Dostumuz Murat Bardakçı Cumartesi günü “Tarihin Arka Odası”programında saat 03.00’de gene yağmış gürlemiş.Allah sağlık ve afiyet versin kendileri gibi sağlıklı olmadığım için çok istememe rağmen seyredemedim.Ama sabah kaltığımda bana gelen en hafif mesaj Göktürk Ömer çakır kardeşimizin”Bardakçı yarım saattir ‘Ötüken Neşriyat’ın Ali Bademci vasıtasıyla yolladığı açıklamayı okumam kardeşim, o yayınevi Atsız Beyin makalelerinin hoşlanmadıkları yerlerini kırpmış. Yahu makale nasıl katledilir. Eğer oradaki ifadeler yanlışsa makaleyi kırpamazsın; hiç koyma’ diye yırtınıyor. E yapılan da o zaten. Niye yırtıyorsa kendisini.” Tabii ki gecenin o saatinde sayın Çakır benim dünkü yazımı okumamıştır. Evet yazımda bahsi geçen açıklamayı kendilerine ben göndermiştim.Böyle bir açıklama için Ötüken’den gelen herhangi bir talep olmadığı gibi derli toplu bir bilgiyi ben istedim.Ne de olsa bu müessese mütevazi bir sermaye ile fedakar birkaç Türk Milliyetçisi’nin kurduğu 50 yıldan beri ayakta durmasını başarmış ve şu anda en az 50 ülkücü çalışanına ekmek vermektedir.İlk bakışta ben sadece böyle düşünmüştüm;ama,dün bu sütunlarda okuduğunuz açıklamayı gördükten sonra hayret içinde kaldım ve neden bir arpa boyu büyüyemediğimizi anladım.Aşağıda Sayın Kılınç’ın yeni açıklamalarına da yer vereceğim.Ancak bazı hususlara önce belirtmem lazım:
Bugün akşama kadar bu iş ile uğraştım.Sayın Erhan Afyoncu’dan Sevgi Kafalı ve Nevin Çelik’e kadar Atsız dostları ile konuştum.Sayın Bardakçı’yı aramadım.Çünkü benim arzettiğim müstesna metni hiç okumamış.Gazetecelikten gelen ve kendilerinin “İlmi Tarihçilik”gibi vasıflarına hiç uymayan bir tarzda yukarıdaki mesajdan da anladığım kadarı ile elinin tersinin atmış.Dayanağının Atsız Beğ’in oğlu Buğra olduğunu bil-vesile öğrendim.Atsız Beğ’in eserlerinden doğan te’lif hakkının %75’ı Bedriye Hanım’a %25’i ise iki oğluna aitmiş.Ötükenin sözleşmesinin süresi 2017’ye kadar.Yayınlanması gereken makaleleri dünkü yazımda yar alan belgede varislerin onayladığı Yağmur Atsız Beğ’in mutabakat zaptından anlaşılıyor.Yakınlarda da başka bir yayınevi 120 adet makalesini yayınlamış ve yayının önsözünde Sayın Buğra Atsız Ötüken makalerinde herhangi bir sansürün uygulanmadığını açık- seçik beyan ederek kitapta yer alan makalelerin ilk olarak yayınlandığı ifade etmetedir.Ve yine anlaşılmaktadır ki sanırım yayıncılar arasında tamamen ticari bir rekabet olduğu da sezilmektedir.Sevgi Kafalı Kanada’da bulunan Buğra Beğ ile görüşerek bu doğrultuda bir açıklama sağlayacağını vadetti.Bunu da Murat’a göndereceğim bakalım daha inat edecek mi ?Kendilerinden yaşça büyük olmama rağmen hiçbir işekilde saygısızlık yapmak istemem ama yolunun da çok yanlış olduğunu belirtmeliyim.Ötüken diyor ki,”Kim sansür uygulandı diyorsa,sözkonusu makaleleri bize göndersin telif ücretini peşin olarak ödemek kaydı ile gözü kapalı neşredelim.”Daha ne denebilir yani. Gelelim Ötüken adına Erol Kılnç tarafından yapılan ikinci açıklamaya:
“Murat Bey’in bu kanaate nereden vardığını bilmiyorum. Bir menşei meçhul kaynağın ortaya atıp köpürttüğü ‘Atsız’ın yazdıklarına sansür uygulanıyor’ lâfına inanmış/inandırılmış, bunun aslını esasını araştırmadan, elindeki yayıncılık imkânını bu maksada uygun olarak kullanıp konunun etrafında bir fırtına koparmağa çabalayarak reyting yapmağa çalışıyor.Biz yayınladığımız makale derlemelerinde, roman ve şiirlerinde Atsız Hoca’nın yazdığı hiçbir şeyi değiştirmedik. Hiçbir cümleyi çıkarmadık. Zaten makalelerden derledik diye belirttiğimiz şeylerin hemen hemen tamamını, orijinal olduğu iddia edilen daha önce yayınlanmış Makaleler I-II-III-IV adını taşıyan kitaplardan olduğu gibi aktardık. Eğer bir kırpılma, sansürleme varsa, bunlarda vardır ve biz de bunları ilk kaynağından değil de buralardan aktardığımız için bir yanlışı sürdürmüş olabiliriz. Ama bu makaleleri kitaplaştıran kişiler benim de kendilerini tanığım kişilerdir ve bilerek ve kasden böyle bir şey yapacaklarına inanmadığım kişilerdir; bundan dolayı da sansür uyguladıklarına dair aklımıza bir şüphe düşmemiştir. Onun için de o kitaplarda bir makale nasılsa, biz de aynen aktardık.İnsanların çarpıttıkları şey, bizim bu makaleleri belli başlıklarda altında tasnif etmemizden kaynaklanıyor. Biz Atsız Beyin yazdıklarının tamamını yayınladığımız iddiasında değiliz; yayınladıklarımız onun çalışmalarının ve yazdığı muhtelif makalelerin bizim tercih ettiğimiz başlıklar altında gruplandırılarak, fazla da hacimli olmayan kitaplar şeklinde okuyucuya sunulmasından ibarettir. Atsız Hocanın bu yayınlananlardan başka, daha birçok yazıları, makaleleri var. Nitekim bizim yayınladığımız kitaplara girmemiş olan bazı makalelerini Ankara’da birileri toplamış, kitaplaştırmışlardır. Bunu biz de yapabilirdik; ama bu işi bizim kitapları bu şekilde yayınladığımızdan rahatsız olan çevreler, bizim olumlu yaklaşmamıza rağmen ayrı bir yerde yayınlamışlardır… Yani bir kısmı çevreler bizim yayınevimizin Atsız’ın kitaplarını yayınlamasından ve onu yeniden layık olduğu mevkie oturtmamızdan rahatsız oluyorlar. Biz 50 yıldır çizgisi belli olan, yayınlarıyla ortada olan bir kuruluşuz. Milliyetçi bir çok kuruluş şu veya bu şekilde yozlaştırıldığı, yolundan saptırıldığı halde, Ötüken, Ötüken’liğini sürdürmeğe ve istikametinden sapmadan, esen rüzgârlara kendini kaptırmadan Türklük, Türk Kültürü, Türk Ahlâkı, Türk Dünyası, Türk Tarihi konularını İslâm Medeniyeti ve İslâm tarih ve kültürü içindeki Türkün rolünü, bu şuurla oluşturduğu kültür ve medeniyet mahsullerini, Türkçe’nin fikrî ve edebi mahsullerini yayınlamağa devam ediyor. Bunu yaparken de Atsız Hoca’nın bize öğrettiği doğru yoldan gitmek düsturuyla hareket etmeğe devam ediyor. İftira atanlara, bizi Atsız Hoca’nın yazdıklarından belli lafızları ve yerleri çıkarıyormuşuz gibi gösterenlere, bunu bize karşı bir kasıtla yapanlara şaşıyorum.”
Şimdi ne diyeceksiniz kararınızı verin. Sayın Bardakçı bizim ustamızdır. Öyle olduğu için de şahsen kendilerine hiçbirşey diyemem.Yanlış yapıyorlar ve bu yanlışı meslekten gelen inatla sürdürüyorlar. Biz ona güveniyor kendisini seviyoruz.Ali Bademci daima onun dostu ve kardeşi olmaya devam edecektir. İnanmamış olsaydım bir satır yazmazdım.
Muhabbetle.