EVVELA şunu söyleyim; AKP iktidarının övünme vesilesi yaptığı oluşumlar ve tasarruflar Avrupa Birliği‘ne girmemizi sağlayacak temel müktesebata dahildir.
Hepsi -kentlerin alt yapıları dahil- birlik üyelerine ayak uydurmamız için her alanda yapılan işlerdendir ve siyasal iradenin aklî başarısı da değildir…
Elin oğlu bize “Seni kucaklarım ama güzelleş de gel” çağrısı yapmış, siyasal irade de bu talimata uymuştur. Erdoğan’ın sıraladığı işler, verilmiş talimatın meyveleridir (!)…
Ne kadar acı…
İktidar başından beri, AB tarafından yapılan dayatmaları üstlenmekle övünüp duruyor.
…………………………
Bu iktidarın yerinde bir başka iktidar olsaydı inanın o da üye olmak uğruna, AB müktesebatının gereği ne varsa hepsini yapacaktı.
Erdoğan, belediye başkan adaylarını açıklarken gürültüye geldi, kahkahaları duyamadı; yaptıklarıyla övünmesi sadece halkı değil, kargaları bile güldürecek cinstendi.
Demek ki övünmeleri beyhudedir; bu ovünmeyle kimseyi kandıramadığını sandıklar açıldığında görecektir…
………………………… .
Hem AB’ye girmek için yırtınacaksın, hem gereğini yapmayacaksın…
Olacak şey mi!?
Yapılması gerekenleri senin yerine Batı Afrika ülkesi Gine Bissua‘da yaşayan Abigondo Dogondo adındaki siyasetçi mi yapacak?
Türkiye’yi AB müktesebatına o mu hazırlayacak; tabii ki sen hazırlayacaksın…
Eee, bu övünmek de neyin nesi!
…………………………
Arkadaşların yaptıkları ortada…
Neyle övündükleri de…
Siyasal edep dışı davranışlardan kaçınmayı bir türlü öğrenemedik…..
* * *
ONUNCU Yıl Marşı’nı okumakla demiryolu ağları kurulamayacağını herkes biliyor…
Yine herkes “… beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısıyla da ülkeye demokrasinin, özgürlüklerin, adaletin, eşitliğin, refahın, bağımsızlığın gelmeyeceğini de biliyor…
Fanatizme teslim olmamış her yurttaş, iktidar tarafından söylenen “… beraber ıslandık yağan yağmurda” şarkısıyla da Arap milliyetçiliğine kucak açıldığını, dine dayalı siyasal yapı oluşturulmaya çalışıldığını, padişahlık özleminin yırtık çoraptan fırlayan parmak haline getirildiğini, Atatürk’e, cumhuriyete, laikliğe, çağdaşlığa, Türklüğe ve milliyetçiliğe cephe alındığını da biliyor ve anlıyor…
O nedenle lâf salatasına gerek yok…
Sandık yakın…
Nasıl olsa elle gelen düğün bayram!
* * *
BENZİNE 10 kuruş zam yapıldı…
LPG otogazın birim fiyatına da 23 kuruş yüklediler…
Motorine daha önce zam yapmışlardı; kısa günde ikinci zam gelebilir…
Kabadayı bakan, “Elektriğe zam yok” demişti ama bakmayın siz o beyana; koşullar (!) zammı gerektirebilir…
Yumurta zamlandı…
Sebzeler öyle, meyveler ateş pahası…
Enflasyon yüzde 8; çift haneli rakamlara az kaldı…
Maaşlar ve ücretler hâlâ düşük; verilen zamlar kuş yemi…
Hastalanmak pahalı işlerden…
Üstte yok başta yok…
İş yok, aş yok…
Katar’dan gemiyle doğalgaz taşıyoruz ama debdebeli siyasal yaşamdan da kendimizi kurtaramıyoruz…
Övün babam övün…
İleriyi düşünen yok…
Rusya petrolü keserse, İran gaz vermezse, Azerbaycan sırtını dönerse, “Ne yaparız” diye kafa yoran da ara ki bulasın, yok…
İşte o zaman yandı gülüm keten helva…
………………………… .
Ekonomik durum böyle ama sıkılmadan -tabii halkı kandırmak için- hâlâ ekonominin iyi yolda olduğunu söylüyorlar.
Bu, siyasal iradenin 11 yıldan bu yana uyguladığı politikadır…
Yeni olmadığı için de yadırganmamaktadır…
* * *
MUSTAFA Balbay tahliye edilebilir mi?
Bilemiyorum; ama hukukçular “Eli kulağında” diyor…
Büyük olasılıkla yazar arkadaşımız serbest bırakılacak…
………………………… ..
MHP‘li Engin Alan başta olmak üzere diğer vekillerin de serbest bırakılmaları gündemde…
“Adli hata” diyorlar; demek ki yargı da yanlış yapıyor ve adalet o yüzden oluşmuyor…
Eğer tutukluluk süresi aşılmamış olsaydı vekiller bugün yasama görevi yapıyor olacaktı ve tutuklanmayacakları gibi hüküm de giymeyeceklerdi.
Yaşanan basit bir adli hata değildir değerli okurlar; “Kasıt vardır” demek istemiyorum ama “Konu irdelenmeli”diyerek idari soruşturma yapılması gerektiğini hatırlatıyorum.
Bu olup biten o kadar basit bir gelişme kabul edilmemeli…
Ortada özgürlüğü elinden alınmış, düşüncesi ve inancı ne olursa olsun hakkı gaspedilmiş insanlar var; onlar ne olacak?
Tazminat ödemekle içeride yaşadıkları bütün sıkıntılar giderilmiş mi sayılacak?
Tutukluluk süresinin dikkate almayan ve insanları perişan eden yargı mensupları hakkında idari ve cezai hiçbir işlem yapılmayacak mı?
Bu durumda sadece “Vah geldi adaletin başına” diye dövünüp durulacak mı!
Hatay’a postalanan Adalet Bakanı umarım konuya ilişkin bir açıklama yapar; sadece o değil HSYK da duruma el koymalıdır…
* * *
GÜLEN Cemaati üzerinden estirilen fırtına sürüyor…
Tarzan zor durumda derler ya…
O misal, Hocaefendi’nin bitirilmesi için basmışlar imzayı, şimdi sessiz kalıyorlar…
………………………..
İmza olayını yalanlayan yok, kıvıran çok…
Kısaca nakleden ise AKP Milletvekili Şamil Tayyar…
Tayyar diyor ki:
–Doğru, Cemaati bitirme kararı 2004’de alındı; sonra emniyet cemaate bağlandı, dersane ve okul sayısı patladı, Ak Partiye kapatma davası açıldı. Fitneye destek verenleri görünce sorunun fitneciyle sınırlı olmadığı anlaşılıyor…
İfade net…
Sadece fitneye destek verenler kim, orası muğlak; fitneciler Tayyar tarafından biliniyor olabilir ama bize göre meçhul…
Hüseyin Çelik‘ten tutun Bülent Arınç‘a kadar birçok AKP’li, “İmza var ama uygulama yok” diyerek Tayyip veAbdullah Beyleri savunuyorlar…
Daha önce de yazdım; uygulama yapılmadığını nasıl bileceğiz…
Beyana itibar ise bunların beyanlarına güven olmayacağını 11 yıldır görmedik mi!
Atılan imzalara rağmen, Cemaat’in lehine ne tür uygulama yaptıklarını Şamil Tayyar tek cümleyle açıklamış oluyor…
Söylediklerinin üzerine daha ne tür bilgi katılabilir ki!
………………………… ..
MİT ve Taraf bağlantısına gelince…
Yasalar neyi gerektiriyorsa o yapılmalı diyorum…
—————————— —————————— —–