MHP Kocaeli milletvekili Lütfü Türkkan TBMM’de bir basın toplantısı düzenledi.
1 Mart tezkeresinin üzerinden 10 yıl geçmesi üzerine gizliliği kalkan oturuma ait tutanaklarını Meclis Başkanlığı’ndan isteyn Lütfü Türkkan kendisine verilen cevabı ve keyfi uygulamayı basın ile paylaştı. Türkkan sözlerini şöyle sürdürdü: Bugünkü toplantımızda, Meclis Başkanlığı’nın, 1 Mart Tezkeresi kapalı oturum tutanaklarını talep başvuruma verdiği cevabı sizlerle paylaşarak, bu tutanakların neden gizlenmekte olduğuna ilişkin düşüncelerimi açıklayacağım.
Biliyorsunuz 1 Mart 2003’te “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için Hükümet’e yetki verilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi” görüşüldüğü sırada Milliyetçi Hareket Partisi, Meclis’te temsil edilmiyordu. Dolayısıyla parti olarak o kapalı oturumda yer almamıştık.
Artık üzerinden 10 yıl geçmiş ve “yayımlanabilir” olması nedeniyle, 5 Mart 2013 tarihinde Meclis Başkanlığı’na başvurarak kapalı oturum tutanaklarını istedim.
Meclis Başkanlığı’nın cevabi yazısında, 1924 Anayasası’ndan başlayıp 1973 tarihli İçtüzük’e kadar pek çok gerekçe sıralanıp, talebim reddedilmiştir. Özetle, bana İçtüzüğe göre bu tutanaklar 10 yıl geçtikten sonra “yayımlanır” değil “yayımlanabilir” yani “takdire bağlıdır” denmiştir.
Meclis Başkanı Sayın Çiçek’in daha önceki açıklamalarından da öğreniyoruz ki, “üzerinden 10 yıllık süre geçmiş olma şartını karşılayan kapalı oturumlardan 211’inin tutanağı açıklanmış, 38’inin üzerinde ise hala gizlilik kararı bulunuyor”.
İşte, benim de esas üzerinde durmak istediğim konu budur: Bu tutanakların 211’inin yayımlanması takdir edilirken, 1 Mart tezkeresi tutanaklarının açıklanmamasında takdir gerekçeniz nedir?
Değerli Basın Mensupları,
Bu tutanakları Oslo ve İmralı tutanakları gibi “sızdırma” yoluyla öğrenemeyeceğimize göre; sorumu dahaaçık ve daha net bir şekilde tekrarlıyorum: Açıklamaktan, kamuoyunun o kapalı oturumda neler konuşulduğunu öğrenmesinden NEDEN KORKUYORSUNUZ?
Evet, NEDEN KORKUYORSUNUZ?
– Açıklarsanız; BOP eşbaşkanlığındaki ilk görevinizde tezkereyi Meclis’ten geçiremeyerek ABD’ye yaşattığınız hayal kırıklığının bu ülkeye faturasının nasıl çıkartıldığını Türk halkının daha iyi anlayacağından mı?
– Misilleme olarak subaylarımızın başına neden çuval geçirildiğini… karşılığında bir nota bile vermekten aciz olup, “Müzik notası değil bu” dediğinizi, Yüzlerce komutanının darbeci ve terörist diye zindanlara neden atıldığını, Sadece 1 Mart’ın değil, Lozan’ın da intikamının alınmakta olduğunu teyit ettiğinden mi?
– Başbakan’ın açık oylamaya katılmayan, red ya da çekimser oy veren kendi milletvekillerinden dahi sonradan nasıl intikam aldığının, hiçbirini bir daha seçilecek yerden listeye koymadığının öğrenileceğinden mi?
– 1 Mart Tezkeresi talebinizin, Irak’dan sonra Mısır’ın, Libya’nın, Suriye’nin kana bulanmasına, bugün ülkemize Patriotlar’ın yerleştirilmesine giden yolun işaret fişeği olmasından mı?
– İmralı’da, Oslo’da, Kandil’de terör örgütüyle bu ülkenin geleceğini pazarlık etmenizin temellerinin aslında o tezkere talebiyle atıldığının daha iyi anlaşılacağından mı?
EVET, BİR DAHA SORUYORUM NEDEN, KİMDEN KORKUYORSUNUZ?
Değerli Arkadaşlar,
Başbakan’ın o tutanakları açıklatmayacağını, açıklatamayacağını ben de biliyorum. ABD Başkanı Obama’nın sopasıyla PKK’nın silahları gölgesine sıkışıp BOP’un şubesi olarak iktidarını sürdüren bir Hükümet’ten bunu beklemiyorum. Neden derseniz:
– Açıklatamazlar, zira, her türlü milliyeti ayaklarının altına aldığını söyleyebilen bir Başbakan’ın siyasi meşruiyetini, varlığını, iktidarını borçlu olduğu güçlere diyetini ödeyebilmek için milli çıkarları ayaklar altına aldığının belgesidir o tutanaklar… Biz ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını ve çıkarlarını canımız pahasına korumaya and içmiş Türk milliyetçileriyiz Sayın Başbakan, Amerikan çıkarlarını kollayan Amerikan milliyetçisi değil…
– Açıklatamazlar, zira, kirli savaşında Türkiye’ye “ABD bodyguardlığının” yaptırılmak istendiğinin belgesidir o tutanaklar.
– Açıklatamazlar, zira, uluslararası hukuki bir meşruiyeti ve kazananı olmayan insanlık dışı bir savaşa, sınır komşusunun işgaline yardım ve yataklık için yetki talebidir o tezkere…
– Bir buçuk milyondan fazla Iraklı’nın ölümüne, yüzbinlerce Iraklı’nın işkenceden geçmesine ve on binlerce kadının ırzına geçilmesine yol açan bir insanlık suçuna ortak olma talebidir.
– ABD’den aldığı talimatla Türk askerini gözü kapalı ölüme yollayabileceğinin, topraklarını, hava sahasını bu amaçla yabancı güçlere açabileceğinin belgesidir o tutanaklar…
Açıklatamazlar… Çünkü mazluma, mağdura kabadayılık taslarken, hem ABD’den, hem Öcalan’dan ayar alıp, birine “beni süpürüp deliğe atmayın, diğerine ne olur seçime kadar saldırı düzenlemeyin” yakarışlarında bulunanlardır, onlar… Bir terör örgütü başının “ben kurdurdum, 10 yıldır iktidarda tuttum” dediği dünyadaki tek partidirler… Bakın Wikileaks Belgeleri’ne, 1 Mart tezkeresinin reddedilmesi ve çuval hadisesi sonrası ABD’li yetkililere nasıl yaranma yarışı içinde olduklarını görürsünüz..
Bu tutanakları açıklamamaları, dış politikadaki bağımlılık ve tutarsızlıklarını kamuoyu önünde açıkça savunabilme güçleri kalmadığının da ilanıdır aynı zamanda…
Sözlerimin sonunda ben burada sizlerin huzurunuzda CHP’ye bir çağrıda bulunmak istiyorum. O dönem TBMM’de görev yapmış milletvekilleriyle birlikte onları bir basın toplantısı yaparak, TBMM gizli oturumunda neler konuşulduğunu açıklamaya davet ediyorum.
Bu açıklama bir suç ise eğer, Terör örgütü lideriyle pazarlık yaparak, Türkiye’yi bölücü faaliyet de dahil birçok Anayasal suç işleyen iktidar karşısında, varsın böyle bir suçu da bu arkadaşlarımız işlesin. Beni dinlediğiniz için hepinize çok teşekkür ederim.