
ARAP’IN HİÇ Mİ SUÇU YOK!
Mısır’daki vahşet konusunda sürekli Batı’ya yüklenen siyasal irade, biraz da yüzünü Arap dünyasına dönmelidir. Evet, emperyalist Batı’nın kendi sömürü düzenine uygun yönetim şeklini kollayacağı, tecrübe ile sabittir. Öyle olmasa bütün dünyaya Demokrasi Getirme vaadi ile yaptığı operasyonları yıllardır sömürdüğü sudi Krallarına da yapmayı denerdi. Oysa Batı hiçbir dönem (kendiyle çatışmamak kaydıyla) Arap Şeyhlerine ve Krallarına dokunmamıştır.
Yani Batı’nın, Mısır’daki tavrı, tıyneti gereğincedir. Olağandır.
İçimizdeki Batıcılar, kurtuluşu batıya kayıtsız biat olarak gören, çağdaş! ve demokratlar!; Taksim’de yapılan şiddet için kıçınızı yırtarken, sivillere gerçek mermi ile müdahale edilirken neden bıyık altından gülüyorsunuz, bu mudur sizin demokrasi anlayışınız?
Peki ya Arap Dünyası? Neden siyasal irade, Arap Dünyasının bu haktan hakikatten uzak, insanlığa sığmayan, lanet tavrına değinmez?
İKÖ’nün suya sabuna dokunmayan açıklamaları, Arap Birliğinin kayıtsızlığı, Suudi Krallarının darbeye desteği…
Hani “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” kutlu sözündeki derinlik. Hani “İnanlar kardeştir” emri!!!
Ama nedense siyasal irade bu konuda yumuşak geçişlerle günü kurtarma çabasındadır.
İçimizdeki Arap hayranları, bizim Arap Dünyasına her eleştirimizde Şanlı Peygamberimizin Arap olduğundan hareketle sözümüzü kesmeye çalışarak, Araplara bir paye verme telaşından vazgeçin artık. Çünkü O (SAV), kendi döneminde böyle bir zumlu görse, tek başına kalacağını da bilse bununla savaşırdı. Ama siz petrolle birlikte onurunu da satan o pısırık millete tek söz edemiyorsunuz.
Sözün Sonu: Arap Baharı için çığırtkanlık yapanlar, Tunus’tan Türkiye’ye kadar koca bir coğrafya kan ağlıyor, umarım vicdanınız rahattır. Sizin, kendinden başkasını dinlememe huyunuz ve enaniyetiniz nedeniyle, Koca Türk Milletini ve Müslüman Coğrafyasını ne hale getirdiğinizi gördük.