Sinan Oğan: “7 düvelin saldırısı sonucu imzalatamadıkları Sevr Antlaşması ile almak istediklerini siz AKP iktidarı olarak davulla zurnayla veriyorsunuz.”
MHP Iğdır Milletvekili Dr. Sinan Oğan’ın Diyarbakır Rezaletine İlişkin Mecliste Yaptığı AKP’lileri Sus Pus Eden Konuşması şu şekilde:
Sayın başkan, değerli milletvekilleri,
Ülkemiz kurulduğu günden bugüne hiçbir döneminde bu kadar hakarete maruz bırakılmamış, Türk tarihi hiçbir döneminde bu kadar ihanete uğramamış, Türk milleti hiçbir zaman içerideki ve dışarıdaki şer cephelerinin ittifakı ile bu kadar derinden boğulmak istenmemiştir.
Bugünkü grup toplantısında Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ’nin de dediği gibi; “Türkiye 16 Kasım günü hiç olmadığı kadar küçük düşürülmüş, Türk milleti hıyanetin resmi geçidine yüreği sızlayarak şahitlik etmiş, caniyle Başbakan’ın fotoğrafları aynı pankarta iliştirilmiş, şehit ve şühedamızın kemikleri sızlatılmıştır.”
7 düvelin saldırısı sonucu imzalatamadıkları Sevr Antlaşması ile almak istediklerini siz AKP iktidarı olarak davulla zurnayla veriyorsunuz.
Türkiye topraklarını kendi haritası içerisinde gösteren Barzani, “Amacımız Kürtlerin birliği” dedikten sonra Kürtlere sabırlı olmalarını öğütlemiş ve “Diyarbakır’da Kürdistan bayrağıyla karşılanacağımı rüyamda görsem inanmazdım” demiştir.
Soruyorum size sayın Başbakan; sizin göreviniz bölücülerin rüyalarını mı gerçekleştirmek yoksa vatan toprağında gözü olanları bu rüyalarını kabusa çevirmek midir? Siz, maalesef bu bölücülerin rüyasını kabusa çevirmediniz. Siz Türk milletinin gecesini ve gündüzünü kabusa çeviriyorsunuz. Siz Türk milletine musallat olmuş yılanların başını ezmek bir yana bu yılanları kendi elinizle Türk milletinin koynuna sokuyorsunuz.
Sayın Başbakan “Kelimelerden, kavramlardan korkanlar, kendi icat ettiği tabulardan, kendi imal ettiği kabuslardan korkanlar, büyük devletler inşa edemezler.” diyor. Sayın Başbakan, bu ülkenin başına gelmiş en büyük kâbus sensin, sen! Bu ülkede sizden daha büyük kâbus yoktur maalesef.
Ülkemizde Sayın Başbakanın şefliği yürüttüğü bölücüler korosuna yeni saz arkadaşları eklenmiştir. Türkiye’ye her fırsatta küfreden, İmralı canisine özgürlük savaşçısı, Türkiye’ye terörist diyen, Türk diline hakaret edenler Sayın Başbakanın Bölücülük Korosu’nda yeni saz arkadaşı olmuştur.
Şimdi, buradan size soruyorum: Bir atadığınız vali, bu ülkenin vatandaşına, vatandaşlarımıza -affınıza sığınarak ifade ediyorum- “gavat” diyor, siz dönüp onu savunuyorsunuz. Malum belediye başkanı “meşenin dalları” diyor, gidip el ele geziyorsunuz. Ötekisi, “Bebek katili özgürlük savaşçısıdır.” diyor, Türkiye’ye “terörist devlet” diyor, siz onu düete davet ediyorsunuz. Sormak lazım, sormak lazım; bu ülkeye “şerefsizlerin ülkesi” diyenlere ödül verenlere sormak lazım: Bu ülke size neyledi? Bu ülkeye hakaret edenler, bu millete hakaret edenler niye sizin nazarınızda hep iyi yerlerde? Ödüller veriyorsunuz, başköşelerde ağırlıyorsunuz, davulla zurnayla Habur’dan karşılıyorsunuz, düet yapıyorsunuz, Türk milletinin gözünün içine baka baka bu millete hakaret ediyorsunuz. Bu millet size neyledi, bunun cevabını bu millete vermeniz lazım.
Sayın Başbakan, sabahki grup toplantısında aklına yine her sıkıştığında olduğu gibi yine “Bize bölücü diyorlar, Kürt damadımız var” diyen merhum Alpaslan Türkeş de mi bölücüydü.” diyerek kendini bir şekilde aklamaya girişmiştir. Türk milliyetçilerinin sorunu Kürt vatandaşlarımızla değildir. Bölücülerledir. Kökeni ne olursa olsun bu vatana silah çekenler, bölücülük yapanlar bölücüdür ve Türk milletinin hasmıdır.
Diyarbakır’da çıkıp birisi “Kuzey Kürdistan” ifadesini kullanabiliyor ve bunun da ismi maalesef bu dönemde Başbakan olabiliyor. Sayın Başbakan bugün kalkıp diyor ki: “Biz Diyarbakır’da tek vatan dedik.” Sayın Başbakan, merak ediyorum, hakikaten sizin bu “tek vatan” dediğiniz yer acaba kendi elinizle kurup büyütmeye, birleştirmeye çalıştığınız ‘Kürdistan’ mıdır? Bunun cevabını da Türk milletine vermeniz lazım.
Başta Recep Tayyip ERDOĞAN olmak üzere AKP’li bakanlara ve milletvekillerine şunu hatırlatmak isterim; siz Kuzey Kürdistan’ın oylarıyla değil buraya Güneydoğu Anadolu bölgede yaşayan vatandaşlarımızın oylarıyla geldiniz. Teröristleri kastederek, “Hapishaneler boşalacağını ifade ediyorsunuz, Unutmayın ki, o hapishanelerde yatan teröristler Mehmetçik’i şehit ettiği için o hapishanededir. Peki, teröristi hapishaneden çıkaracaksanız, Mehmetçiğin şehit anasını nereye koyacaksınız? Bunun da cevabını vermeniz lazım.
“İnşallah, BOP gerçekleşir.” dediğinde Sayın Başbakan biz dahi inanmamıştık. “Diyarbakır, BOP’un parlayan yıldızı olacak.” dediğinde biz dahi bu kadar ileriye gideceğine inanmamıştık ama maalesef ki Sayın Başbakan sözünde duruyor, sözünün eri bir Başbakanmış, her dediğini yapıyor. Diyarbakır’ı BOP’un yıldızı hâline getirmeye, teröristleri birer birer dışarıyı salmaya devam ediyor.
AKP’li yetkililer siz, adalet ve kalkınmayı unuttunuz; ihanetle rezaleti bir araya getirdiniz. Son dönemde netçe görülmüştür ki, “Teröristi dağdan ovaya indireceğiz” diyerek ortada dolaşan AKP aslında, teröristleri dağdan indirmemiş tam tersine Türk milletinin tepesine bindirmiştir. Ama unutmayınız ki, Türk milleti sizi de, besleyip büyütüp Türk milletinin tepesine çıkardığınız teröristinizi de yere çırpmasını biliyor. Ve bunu da en kısa zamanda yapacaktır.
Sizin düet yaptığınız teröristler Mehmetçiği şehit ederek analarımızın canından can almıştır.
Ama siz teröristlerle sazlı sözlü düetler yaparak şehit analarımızın yüreğini dağladınız.
Yaşananlara bir bakalım. Bu dönemde;
- AKP, Habur’da teröristleri davulla zurnayla karşılatırmıştır.
- Erdoğan ve hükümeti Diyarbakır’da şarkıyla türküyle peşmergeleri ağırlamıştır.
- AKP’nin kongresinde Barzani, çılgınca alkışlatılmıştır
- AKP iktidarında PKK sempatizanları sözde “şehitlikler” açmıştır.
- AKP döneminde, 1992’de 33 teröristin öldürüldüğü Mardin Savur Taşlık ve Yazır köylerinde PKK’lıların bir evi müze yapma çalışmaları başlamıştır.
Özetle söylemek gerekirse; emekliye, işçiye, memura tabiri caizse merasimle maaş zammı veren, insanca bir yaşamı çok gören AKP; bebek katiline, peşmergeye, teröriste istediğini festivallerle vermiştir. En acısı da, Türk milleti Öcalan-Barzani ve Erdoğan arasındaki aşk üçgenini izlemek zorunda bırakılmaktadır.
Bugüne kadar küresel işbirlikçilerinizin çizdiği haritalardaki hayali Kürdistan’ı siz gerçekleştirdiniz. Senaryoyu onlar yazdı, şimdi siz oynuyorsunuz. Atlantic Council tarafından hazırlanan “Türkler ve Irak Kürtleri Arasında Güven İnşası” adlı raporda bu AKP’ye tavsiye edilmiştir. Barzani’nin bu davetlerinin ve medyanın bunu bayram gibi yansıtmasının altında Barzani’nin olumsuz algısının Türkiye’de değiştirilmesi yatmaktadır. Zamanında İmralı’da bebek katilini melek yapmak isteyen şimdi de bunu Barzani için yapmaya çalışmaktalardır.
“Kızlı erkekli” dediğiniz öğrenci evleriyle uğraşıyorsunuz; gelin görün ki, bunu diyen siz “kanlı bıçaklı” teröristlerin yuvalarının en gözde misafirsiniz. Bu ülkenin gençleriyle mücadele ettiğiniz kadar terörle mücadele etmediniz! Terörle müzakere ettiğiniz kadar da oturup gençleri dinlemediniz! Bu ülkenin gençleriyle ettiğiniz mücadele kadar, bu ülkede gözü olanlarla, teröristlerle bu mücadeleyi etseydiniz, emin olunuz ki, bugün ortalıkta ne terör ne terörist kalmıştı.
Acaba ilerleyen süreçte, önceki yıllarda “Abdullah Öcalan barış ve özgürlük savaşçısıdır. Terörist değildir. Terörist olan Türkiye Devleti’dir.” diyen, PKK şakşakçısı Şivan Perver’in menajerliğini üstlenmesi için Kültür ve Turizm Bakanı mı Başbakan Erdoğan tarafından görevlendirilecektir yoksa bizzat kendisi mi konserlerini ayarlayacaktır? Recep Tayyip Erdoğan, Mesut Barzani’nin 4 varil petrolünün bekçiliğini yapması için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına mı talimat verecektir yoksa bizzat şahsı mı bu işe soyunacaktır?
Şunu bilin ve öyle hareket edin: Tarih sizi affetmeyecek! Türk milleti hiç affetmeyecek ve bunun hesabını da en kısa sürede soracaktır.