarımızın gölgesinde; 1980 öncesinde sokaklardan “Ülkücü Şehid” topluyordu. O zamanlarda mübarek insanları iki kürek toprakla Allah’a uğurlamak bizim en büyük ve en asil görevimizdi. Seçim ve geçim işlerini ne yazık ki başka aktörler dizayn ediyordu. Allah razı olsun hareketi bugünlere kavuşturanlardan.
İskenderun coşkusunun kesinlikle çoğunluğu hanımlardan oluşuyordu. Benim çocukluk günlerimin ilk manzaralarından “Fellahlar” ve “Ermeniler” ile diğer Hristiyan unsurları da kalabalıkta gördüm. Ya Rabbim insan bu derece kemâle erer miymiş? Biliyorsunuz Ermeniler kendi ana dillerinin dışında “Türkçe”den başka lisan bilmezler. Birilerinin hatırı ve yine onların zorbalığı yüzünden Doğu Anadolu’dan Suriye’ye göçlerinde eziyet gördüklerini ve devletin de ne yazık ki o kanlı savaş ortamında bunun önüne geçemediğini kabul etmek lâzımdır. ”Fellâhlar” zaten bizim kardeşlerimizdir ve lisanlarına rağmen onlara Arap demek pek hatalıdır. Çünkü Arap Milliyetçiliği ve Fransızlar’ın mezhep eksenli kışkırtmalarına kanmayarak, Ermeni ve diğer Hristiyan unsurlar gibi Türkiye lehinde oy kullanmışlardır. Ülkücülerin bu insanları tıpkı Mustafa Kemal gibi kucaklamaları şarttır. ”Mirasyedi” CHP yıllardan beri Hatay’da bu sermayeyi ufalta ufalta kullandı ve en sonunda “Köktendinciler”e teslim etti dersek çok hata yapmayız. Esasında İskenderun ve Antakya’da bir avuç “İslâmla” aldatılan kişi bulamazdınız!
Evvelki hafta Yayladağı ve Kırıkhan’ı gördüm. Cumartesi günü Kırıkhan’ın yine muhteşem olduğunu bizim Bayırlılar anlattılar. Bayırlı olan MHP Hatay İl 2.Başkanı Kemal Bilecik’e sordum 7 günde ne değişti diye? En az %5 dedi. Sayın Aslan yarışa biraz geç başladı ama tecrübesi, sükuneti ve yetişmiş politikacı kişiliği ile insanları hemencecik celbedebiliyor. İlçeler ve köyler tabanında yapılan bir anket de %30’u yakalamış olduğu söyleniyor. Dün İskenderun’da halk arasında dolaştım en kötümser olanlar bile “Üç parti de şanslı görünüyor. Lâkin biz Mete Aslan’ın hizmetlerini inkar edemeyiz. Çünkü ilçemizin sokaklarını ve duraklarını serbest dolaşma imkanını bize sağladı” diyorlar. Vefalarından ötürü kadirşinas halkımızı kesinlikle kutlamamız gereklidir. İnşaallah bu dönem Mersin ve Adana sokakları da öyle olacak.. İkinci örnek Tarsus gibi..
Aman Devlet Bey Hatay ve ilçelerini mutlaka gezmelisiniz! Yayladağı’nda Türkmen çadırlarını mutlaka ziyaret etmelisiniz. Yayladağı yolu içinde benim beldemin 90’lık ihtiyarlarınının “Şenköy’lüyüz Hatay’lıyız Atatürk’ün askeriyiz” türküsünü dinlemelisiniz. Bizim dağların iki taraf Türkmenlerine de ülkücülüğün gururunu ve dik duruşunu hissettirmelisiniz. Dağın adamı milliyetçi olduğu kadar dindardır. Onları çarpık sünni görüşlerin ve Şerif Hüseyin kalıntısı “Selefilik” benzeri dini uçurumlara meylini önlemelisiniz? Ne olur bir gününüzü de bir ucunda da sizin yeşerdiğiniz Amanoslar’ın Türkmenleri’ne ayırın.
Muhabbetle.