MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, yeniden yargılama ile ilgili ortaya çıkan düşüncelerin, İmralı’da masa başında hükümetle yapılan pazarlıkların sonucu olduğunu ileri sürdü.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Zonguldak’a geldi.
Öztürk, MHP İl binasında gazetecilere açıklamalarda bulundu. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, gazetecilere yaptığı açıklamada “Yeniden yargılama eğer terörist başı Bebek katiline bir menfaat sağlayacaksa buna sonuna kadar karşıyız” dedi.
“BİZ HÜR, BAĞIMSIZ VE GÜDÜMLÜ OLMAYAN BASINI TÜRKİYE AÇISINDAN ŞANS GÖRÜYORUZ”
Zonguldak Gazeteciler Cemiyetini ziyaret eden Öztürk, ulusal basına yapılan yakıştırmalardan sonra yerel basının muhalefet açısından çok büyük önem kazandığını anlattı.
Yerel basının gördüğü kadarıyla daha bağımsız olduğunu dile getiren Öztürk, şöyle konuştu:
“Basın, hükümetler açısından uyarı görevi yapar. Basının en büyük dostluğu hükümetler yanlışa düştüğü vakit o yanlışı söyleyecek konumu muhafaza etmesidir. Bugün itibarıyla baktığımızda hükumetimiz bu dost yapıdan yoksun çünkü attığı her adımı mucize görüp addeden bir basın var. Türkiye açısından bunu çok büyük kayıp olarak değerlendiriyoruz. Entelektüel yapının en ziyadesiyle yetişeceği yer basındır. Orada entelektüel yapıyı ortaya koyabilecek kişilerin sayısı azalmışsa sıkıntı kendiliğinden ortaya çıkıyor.”
Demokrasinin beşer aklın ulaşabildiği en mükemmel nokta olduğunu vurgulayan Oktay Öztürk, şunları kaydetti:
“Demokrasinin içinde de yönetenler açısından birtakım arızalar çıkabiliyor. Eğer demokrasi içselleştirilmemiş ya da sindirilememişse, demokrasinin sadece kendisinin doğru bulduğu tarifini yapabiliyorsa o zaman iktidar gücü, elinde bulunduranı sarıyor. Bu gücün sarhoşluğuyla kanuni sınırlar dışına da çıkabiliyor. Doğru olmayan adımlar da atabiliyor. İşte o denge denetim mekanizması, demokrasinin kendi içinde varsa iktidarları sınırlayabiliyor. Bunlar seçimler, parlamento, Anayasa Mahkemesi ve en önemlisi de basındır. Biz hür, bağımsız ve güdümlü olmayan basını Türkiye açısından şans görüyoruz. Sözlerimin başında ‘dost basın yok’ dedim. Aslında ‘yandaş basın’ dediklerini o dostluk anlamında değerlendiriyorlar ama bizim dostluktan kastımız o değil.
Benim yanlışımı gösterebilen, yanlışımı ortaya koyabilen, beni uyarabilen basını, dost olarak değerlendirebiliyorum. Bu bakımdan yukarıdan, ulusal basından umudumuzu kestik.”
MHP’li Oktay Öztürk, partisinin Zonguldak İl Başkanlığı ziyaretinde açıklamalarda bulundu. 17 Aralık’tan bugüne ülkenin yoğun bir bunalım içinde olduğunu belirten Öztürk, devletin kriz halinden bir türlü çıkamadığını savundu. Öztürk, şunları kaydetti
“Anlaşılan o ki yürütülen uluslarası kayıt dışı siyaset, AKP hükümetini, başta Başbakan ve evladını önemli miktarda kayıt dışı paralara ve bir o kadar da hukuk dışı uygulamalara sürüklemiş. Öte yandan bir gerçek daha anlaşıldı ki; Tayyip Erdoğan Bey İstanbul Belediye Başkanlığını hiç bırakmamış. Kadir Topbaş Bey de hep sembolik olmuş. Ali Ağaoğlu, ‘Siz ilgili imar düzenini yapmazsanız büyük patrona giderim’ diyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar ise ‘İlgili imar düzenlemelerini Başbakan’ın talimatıyla yaptım, kendisi de istifa etsin’ diyor. 17 Aralık operasyonu AKP hükümetinin hayalci dış politikası, kara para trafiği ve hukuk dışı saadet zincir halkasını deşifre etmekle kalmadı ülke içinde de rant paylaşımının zincir halkalarını ortaya çıkarttı. Son 11 yılda sapla saman, doğruyla yanlış, güzelle çirkin, hak ile batıl, duayla beddua, temizlikle kirlilik birbirine karışmıştır.”
YENİDEN YARGILAMA
Öztürk, Türkiye’nin bugünkü konusunun her şeyden önce rüşvet ve yolsuzluk iddialarının aydınlatılması olması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin fırtınaya sürüklendiğini savunan Öztürk, “Kokuşmuşluk her tarafa sinmiştir. Devleti çalıştıracak, üzerindeki siyah peçeyi kaldıracak demokratik bir müdahaleye ihtiyaç vardır. Türkiye bu kadar sorun içindeyken, iktidar devşirdiği yeni kuşak destekçilerle yeniden yargılama tartışmasına ivme kazandırmıştır. Anlaşılan Başbakan’ın kafası, rüşvet ve yolsuzluk şokundan sonra yeni çalışmaya başlamıştır. Geçmişte darbe davalarının savcısı olduğunu haykıran Başbakan, şimdi bırakınız avukatlığı, mübaşir bile olamayacak bir siyaset çürümüşlüğünün tarafıdır” dedi.
Yeniden yargılama ile ilgili ortaya çıkan düşüncelerin, İmralı’da masa başında hükümetle yapılan pazarlıkların sonucu olduğunu ileri süren Öztürk, şöyle devam etti
“Yeniden yargılamaya ilkesel olarak taraftarız. Burada şark kurnazlığı yapıp da bu yolu açmak suretiyle terörist başını dışarıya çıkarabilecek kapıları açmak istiyorlarsa biz bunun karşısında sonuna kadar direniriz. Belki, ‘İç hukukda terörist başı yargılanamaz’ diyecekler. Ama bu konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önüne gittiği zaman, ‘Terörist başını yeniden yargıladınız’ diyecekler. Kim o terörist başı, Genelkurmay Başkanı. Onun da yolu açılmış olacak. Böyle bir hinlik peşinde koşuyorlar. Engin Alan’ı bahane ederek, Genelkurmay Başkanı’nı bahane ederek bebek katilinin dışarıya çıkmasına sebebiyet verecek yolları döşüyorlarsa biz sonuna kadar karşıyız.”
“ÇATES ZONGULDAK’IN CAN DAMARI”
Oktay Öztürk, ÇATES ile ilgili şöyle konuştu: “ÇATES Zonguldak için son derece önemli bir konumdadır. ÇATES’in özelleştirilmesi demek insanların buradan göç etmesi, şehrin daha geriye gitmesi demektir. Ben bu olaya dışarıdan bakan arkadaşlara Ankara, İstanbul, İzmir’deki arkadaşlara diyorum ki eğer ÇATES özelleşirse oradaki vatandaşlar buralara göç eder ve zaten kıt kanaat olan gelirinize ortak olurlar. Yerinize ortak olurlar. ÇATES’in özelleştirmesi ile ilgili arkadaşlarımız bir duruş sergilemişlerdir. Bu duruş etkisini göstermiştir. Şimdilik geçici bir çözüm bulunmuş ÇATES ihalesi ertelenmiştir. ÇATES için gösterilen iradenin devam ederek bu ihalenin tamamen iptal edileceğini umuyorum. Eğer bu ihale ertelenebiliyorsa eminim iptal edilebilir. ÇATES üzerinden birilerini zengin etme sevdasından vazgeçilebilir.”