Silahların Susması Değerlidir, Fakat!
Emre Ece
Çözüm süreci, barış görüşmeleri, dağdan ovaya siyaset için inilmesi… Bu üç benzer kavram bir süredir, medya ve toplumun sevdiği figürler tarafından toplumun zihnine yerleştiriliyor. Buna bir çeşit psikolojik harp dersek çok da hata yapmış olmayız. Akil adamlar diye adlandırılan 63 kişilik heyet –bu heyetteki isimler hükümet tarafından belirlenmiştir- bölgelere göre gruplandırıldı ve ülkeyi gezmeye başladılar. Bu gruplar bölgelerdeki siyasi görüşe göre oluşturulsa da toplum tarafından çok büyük tepkiyle karşılandı. Eleştirilerin temelinde “Siz neyi anlatmaya geldiniz?” sorusu vardı. Çünkü eleştiren bu insanlar, Amerika’da yaşayan bir cemaat lideri tarafından da nitelendirilen baldıran zehrini içmek istemiyorlardı. PKK’ya ve kurucusu Abdullah Öcalan’a olan öfke, yıllar yılı verilen şehitler, gazilerimizin çektiği ızdıraplar toplum tarafından öylesine öze yerleştirilmişti ki, “Orhan baba” figürü yerle yeksan oldu karşısında.
Düşünün ki zamanında Ferdici-Müslümcü-Orhancı olan toplum bir anda Gencebay’ı hedef tahtasına oturttu. İşin ilginç tarafı bu eleştiriler marjinal gruplar tarafından değil toplumdaki en siyasetten uzak insanlar tarafından yapılmaya başlandı. Çünkü “Öcalan namaz da kılardı” haberlerini toplum hazmedememeye başladı. Kendisine dayatılan barışı elinin tersiyle itti ve PKK’yı meşrulaştırma faaliyetleri içinde bulunan, Türk bayrağındaki Türk kelimesinden dahi rahatsızlık duyan insanları barındıran bu heyetin kan dökülmesini istemeyen insanlara bunu söylemesinin abes olmasından olsa gerek “Artık kan dökülmesin.” demesini istemedi.
Heyetin içinde iyi niyetle yer alan insanlar bulunuyor olabilir fakat genel itibariyle toplum tepkisini azaltmaya yönelik bir proje olduğu artık çok açık. Peki, akiller heyetini eleştirmek ne anlama geliyor? Kan dökülsün demek midir bu? Yani bu heyeti eleştirenler Kürt kökenli vatandaşlarımızı sınır dışı edelim, Kürtleri öldürelim mi diyorlar? Eleştiren insanların %99’u bunu söylemiyor zira kimisinin gelini Kürt, kimisinin damadı. Dahası birçok Kürt, Abdullah Öcalan’dan nefret ediyor, zira oğlunun katili Abdullah Öcalan.
Nasıl ki çözüm sürecini takdir etmek normal bir davranışsa, süreci eleştirmek de her Türk vatandaşının en doğal hakkı. Bu onun kandan beslendiğini göstermez. Terör örgütü ile helalleşmek, sivilleri ve askerleri öldüren teröristlerin ellerini kollarını sallayarak sınır dışına çıkmasını izlemek, Türk milletine ağır geliyor ve milletin özgüveni yerle bir ediliyor. Medyada çıkan “terörist annesi ve şehit annesi buluştu, sarıldılar” öyle öfkelendiriyor ki şehit ailelerini.
Geldiğimiz günde, 8 mayıs itibariyle, heyet hakkında da süreç hakkında da söylenecekler söylendi, eleştiriler yapıldı. Bugün PKK çekilmeye başladı, sabah kahvaltıları ve çoban salataları eşliğinde. Sanıyorum 100 güne yakın gündür çatışma olmadı. Bu sürecin sevindirici olan yanı, tehlikeli olan kısmı ise Abdullah Öcalan’ın siyasi bir figür haline gelmesidir. Artık bu duruma eleştiri yapılamaz. Buna karşı fikri temeli oturtulmuş argümanlarla etkin bir şekilde mücadele etmek gerekmektedir. Özerkliğe kadar varabilecek bu siyasi mücadeleye karşı, terör ile güç kazanmış bir siyasi hareketle mücadele etmek isteyen herkes savaşmalıdır. Mensup olduğu siyasi parti, sivil toplum örgütü her ne olursa olsun görmelidir ki teröristbaşının liderliğini yaptığı, etnik milliyetçi temelli bu siyasi hareket üniter yapının, bölünmez bütünlüğün temellerine dinamit koymak istiyor. Bunu da vatandaşlık tanımını değiştirerek, anadilde eğitimi getirerek yapacak. Buna katiyen izin verilmemelidir. Verilirse ne olacağını Yugoslavya hakkındaki bilgilerinizi tazeleyerek hatırlayabilirsiniz.
Bugün yanıbaşımızda Irak’ın hali ortadadır. Cuma namazı kılınamıyor Irak’ta. Neden? Etnik ve mezhepsel çatışmalardan dolayı her Cuma günü bomba patlıyor camilerde. Suriye’de kan gövdeyi götürmekte, insanlar birbirlerini boğazlıyor. Bu sebeple silahların sustuğu bu ortam değerlidir evet ama eli kana bulaşmış her terörist Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suç işlemiştir ve yargılanmalıdır. Terörü meşru görenlerde suç işlemektedir. Gözlerinden sakındıkları evlatlarını askere değil vatanını canı pahasına da olsa korumaya gönderen bu millet, çıkarılacak bir genel affın, terörist başına ev hapsinin faturasını keser. Nasıl ki bir El-Kaide militanına af A.B.D’de tartışılamıyor dahi ise, ülkemizin onurunu zedeleyen bu af tartışmaları bir an evvel kesilmelidir.