Osman B.Karabacak
Olağanüstü günler yaşıyoruz. Sol grupların eleman devşirme alanına dönüşen Gezi Parkı’nı işgal eylemi 21 gün sürdükten sonra polis müdahalesi ile sona erdi. Tam 21 gün devletin acziyetini cümle aleme ilan eden hükumet başarısı tartışılır bir operasyonla eylemi sona erdirdi.
İstanbul dışındaki şehirlerde de Gezi Parkı’nı işgale benzer eylemler sonlandırıldı. Erdoğan “emrettiği” operasyonlarla Mübarek benzeri liderleri eleştirdiği duruma düşerken dünya medyası canlı yayınlarla “ezilen” yığınları yayınlıyordu.
11 yıllık AKP iktidarına tepki gösteren sosyal katmanlar birer birer sokaklara dökülür, en azından tencere tava ile gürültü çıkararak seslerini duyurma sevdasına düştüler.
PKK-BDP’nin kepçe önünde durarak eylemleri başlattığı gerçeğini görmeyen ya da görmemeyi tercih eden “ulusal” kadrolar, biraz daha zorlasak AKP’yi yıkarız, zannıyla eylemlerde yerlerini aldılar.
Bu noktada MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ülkücü hareketi kesin ifadelerle olaylardan uzak tutması “ulusalcı” kanatın tepkisini çekti ve MHP tabanına itaatsizlik çağrısı yapmalarına yol açtı. Ülkücü kadroların liderin emrinden çıkmamaları bu çabaları boş çıkardı.
Erdoğan’nın ayrılıkları körükleyen açıklamaları olayların şiddetini artırdıktan sonra yapılan operasyonla Taksim ve diğer meydanlar göreceli olarak devletin kontrolüne geçti. Tam bu noktada süreç balonu patladı. Tunceli, Şırnak ve Diyarbakır’da PKK dişlerini yeniden gösterdi. Köy basma, adam kaçırma ve halkı karakol inşaatı üzerine sürme eylemleri ile şantaj yapmaya başladı.
Lice’de karakola saldırırken ölenleri bahane eden PKK, halkı önce Güneydoğu’da sonra da büyük şehirlerde sokağa döktü. Bu yazı kaleme alındığı saatlerde PKK yandaşları Taksim’e doğru harekete geçmişlerdi.
CHP’li goygoycuların aksine Gezi eylemcilerinin yanında durmayan MHP kadroları bilge liderleri sayesinde PKK’lılarla beraber görünmediler ve Türk Milleti’nin selameti için sığınılacak yegâne limanın ülkücü hareket olduğunu bir kez daha gösterdiler.
Allah’ın izni ile son gelişen hadiseler ışığında MHP milleti sevk ve idare yolunda hızla ilerliyor. Üç Hilal gerçek sahiplerinin elinde, yakın gelecekte layık olduğu burçlara dikilecek ve Türk Milleti yeniden mazlum milletlerin yegâne umudu olacaktır.
Yaşasın Türklük