16 Ocak 1980 tarihinin, Irak Türkmenlerinin mücadele tarihinde çok önemli bir yeri vardır.
Irak’ın eski rejimi tarafından bu tarihte idam edilen büyük Türkmen liderleri Doç. Dr. Necdet Koçak,Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, iş adamıAdil Şerif ve işkencede ölen bilim adamı Dr. Rıza Demirci‘nin aramızdan ayrılmalarının üzerinden tam 33 yıl geçti. Türkmen milli davasının bu unutulmaz kahramanları, idam sehpasına onurla yürüdüler.
Baas Partisi’nin Türkmenleri sindirme politikası nedeniyle suçsuz yere idam edilen liderlerimizden Doç. Dr. Necdet Koçak, müstesna kişiliğe sahip, değerli bir toplum önderiydi. Milletine ve davasına sıkı sıkıya bağlı olan Doç. Dr. Necdet Koçak, yaşamını, Türkmenlerin milli kimliklerinin korunması, siyasi ve kültür haklarının elde edilmesi uğruna harcadı.
Aynı gün idam edilen Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, Türkmen Kardaşlık Ocağı’nın uzun yıllar başkanlığını yürüttü. Köy köy, kasaba kasaba dolaşarak Türkmenlerin sorunları ile yakından ilgilendi. Gittiği her yerde Türkmen milli davasını anlatarak insanlarımızı bilinçlendirdi.
İş adamı Adil Şerif, Türkmen milli davası uğruna maddi ve manevi büyük özverilerde bulundu. O da sevilen, sayılan ve sözü dinlenen bir insandı.
Maruz kaldığı insanlık dışı işkencelere dayanamayarak şehit olan değerli bilim adamı Dr. Rıza Demirci ise, yaptığı araştırmalarla Türkmenlerin nüfusunu ve yaşadıkları yerleşim birimlerini gündeme getirmişti. Milletine bağlı, mert ve atılgan bir insanımızdı.
Irak Türklüğünün önde gelen en büyük şahsiyetlerinin idam edilmesi, Türkmen toplumunu sonsuz bir acıya ve kedere boğmuştur. Ancak, tarih bizlere göstermiştir ki, milli davalar, ancak o dava uğruna ölümü göze alanların varlığı sayesinde kazanılabilir. Büyük Türk yazar ve şairi Mithat Cemal Kuntay’ın bir şiirinde dediği gibi “Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Değerli liderlerimizden Dr. Necdet Koçak, idamından birkaç saat önce, ailesine ve dava arkadaşlarına hitaben şunları söylemişti:
“Arkadaşlar, ağaç budandıkça yeşerir. Sizden ricam davayı bırakmayın ve sürdürmeye devam edin. Ben şu anda her zamankinden daha huzurluyum. Allah’ımın huzuruna gönül rahatlığıyla çıkıyorum. Bayrağı size teslim ediyorum. Bu bayrağı şerefle taşıyacağınızdan eminim. Doğruluktan ve Allah’ın yolundan asla şaşmayın. Allah’a emanet olunuz.”
Liderlerimizin bize devrettiği bayrağı şerefle taşıyoruz. Bu yüce insanları rahmet ve şükranla anıyoruz. Türkmen toplumu, onları asla unutmayacaktır.
Ruhları şad olsun.
Dr. Hicran Kazancı
Irak Türkmen Cephesi
Türkiye Temsilcisi