
İdris Naim Şahin, “Çok onur duyduğum görevimi sizlere emanet ediyorum. Bu vatanın sevdalısı olarak emrindeyim emrinde olmaya devam edeceğim. İsteyen benim performansımı istediği gibi değerlendirebilir, tartışabilir. Fakat benim için aslolan benim amirlerim konumundaki Sayın Başbakanımız, Cumhurbaşkanımızdır ve onlarla birlikte aziz milletimdir. Ayrıldık gidiyoruz. Herkes ayrılacak. İnşaallah siz de benim gibi 18 ayda 20 günde değil gönlünüzün arzu ettiği zamanda ayrılırsınız.” dedi.
Şahin, konuşmasında terör sorununa da değinerek, “Bu ülkede bölücü terör örgütünün siyasal ve sosyal uzantıları, sivil uzantıları da kendi ölçülerinde, demokrasinin ve hukukun avantajlarından yararlanarak söylemler ve eylemler ortaya koymuşlardır, koymaktadırlar. Hatta bu söylemler o kadar ileriye gitmiştir ki, bu devletin onurlu hükumetine diz çöktürme, onun Sayın başbakanı’na diz çöktürme ifadesi, densizliği bu ülkede söylenmiştir, söylenebilmiştir” şeklinde konuştu.
İdris Naim Şahin, İçişleri Bakanlığı’nda düzenlenen törenle görevi yeni İçişleri Bakanı Muammer Güler’e devretti. Şahin törene yaptığı konuşmasında, “Büyük bir onur ve gönül huzuru ile Sayın bakanımıza nöbeti devretmek durumundayım. Öncelikle Bakanlığımıza asırlarca hizmet eden geçmişteki tüm bakanlarımıza teşekkür ediyorum. Bu bakanlıkta milletimize hizmet için yıllar boyu fedakarca hizmet etmiş olan, başta mülki amir arkadaşlarımız olmak üzere, bakanlığımızın tüm personeline yine çok çok teşekkür ediyorum. Hayata olmayanlara rahmet, hayatta olanlara da sağlık diliyorum” dedi.
İçişleri Bakanlığının devlet var oldukça ilelebed varlığını koruyacağını, görevini de karalılıkla milletin beklentileri doğrultusunda yürüteceklerini belirten Şahin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devletimiz ve Bakanlığımız kalıcıdır ama bu bakanlıkta çalışan, bizler şüphesiz zamanla sınırlı görevlerin insanlarıyız. Gelişimiz ne kadar normal ise gidişimizde o kadar çok normal bir durumdur. İçişleri Bakanlığı görevine başta beni takdir edip görevi veren Sayın Başbakanımız’a ve Sayın Cumhurbaşkanımız’a bu vesile ile çok samimi duygularla teşekkür etmek istiyorum. Bu tören bana bu fırsatı verdi. Bundan dolayıda mutluyum. Yine Sayın Bakanımıza bu görevi tevdi eden, taktir ve tensifleri ifade eden, Sayın Başbakanımız’a Cumhurbaşkanımız’a da minnet ve saygılarımı ifade ediyorum. Sayın Bakanımız’ın bakanlığımız mensubu olması ve biraz önce bakanlığa girerken, kendisinin ifadesi ile 41 sene önce bir meslek memuru olarak bu bakanlığın kapılarından içeriye adımını attıktan sonra, 41 yıl sonrasında Bakan olarak bu göreve gelmiş olması bakanlığımız adına bizim için özel bir şanstır, kazanımdır. Ülkemiz adına da, bakanlığımızın ülke hizmeti adına da yine son derece önem verdiğimiz bir husustur ve bizim için bir güven ve mutluluk kaynağıdır. Sayın Bakanımız’a hayırlı olmasını ve başarılar diliyorum. .”
“BİR DEĞİL İKİ AYAĞI YERDEN KESİLEREK O YEMİNİ YAPMIŞ OLANLAR VAR MIDIR, YOK MUDUR?”
Şahin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan milletvekilliği yeminin hatırlatarak şunları kaydetti: “Sayın Bakanımız ve ben siyaset gömleğini üzerinde taşıyan kişileriz. Siyasi kimlikli insanlarız. Milletimiz iradesiyle, demokrasinin işlemesinde görev almış kişileriz. Aldığımız görev, seçildiğimiz görev milletvekilliğidir. Milletvekili olarak hepimizin ilk işi bu bakanlığın karşında bulunan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, huzurunda yemin etmektir. O yeminin ilk cümlesinde, devletin varlığını ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma ve koruyacağımıza yemin etmiş kişileriz. O yemini Genel Kurul’da, kürsüde kalan bir yemin değildir ve olmamalıdır. Ama o yemini şeklen yapıp, bir değil iki ayağı yerden kesilerek o yemini yapmış olanlar var mıdır, yok mudur? Araştırmaya değer. Fakat o yemin bakanlığı da bağlar, bakanlık görevini de bağlar. Bizim bakanlıktaki anlayışımız; devletimizin varlığını ve bağımsızlığına korumaya, milletimizin birliği ve bütünlüğünü sağlamaya ve milli egemenliği hakim kılmaya yönelik bir anlayış içinde gerçekleşmiştir. Fil hakika bu yemin esas itibari ile İçişleri Bakanlığı’nın Anayasa’da ve kendi görev yasalarında tanımlanan görevinin bir değişik ifadesidir.”
“HÜKÜMETİN DİZ ÇÖKMESİ DEĞİL, O DİZ ÇÖKME DENSİZLİĞİNİ GÖSTERENLERİN HADDİNİ BİLDİRMEKTİR”
Şahin konuşmasında terör sorununda değinerek, “Özellikle ülkemizin 30 yılı aşkın süredir bir problemi olan, bölücü terör örgütü ve örgütleri ile mücadelede birlikte omuz omuza görev yaptığımız silahlı kuvvetlerimizin bütün mensuplarına ve unsurlarına şahsım ve milletim adına çok büyük teşekkür etmek istiyorum” dedi şöyle devam etti: “Bu ülkede bölücü terör örgütünün siyasal ve sosyal uzantıları, sivil uzantıları da kendi ölçülerinde, demokrasinin ve hukukun avantajlarından yararlanarak söylemler ve eylemler ortaya koymuşlardır, koymaktadırlar. Hatta bu söylemler o kadar ileriye gitmiştir ki, bu devletin onurlu hükumetine diz çöktürme, onun Sayın başbakanı’na diz çöktürme ifadesi, densizliği bu ülkede söylenmiştir, söylenebilmiştir. Bu bakanlığın ve devletin güvenlik güçlerinin görevi devletin ve hükumetin diz çökmesi değil, o diz çökme densizliğini gösterenlerin haddini bildirmektir. Bu konuda bakanlığımız ve güvenlik güçlerimiz üzerine düşeni onurla yapmışlardır, yapmaya da devam edeceklerdir. Siz ve biz birilerini kıskandıracak şekilde zaman zaman bir araya geleceğiz. İsteyen benim bakanlığım performansını istediği gibi tartışır.”
“BENİM İÇİN ASLOLAN SAYIN BAŞBAKANIMIZ, CUMHURBAŞKANIMIZDIR VE ONLARLA BİRLİKTE AZİZ MİLLETİMDİR”
Şahin konuşmasının sonunda, “İsteyen benim performansımı istediği gibi değerlendirebilir, tartışabilir. Benim için önemli olan Fakat benim için aslolan benim amirlerim konumundaki Sayın Başbakanımız, Cumhurbaşkanımızdır ve onlarla birlikte aziz milletimdir” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok onur duyduğum görevimi sizlere emanet ediyorum. Bu vatanın sevdalısı olarak emrindeyim emrinde olmaya devam edeceğim. İsteyen benim performansımı istediği gibi değerlendirebilir, tartışabilir. Fakat benim için aslolan benim amirlerim konumundaki Sayın Başbakanımız, Cumhurbaşkanımızdır ve onlarla birlikte aziz milletimdir. Benim için büyük karnem onların teveccühüdür. Ne söylerse, başım üzerinedir, gözüm üzerinedir. Ayrıldık gidiyoruz. Herkes ayrılacak. İnşaallah siz de benim gibi 18 ayda 20 günde değil gönlünüzün arzu ettiği zamanda ayrılırsınız. Ayrılırken alnım ak başım dik, içim huzurludur. Yolunuz bahtınız açık olsun, devletimiz gök kubbe durduğu müddetçe yaşasın. Göz dikenlerin karşısında da bizim yaptığımız gibi gereğini yapsın.”
Şahin ardından Güler’e, “Söz de sizin icratta” diyerek görevini devretti.