Ders Gibi Miting
Hüseyin Yeniçeri
MHP’ nin 5. Açık Hava Toplantısı “Türkçe Mitingi” adıyla Konya’da gerçekleştirildi. 24 Ağustos saat 17.00’de tarihi Hükümet Konağı önünde kurulan kürsüye çıkan MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli, meydanı üç hilallerle ve Türk bayrakları ile kızıl bir denize çeviren coşkulu kalabalığa “Hz. Mevlana’nın saygıdeğer torunları” diye sesleniyordu. Türk siyasi tarihi açısından çok önemli bir köşe taşı olan bu konuşma üç bölümden oluşuyordu. Birincisi Türkçe, ikincisi Çözülme Süreci ve üçüncüsü ülke yönetiminin başarısız uygulamaları. Biz burada konuşmanın Türkçe ile ilgili bölümü üzerinde duracağız.
23 Mart 2013’te Bursa’da Kuruluş adıyla başlayan Milli Değerleri Koru ve Yaşat açık hava toplantılarının bu beşincisinin adı neden Türkçe Mitingi’ydi? Ve neden Konya’da düzenleniyordu? Bahçeli, konuşmasının başında açık hava toplantısının Türkçe adına düzenlenmesinin nedenini şöyle açıklıyordu: “Şimdi de Türkçe diyoruz ve Türkçeyle karanlığa, karışıklığa ve kargaşaya meydan okuyoruz. Türkçeyle hayata, hakikate ve beşeriyete bakıyoruz. Türkçeyle hadiselere, gelişmelere ve insanlık vicdanına sesleniyoruz. Öyle ki varlığımızın nişanesi Türkçedir. Kültürümüzün kaynağı Türkçedir. Birliğimizin şemsiyesi, kardeşliğimizin çatısı, bin yıllık kaynaşmanın kanıtı Türkçedir. Türkçe kaderimizdir, kavlimizdir böyle kalacaktır. Türkçe kutsalımızdır, kutbumuzdur, kişiliğimizdir böyle olmayı sürdürecektir. Türkçe izzet-i nefsimizdir, iffetimizdir ve irfanımızın kökleri derinlere inmiş sapasağlam ve devasa sütunudur.”
Bir dil bilgini gibi Türkçenin varlık nedenimiz olduğunu açıklayan Bahçeli, ülkede yaşanan milli kültür düşmanlığına karşı kararlı ve yılmaz savunucular olduklarını, Türklüğe ve Türkçeye sahip çıkacaklarını yurttaşlara şu sözlerle duyuruyordu: “Ve bu sütun yıkılmamalıdır, yıkılmayacaktır. Bilinsin ki, ümitlerimizin çeşmesi Türkçedir. Bilinsin ki, gök kubbemizden eksik olmayacak seda da, nida da Türkçedir. Türkçe susarsa Türklük duracaktır. Türkçe susarsa Yüce Dinimiz iyice mahzunlaşacaktır, iyice garipleşecektir. Türkçe zayıflarsa, Türk ve İslam alemi tamiri, tarifi ve tahsisi imkansız zarar ve ziyanlarla yüz yüze kalacaktır. B u n a d a m ü s a a d e e t m e m i z m ü m k ü n d e ğ i l d i r. İlimizin, ilmimizin, irfanımızın, töremizin, dünümüzün, bugünümüzün ve yarınımızın temelinde Türkçe vardır, şüphe etmeyiniz ki sonsuza kadar da var olacaktır.”
Türkçenin başına gelen tehlikenin bölücülük belası olduğunu çok iyi bilen Bahçeli, Türkçenin soluğunu kesmek isteyen çevrelere de gönderide bulunarak “Çünkü Türkçe, vatan demektir. Türkçe, millet demektir. Türkçe, bayrak demektir. Türkçe bağımsızlıkla aynı anlamdadır.” demiştir. Bu tanımlar, bilge liderin bu unvanı boşuna almadığının da kanıtıdır. Türkçe konusunda duyarsızlaşan yüreklerin ne büyük bir gaflet içinde olduklarını da ortaya koymaktadır bu sözler. Ha bire tıkınan, ha bire cebini doldurmadan başka bir şey düşünmeyen, kişiliğini yitirmiş çevrelere de tokat gibi uyarılardır bu sözler. Orhun Anıtları’nda milletine seslenen ve “Ey Türk Milleti kimin için çalışıyorsun? Çinli için mi?” sözleriyle milletini uyaran Bilge Kağan’ın yolunda olduğunu evrene duyuran bir bildiridir bu sözler.
Bahçeli dilin yazılı ve sözlü ürünlerle varlık kazandığının bilincindedir. Ülkeyi yönetenlerin bu ürünleri ders kitaplarından köşe bucak saklamaları, aslında güneşi balçıkla sıvamaktan başka bir şey değildir. Hatta Türklüğün kutsallarını aşağılamalar, kurt sembolünü bir canavar olarak yorumlamalar, suçlu olduklarını düşündükleri çevrelere Türk’ü koruyan, varlığını sürdürmesine olanak veren ve Türklüğün çıkışını sağlayan yurt parçasının adını vermeler… Bahçeli’den tokat gibi sözlerle karşılık bulmuştur bu toplantıda: “Oğuz Kağan Destanı Türkçenin haysiyetidir. Alper Tunga Destanı Türkçenin zaferidir. Ergenekon Destanı Türkçe’nin geçit vermez dağlardan, dar vadilerden kanatlanıp uçmasının delilidir. Orhun Anıtları Türkçe’nin çağrısı ve ebediyete kadar yaşamasının ilanıdır. Hoca Ahmet Yesevi’nin dergâhından Türkçe parlamıştır. Horasan erenlerinin, dervişlerinin ve evliyalarının ağzından Türkçe inci taneleri gibi dökülmüştür. Kaşgarlı Mahmud’un kaleminden Türkçe çağlamış akmıştır.”
Türkçe Mitingi’nde en çok alkış alan örneğin Kutadgu Bilig’ten alınan şu dörtlük için Bahçeli’nin kurduğu tanıtım cümlesi oldukça sanatlı ve edebidir:“ Balasagunlu Yusuf gönül tahtına, vicdan tacına Türkçe’yi koymuş ve asırlara şöyle seslenmiştir:”
“Dildedir mutluluk, dildedir değer.
Dili olmayana, insan mı derler?
İnsanda dilince değişir kader,
Ya yurda baş olur, ya başı gider.”
Beşinci Miting’in Konya’da yapılmasının nedeni elbette Karamanoğlu Mehmet Bey’in 1278’de yayınladığı buyruktur. Bahçeli, bu müthiş Türkçü ve Türkçeci ruhu açıklayıp yücelttikten sonra bu topraklarda meydana gelen tarihi olayları ve edebi ürünleri de sayarak ülke topraklarına derinliğine saygı duyduğunu ortaya koymuştur. Bu bakış açısıyla sanatın ve dilin toprağı vatan yaptığı anlatılmaya çalışılmıştır. “ Bu topraklarda yetişen Türk milletinin gurur zirvelerinden biri olan Karamanoğlu Mehmet Bey de tam 736 yıl önce diyordu ki; “Bugünden sonra divanda, dergahta, mecliste ve meydanda Türkçe’den gayrı dil konuşulmayacaktır.” İşte bu şuura hasretiz. İşte bu karara sımsıkı sarılıyoruz. Türkçe; Konya’yı Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkent yapan Süleyman Şah’ın gücüdür. Haçlılara göğsünü geren ve Konya’yı İslam’ın umudu yapan 1. Kılıçarslan’ın dayanağı, yardımı ve yiğitliğinin gerisindeki asalettir. Ertuğrul Gazi Ocağı’ndan buram buram tüterek kıtalara varan fütuhat ruhudur. Hikmet ve fazilet dolu öğütleriyle yolumuzu aydınlatan Dedem Korkut’un vicdanıdır. ‘Hamdım, piştim, yandım’ diyerek bizlere öğüt veren Hz. Mevlana’daki manevi aşkın ve cezbe halinin tercümanıdır Yunus’taki doğruluğun, adanmışlığın ve sevgisindeki yüksekliğin ifşasıdır.
Karacaoğlan’daki gurbetin, Dadaloğlu’ndaki yılmayan nefesin izharıdır. 15. Yüzyılda Afganistan’ın Herat vilayetinde doğarak elini Türk Dünyasına uzatan Ali Şir Nevai’de gül bahçesinin adıdır. Ve Türkçe Şemsettin Sami’de hayranlık, Yahya Kemal’de ana sütü, Ömer Seyfettin’de ülkü, Ziya Gökalp’te birlik sembolüdür. Yaşadıkları zamana dar gelen, her varlığa, her meseleye Türkçeyle nazar eden, Türkçenin kudreti için mücadele veren elleri öpülesi ceddimizin hepsine müteşekkiriz, hepsine minnet duyuyoruz ve aziz anılarını rahmetle, hürmetle yad ediyoruz.
Türkçe Mitingi ile MHP, bir yandan ülkeyi yönetenlere Türkçe dersi verirken, bir yandan da milli değerlere sahip çıkacağını, bu değerlerin Türk’ün bu topraklarda varlığını sürdürecek tek çaresi olduğunu ortaya koymuştur. Milli değerlerin kuşaktan kuşağa, mekandan mekana, eserden esere Türkçeyle taşındığının bilincindedir MHP. Bu yüzden milli değerlerin en önemlisinin Türkçe olduğu bilincindedir MHP. Türkçeyi ihmal egemenlik haklarını ihmaldir. Türkçenin karşısına başka bir öğretim dili koymak da başka bir egemenlik hakkı yaratmaktır. İşte MHP, Türkçe diyerek Türk egemenliğine gölge düşürmeyeceğini bütün cihana bu toplantıyla duyurmuştur.
MHP’de olan bu duyarlılık öteki partilerde yoktur. Milli duyarlığı elbet millet değerlendirecektir. Konya’da Miting alanını dolduran yüz binler yaklaşan yerel seçimlerde kendi değerleri için ter dökenlere sahip çıkacaktır.