Hem eğitimci, hem yazar, hem aydın, her şeyden önce Ülkücü; İşte Gazi Karabulut Eğitimci-Yazar Gazi Karabulut İle Yeni Çıkan Kitapları Üzerine Bir Söyleşi…
Söyleşi: Behçet Kemâl Gürsoy
SORU: Sayın Karabulut daha önce de basılmış kitaplarınız vardı. Dilerseniz önce o çalışmalarınızdan bahsedelim.
G. KARABULUT: Evet, üniversite yıllarımdan beri yazı dünyası ile iç içe oldum. Bu, bazen bir gazetede güncel yazılar kaleme almak, bazen amatörce çıkardığımız bültenlerin misyonunu ifade eden görüşleri dillendirmek, bazen de inandığımız değerleri ihtiva eden derlemelerin kitaplaşmış hali ile eserler ortaya koymaya çalıştım. En son olarak daBerikan Yayınevi bu kitapları bastı.
SORU: Peki son kitaplarınıza gelecek olursak bu çalışmalarınızda nelere değindiniz?
G. KARABULUT: Dilerseniz önce “Yaşamak mı Anlatmak mı” adlı kitaptan kısaca bahsedelim. Bu kitap, mesleğinin başında bir idealist öğretmenin yaşadıkları, verdiği mücadele, gayesi için yaptığı fedakarlıklar, eğitim dünyamızın temel meseleleri ve çözüm yollarına yönelik ip ü,uçları ortaya konulmaya çalışıldı. Zaten ithafa baktığınızda “Bu kitabı; Allah, vatan ve millet uğruna mücadele eden öğretmenlere ve ülkü sevdalılarına ithaf ediyorum.” İfadesine rastlarız.
SORU: Bu kitapta sadece mesleki meseleler mi ele alındı?
G. KARABULUT: Hayır. Aynı zamanda görev yaptığımız Ağrı-Doğubayazıt, Muş-Korkut, Yalova-Çınarcık, Niğde-Çiftlik gibi memleketimizin pek çok diyarında Ülkü Ocakları, Türk Ocakları ve diğer sivil toplum örgütlerinde vazife yaparken karşılaştığımız meseleler, bu meselelere ait çözüm yolları da kitapta yer almaktadır. Tabi bu anlatım bazen zülf-ü yare dokunmak, bazen “kınayanların kınamasına” aldırmayan bir tutum sergilemek şeklinde oldu.
SORU: Peki bu kitabı yazmaktaki gayeniz nedir?
G. KARABULUT: Dilerseniz bu kitabı yazma gayemizi yine kitaptan bir alıntı ile cevaplayalım. “Bazen, yürekteki bam telini lisan ile ifade etmek mümkün olmadığı zaman, o duyguları kalem ile anlatabilmek için
İnanmanın, inanılan değere sadakat ile hizmet etmek olduğunu anlatabilmek için
Gönülde kopan fırtınaların, yüreğe verdiği ıstırabı, gönlü buhurdanlık gibi tütenlerle paylaşabilmek için
Bir ülküye bağlılığın, o ülküye karşılıksız sevdalanmakla mümkün olacağını anlatabilmek için
Her ne olursa olsun, hizmette en önde ücrette en arkada durup; mükâfatı sadece Allah’tan beklemekgerektiğini anlatabilmek için
Nihayet O(c.c.) razı olduktan sonra hiçbir şeyin ehemmiyetinin olmadığını anlatabilmek için yazıldı.”
SORU: Peki “Dolandım Peşinde Ülkü Adlı Yar” ve diğer eser için de bir değerlendirme yapar mısınız?
G. KARABULUT: O kitap aslında tarihe bir şerh düşmek maksadı ile oluşturuldu. Önce Türkiye’nin meselelerine, Türk Dünyası’na ve yakın coğrafyamıza bir atıfta bulunduğumuz bu kitapta daha çok güncel mevzulara bakışımızı ortaya koymaya çalıştık. Özellikle de kimlik konusundaki kafa karışıklıklarına, Ülkücü Dünya görüşünün meseleleri okuyuşu ve Ülkücülüğün Medeniyet Tasavvuruna yer verme gayreti güdüldü. Kitaplarda bazı konular tekrarlanmıştır. Bunun sebebi o meselelerin aslında dün bugün çizgisindeki yaşatma idealine işaret ettiği için tekrarında fayda görülmüştür.
SORU: Bu kitaplar haricinde başka çalışmalarınız var mı?
G. KARABULUT: Evet, var. Şu anda baskıya hazır hale getirdiğim ve büyük bir eksiği tamamlayacağını umut ettiğim “Yaşanmış Anadolu Hikâyeleri” adı altında bir çalışmayı bitirdim. Bu çalışma okullarımızda ilkokul öğrencilerimize yönelik ve kültürel değerlerimizle birebir örtüşen gerçekten yaşanmış olayların derlenmesi ile oluşturuldu. Ayrıca “Kişisel Gelişim” olarak da ifade edilebilecek ve “Motivasyon, İletişim, Beden Dili, Sınıf Yönetimi, Strese Karşı Takınılacak Tutumlar, Aile ve yetişkin Eğitimi” gibi konuları ihtiva eden bir çalışma daha hazırlıyorum.
haberiniz.com