Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. E. Semih YALÇIN “MHP’ye yönelik topyekûn saldırılar” üzerine basın açıklaması yaptı:
AKP’nin Türkiye’yi siyaset ve toplum mühendisliğiyle etnik parçalara ayırma siyasetinin karşısında duran MHP, iktidarın gerçek yüzünü halka ifşa ettiği için topyekûn saldırı altındadır. Hemen her gün AKP sözcüleri, akademik çevrelerde ve medyadaki destekçileri ile partimize hücum etmekte, yalan ve iftiralarla gerçekleri saptırmaktadır.
Son olarak AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in Karabük Ülkü Ocaklarının esnafa Veda Hutbesi dağıtması üzerine yaptığı açıklamalar, saptırmanın ve kötü niyetin en bariz örneğidir. Esasında Ülkü Ocaklılar, Veda Hutbesini M. Ali Şahin’e okusun, öğrensin ve idrak etsin diye vermiştir.
Şahin, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi ve dolayısıyla partimizi bir etnik kökenin üstünlüğü üzerine siyaset yapmakla suçlamıştır. Meselenin arka planında, MHP üzerinden Türklüğü etnik kimlik olarak gösterme çabası vardır. Çünkü Türk milletinin etnik bir topluluğun adı olmadığını MHP ısrarla savunmaktadır; Türkiye’de yaşayan bütün insanların vatandaşlığının ve kimliğinin ortak ifadesi olduğunu sabırla anlatmaktadır. Buna rağmen AKP kurmayları ortaya koydukları çirkin siyasetten bir türlü vazgeçmek niyetinde değildir
Buradan AKP’nin sözcülerine tekraren sesleniyoruz:
- Partimizin milliyetçilik anlayışının “ortak vatan, bayrak ve kültür” temelinde bütünleşmiş insicamlı bir toplum yapısını ve vatandaş olarak mensubiyeti esas aldığını daha kaç kez söyleyeceğiz?
- Neden Türk adının ortak payda olarak kullanılması yönündeki sosyal ittifaka nifakla karşılık veriyorsunuz?
- Vatan sevgisi maya gibidir. Bu maya sütü bozuk olanlarda tutmaz, bu durumu biz biliyoruz, peki siz biliyor musunuz?
- Türkiye Cumhuriyetinin bölünmez bütünlüğü adına şerefiniz kadar konuşun dediğimizde, ömür boyu susacak mısınız?
Ne yazık ki AKP’nin muhalefete ve millete yönelik siyaseti yalan ve iftira üzerine kurulmuştur. AKP kurmayları düğmeye bastığı ve hedefi gösterdiği andan itibaren bütün yardakçı ve destekçileri de harekete geçmekte, hep bir ağızdan aynı nakaratı tekrarlamaktadır. Ne AKP kurmayları, ne de akademik çevrelerdeki ve basındaki destekçileri MHP’yi anlama zahmetine girmektedir.
AKP’nin müzmin destekçilerinden yazar Ahmet Taşgetiren dünkü köşe yazısında yalan isnatlarını o kadar ileri götürmüştür ki, Kürtlerin MHP’yi terk ettiğini söyleyebilmiştir. Dünyada hiç kimsenin elinde insanları ırk ayrımına tabi tutacak bir alet yoktur. Siyasi partiler, kendilerine üye olan ve fikirlerini benimseyip saflarına katılan insanların kökenine bakmazlar. MHP içerisinde Kürt de, Çerkez de, Abaza da, Gürcü de, Arap da vardır. Türkiye’deki tek ırkçı parti ise AKP’nin İmralı sürecinde kader ortağı olan BDP’dir.
- Yoksa Ahmet Taşgetiren’in ve körü körüne desteklediği AKP’nin elinde antropolojik “ırkölçer” mi vardır?
- Irk ve etnik köken meselesini garip bir “asabiyet”le böylesine kaşımak, İslam akidesinin neresindedir?
- Taşgetiren, Kürtleri Türk toplumundan ısrarla ayrıştırmaya çalışarak Bağımsız Kürdistan’ın kurulmasını mı istemektedir?
- İmralı süreci adı altında bölücü örgütle pazarlığa oturulmasına evet dememizi mi beklemektedir?
Asla entelektüel olamayan Ahmet Taşgetiren eğer bunu istiyorsa; cesaretle, açık açık dile getirmeli, bütün millet de öğrenmelidir.
MHP’nin; AKP politikaları ve İmralı süreciyle ilgili ortaya koyduğu görüşlerin haklılığını PKK’nın elebaşlarından Murat Karayılan’ın açıklamaları göstermiştir. Murat Karayılan, AKP sözcüleri ve destekçileriyle aynı dili kullanmaktadır. Karayılan’ın sözleri aynı zamanda AKP ile bölücü örgütün ortak bir payda oluşturduğunu ve menfaat birliğine gittiğini açığa çıkarmıştır. Şimdi Tayyip Erdoğanlar, Abdullah Öcalanlar, Mehmet Ali Şahinler, Ahmet Taşgetirenler ve Murat Karayılanlar aynı safta, aynı çizgidedir.
Karayılan, Türk milletini tehdit ederek “Savaşmak istiyorsanız savaşırız” deme cüretini göstermiştir. İşte bunun içindir ki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bölücü örgütün başının ezilmesi ve devletin caydırıcılığını göstermesi gerektiğini söylemektedir. Karayılan, Sayın Bahçeli’nin terörle mücadele konusunda sunduğu 8 maddelik önerinin, Kürt halkına karşı soykırımı öngördüğünü öne sürmüştür. MHP liderinin ortadan kaldırılmasını istediği bir halk değil, doğrudan PKK’dır. Bilinmektedir ki PKK bir Kürt örgütü değildir, Kürtleri temsil etmemektedir. Aralarında farklı kökenlerden eylemciler bulunan bir taşeron örgüttür. Kürt kökenli vatandaşlarımızın ezici çoğunluğu bölücü örgütü desteklememekte, onun kanlı eylemlerinden nefret etmektedir. Bu gerçeği artık iktidar partisinin yöneticileri de onların eşik bekçisi sözde köşe yazarları da idrak edebilmelidir.