YÜCE ATATÜRK, bu milletin ortak değeridir.
Cumhuriyetimizin kurucusudur…
Milli kahramanımızdır…
Mazlum milletlerin örnek aldığı, özgürlük ve bağımsızlık savunucusudur…
Beşerin, insanî değerleri edinmesini sağlayan örnek bir liderdir…
Çağa damgasını vurmuş bir bilgedir; Türk’ün unutulmaz bir başbuğudur…
Emsalsiz bir askerî deha ve komutan olduğunu savaşlarda göstermiş bir yiğidimizdir.
Dolayısıyla akıllarda ve gönüllerde başköşe ona aittir…
……………………….
Fethiyespor futbol takımının Fenerbahçe maçına “Yüce Atatürk” yazılı tişörtlerle çıkmasını hazmedemeyenler ve sporcuların ortak değerimize sevgi ve saygıyla bağlı olduklarını göstermelerini suç sayanlar, kulüp hakkında cezai müeyyide -yaptırım- uygulanması için harekete geçti…
Ceza vermeyi makul ve makbul sayanlara, bu kafayı ve taş tutmuş o gönlü taşıdıkları için yazıklar olsun…
Atatürk‘ü yadsıyanların -inkâr edenlerin- bu topraklarda ne işi var!
………………………
Fethiyespor‘a ve üzerinden milli varlığımıza saldıran zihniyetin yaygın bir hal aldığını da dikkatlerinize sunuyorum değerli okurlar.
Ülkemizi ve hayatımızı örümcek ağı gibi saran ve Türk’e düşmanca tavır besleyen gerici kafaları sandığa gömmekten başka kurtuluş yolumuz yok…
Evet, kurtuluşumuz sandıkta…
* * *
NELSON Mandela, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından verilen “Atatürk Nişanı”nı reddetmiş bir zenciydi…
Siyah Afrika insanının bağımsızlığı ve özgürlüğü için de mücadeleyi, Yüce Atatürk‘ün eşsiz dehasını, aklını ve gönlünü örnek alarak başlatmıştı…
Nişanı hangi mülâhazayla reddettiği bilinmiyor çünkü açıklanmadı…
Küstahlık sayılan bu karşı tavrının altında, ırkçılıkla mücadele ederek değer kazanan bir siyasal tipin gölgesi değil, görüntüsüyle bağdaşmayan ırkçı anlayışı hareket noktası haline getirmiş sıradan birinin gölgesi yatıyor demek lâzım…
Dünya arkasından gözyaşı döküyormuş…
Bize ne…
Riyakâr ve sahtekâr birini kutsamak, bağımsızlık, özgürlük, insanlık adına mücadele vermiş millet olarak alkış tutmak, elbet de görevimiz değil…
Dünyanın batısı, bağımsızlık, özgürlük ve insanlık gibi değerleri bugün bile yerle bir ederken Mandela gibi bir balonun iyice şişmesi için tüketecek nefesimiz yok, olamaz da!
* * *
“TÜRKİYE’nin özüyle ve ruhuyla buluştuk” diyorlar…
Şimdi de geçerli söylemleri bu…
Pekiii, bu ülkenin özü ne, ruhu ne…
Anlayışlarıyla, uygulamalarıyla, izledikleri politikalarla, toplumun özüne ve ruhuna aykırı her şeyi gerçek değerlerimizin yerine ikame ederek milletimizin özüne ve ruhuna sahip çıkmak mümkün mü!
Yıllardan beri özümüze ve ruhumuza uygun olmayan yapı oluşturuyorlar.
Bu çirkin ve geleceğimizi karanlığa iten yapılanmayı da “Milletin özü ve ruhu” diye sunmaya yelteniyorlar.
Toplumu ahmak filan mı zannediyorlar!
……………………
Türk varlığına ve onun, tarihin derinliğinden taşıyarak günümüze getirdiği -ister milli deyin ister ulusal- bu topluma mal olmuş değerlerini, arap milliyetçiliğine bağlayan, etnik kürt milliyetçiliğiyle kol kola girerek bu kilitlenmeyi çağdaşlık ve ilericilik sayan anlayışın, sapkın öz ve ruhuyla milletimizin asil öz ve ruhu bağdaşabilir mi!
Siyasal gevezelikle insanları uyutanlar, bakalım daha nelere sarılıp hayat bulmaya çalışacak…
Daha ne sapkın düşünceleri hayata geçirmeye kalkacaklar göreceğiz…
* * *
PAKET bir kez daha açılacak…
Dağ yine fare mi doğuracak dersiniz…
Onca paketle atılan adımlara ve alınan kararlara rağmen şu “İleri demokrasi” dedikleri meret neden bir türlü ülkemize gelmiyor, çok merak ediyorum…
Onunla ne zaman şerefyâb olacağız acaba!
………………………
Bunlar ne paketmiş birader…
Birinin bile memnun ettiği kesim yok…
Aksine, paketler ortalığı allak bullak eden hükümler içeriyor; iktidar, demokratik ilkelere koşut hükümler getirmiyor, sadece kafasına göre takılmayı ileri demokratik anlayışın gereği sayıyor…
Böyle bir anlayışla yola çıkanın evrensel demokrasiye erişmesi söz konusu olamaz…
İyi niyetle söylüyorum; halkı daha fazla kandırmaktan vazgeçmezlerse sandıktan çıkamayacaklarını birileri bunlara anlatsın yahu!
* * *
ORDUYU, yargıyı, öğretim hayatını, sağlığı, ekonomiyi ne hale getirdiklerini görüyorsunuz…
Memuru, işçiyi, esnafı, çiftçiyi, çalışan tüm insanları nasıl sıkıntılı bir ekonomik hayata mahkûm ettiklerini de herhalde kendi hayatınızda yaşıyorsunuz…
Dışarıda itibarımızı sıfırladıkları herkesin malûmu…
İçeride yolsuzlukların ayyuka çıktığı, adamlarının itiraflarıyla sabit…
Yalan, talan, kucakla çalan gani…
Çıkar çeteleri yanlarında…
“Örtünen bizden, örtünmeyen zındıktır” lafı dillerinde…
Sürre alayı gibi seçime gidiyorlar…
Allah sonlarını hayretsin!