Sportif Direktör ve Teknik Sorumlumuz Aykut Kocaman, takımının ve kendisinin son dönemlerde yaşadıklarını anlatıp yorumladıktan sonra, ligin ikinci yarısı için umutlu mesajlar verdi.
Fenerbahçemizin devam eden Antalya kampında, bugün yapılan sabah antrenmanı sonrası basın mensuplarıyla bir sohbet toplantısı düzenleyen Aykut Kocaman, istifa kararını niçin aldığını ve kararından neden döndüğünü açıkladı.
Takımın, şampiyon olduğu dönemdeki gibi 17’de 16 yapma iradesine sahip olduğunu söyleyen Kocaman, ligdeki şampiyonluk yarışının son maça kadar nefes nefese geçeceğini söyledi. Kocaman, transfer hakkında da bilgiler verdi
Kupa maçları, lige hazırlık olacak
Basın mensuplarının yakınması üzerine güven unsurunun önemine dikkat çekerek sözlerine başlayan Aykut Kocaman, “Birbirimize güvenmeye başladığımız zaman her yer güzel olur. Ama güven unsuru artık maalesef kalmadı. Bence artarak devam edecek. Ne yaparsan ne yap kazan, nasıl olursa olsun kazan zihniyeti var. Böyle yaşamaya biraz daha şiddetlenerek yaşamaya devam edeceğiz” dedikten sonra Bate Borisov maçıyla ilgili olarak “Avrupa Ligi için önümüzde 1.5 aya yakın bir süre var. Dosyası önümde. Ama zihinsel olarak bizi sıkıntıya sokan lig oldu. Biraz daha lige ağırlık vermek zorundayız. İki tane kupa maçı var önümde ama kupa maçlarını da Elazığ maçı ve sonrasındaki lig maçlarına hazırlık olarak değerlendirmeye çalışacağım. 3 kulvarda da iddialıyız ama asıl önem vermemiz gereken esas yer Elazığ maçı” diye konuştu.
27 Puanı izah edemeyiz
İlk yarı hedeflerinin tutmadığını belirten Kocaman, “Benim hedefim Avrupa’da gruptan çıkmak kupada gruplara kalmak ligde de 1 maçlık averajdı, 1 maç önde olabiliriz geride olabiliriz rakibimizden. Eğer bunu yapabilirsek o zaman ikinci yarıda ilk yarıdaki performansımızın daha da üstüne çıkabileceğini düşünüyor ve hesaplıyordum. Benim tahminde yanılgı oldu. 1 maç 1.5 maça çıktı. Ben aslında bunu beklemiyordum. Puan olarak hem bizim kalitemizin ve gücümüzün çok altında kaldık. Hem de Fenerbahçe’nin genel ortalamasının çok altında kaldık. 1 maçlık öngörüm 1.5 maça çıkmış oldu ama avantajımız, rakiplerimizin puan averajını yukarı çekememeleri bizim için avantaj oldu. 27 puan yetersiz. 27 puanı Fenerbahçe için anlatacak kelime yok. Fenerbahçe’nin teknik direktörü anlatamaz, anlatmaya çalışsa da yanlış olur. Tabii ki olağanüstü durumlar. Biz bu sene zaman zaman olağanüstü durumlar yaşadık. Ama çok olağanüstü bir durum da yaşamadık. Her şeye rağmen Galatasaray ve Karabük maçı elimizde ve cebimizdeydi. Bu maçlarda düşündüğümüze yakın puanları yakalayabilseydik tam benim düşündüğüm gibi olacaktı. O zaman 30-31 puan anlatılabilir bir puandı. Ama 27 puan olduğu zaman anlatacak bir şey yok. Bunu ben de oyuncular da üzerimize düşeni sorumlular olarak olumsuz anlamda almak zorundaydık. Ben de bunu yaptım zaten esası bu.İlk yarıda toplanacak 51 puan var derseniz o zaman bütün rakipleri hiçe saymış oluyorsunuz. Böyle bir şey yok. 51 puan ortada bir puan, maksimum almaktır Fenerbahçe için hedef. 51 puanın tamamını alamadığımız için başarısız dediğiniz anda kendimizi yüceltirken diğer rakiplerimizi küçültürüz ki; doğru bir bakış açısı olmaz. Fenerbahçe ve Galatasaray Avrupa’da iyi ve doğru bir şekilde gidiyorlar. Zihinsel olarak burada parçalanma oldu. Üst düzey takımların hemen hepsi yaşıyorlar. Kayıplar olması normal ama her iki takım için de beklenenden daha fazla puan kayıpları oldu. Ligde durum Galatasaray için daha sağlıklı gözüküyor. Ama biz en öndeki rakipten 5 puan geride kaldık. 27 puanın ligdeki averaj açısından doğru olmadığını düşünüyorum” diye konuştu.
Ligin durumu Avrupa’ya bağlı
Ligin ikinci yarısı hakkında ise Kocaman, “Lig açısından rakiplerin birbirine yakın puanda olmaları sağlıklı bir durum. Böyle devam eder mi? Galatasaray ve Fenerbahçe için Avrupa’daki serüveniyle doğru orantılı geçecek. Avrupa’da ilk turlarda sıkıntılı olursa her iki takım da lige doğru çok daha büyük motivasyonla yönelecek. İlk yarıdaki puan kayıplarının biraz daha azalması söz konusu. Ama şunu bizim takım dışındaki takımlar için söylüyorum. Takımların bir anda güç kaybına uğramaları çok kolay olabiliyor. Mali nedenlerden dolayı güç kaybına uğruyor. Rakiplerinden puan alma ihtimalleri yüksek. Ligimiz öyle bir lig ki Türkiye öyle bir ülke ki bir gün sonrasını tahmin etmek çok zor. Ama bence takım gücü açısından puan kayıpları açısından aynı şekilde sürecek gibi. Anlık ve haftalık çözülmeler bütün takımların önünü açabilir” dedi.
Zihinsel parçalanma oluyor
Deplasmanlardaki olumsuz sonuçlar hakkında ise Kocaman, “Deplasmanda alınan sonuçlarla ilgili şu yüzden demek bana aykırı. Şu yüzden diye bir şey yok. Birçok neden bir araya geliyor. Sonuçlar ortaya çıkıyor. Deplasmanda alınan kötü sonuçlara ben hep dönemsel diyorum. Hangisiyle eşleştireceğiz. Avrupa’da oynadıklarımızla mı eşleştireceğiz gruplarda 3 maç oynadık 3’ünü de kazandık. Spartak ve Vaslui maçlarını da sayarsak 5 maçtan 4 tanesini kazanmasını başardık. Hangisi doğru? Ligde neden böyle oluyor? Nedenlerden bir tanesi küçük zihinsel parçalanma var. Bir taraftan Avrupa’yı bir taraftan ligi yürütme çok kolay bir şey değil” diye konuştu.
G.Antep maçı bizim için belirleyici olacak
Oyuncularını Avrupa Ligi’nin ligden dana önemli olduğuna dair bir düşünceye itmediğini söyleyen Aykut Kocaman, “Ne ben oraya doğru ittim ne de oyunculardan böyle bir şey oldu. Takım olarak bazen doğal olarak bu yola girerseniz. Girdiğimiz yol o şekilde gitti. Kendimizi orada tarif ettik. Çünkü bir takım problemler yaşadık sezon başında. İlk çıkış maçımız Borusia M’Gladbach maçı oldu. Bu maçın arkasını getirmeyi başardık. Avrupa Ligi’nde yüksek bir motivasyon oldu. Bu bir gerçek. Lige de konsantremizi verdik ama ligde bir şeyler doğru gitmedi. Doğru gitmeyenlerin başında lige yoğunlaşmada biraz geride kaldık. Tam yoğunlaşmamızı artırdığımız dönemde Eskişehir maçı ve yenmeye yakın olduğumuz maçta 25. Dakikada 10 kişi kaldık. Bir deplasman böyle gitti. Kayseri maçında kaybetmeye ne kadar yakınsak kazanmaya da o kadar yakındık. İki takımın da net pozisyonları vardı. Bunu dönemsel tarif ediyorum. Kesinlikle dönemsel. İkinci yarıda G.Antep maçı bizim için belirleyici olacak. G.Antep maçıyla beraber tam tersine çevirebileceğimizi düşünüyorum. Bu gücü de takımda görüyorum. İrade en önemli şey. Bunu ne kadar koruyacağımız çok önemli” dedi.
Kalitesi yüksek bir takımız
Lige daha fazla yoğunlaşmayı hedeflediklerini belirten Kocaman, “Lige daha fazla yoğunlaşacağız. Lige daha fazla yoğunlaştığımız anda deplasmanlarda istediğimiz sonuçları alacağız. Deplasmanlar zor, kolay değil. Bizim de handikaplarımız var. Dışsal handikaplar var. Bu konuya girmek istemiyorum. Ama tüm bunların üstesinden geleceğiz. Biraz daha lige yoğunlaşmaya ihtiyacımız var. Takım kapasitesi, oyun gücü bu değil. 27 puan değil. Kasımpaşa maçında 6 maçta 9 puandık. Sonraki 11 maçta son iki maç da dahil 18 puan. Son iki maça kadar puan ortalamasını 2’ye çıkarmıştık. Son 2 maça gelene kadar takım şunu gösterdi; kalitesi yüksek bir takımız. Ama bunu toparlayacak yaşadığı sarsıntılardan etkilenmeyecek hale getirmek. Biz yaşadığımız sarsıntılardan çok kolay etkileniyoruz” dedi.
En büyük transferimiz, iç barış olacak
Transfer konusundaki sorular karşısında sözlerine, “Bizim en büyük transferimiz iç barış olacaktır. Fenerbahçe’nin bünyesinde gözüken o kaynaşmada sıkıntı var. İç barışa ihtiyacımız var. En büyük transferimiz bu olur. Fenerbahçe ailesini oluşturan bireylerin ortak bir hedef belirleyip bu hedefe doğru koşma iradesi ve gücü en büyük transferimiz olur. Eğer bunu başarabilirsek ben takımın gücünün çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Bu konuda hala aynı fikirdeyim. Kavga yok, ama gözüken bir kaynama var Fenerbahçe’de. Bu kaynamayı durdurursak en büyük transfer olur. En büyük görev bize düşüyor. Bunu durduracak dindirecek olan saha sonuçları saha sonuçlarını getirecek takım. İyi çalışıyorlar. İyi sonuçlar geldiği zaman sürükleyicinin biz olacağımızın farkındayız” cümleleriyle başlayan Kocaman detaylar hakkında ise;
Skor yaratabilecek bir oyuncu alırsak bizim için iç açıcı olur
“Sezon boyunca sürekli oyuncu izliyoruz. Ben de başta olmak üzere sürekli maç izliyoruz. Kafamızda birçok isim var, belirlediğimiz de birkaç tane isim var. Takımın özellikle skor yükünü Sow ve Kuyt’un üzerinden biraz daha alacak hem asistlerle hem de zaman zaman ihtiyaç duyduğumuz anda skor yapabilecek bir oyuncu daha alabilirsek bizim için iç açıcı olabilir diye düşünüyorum. Ana transferimiz biraz daha skora katkı sağlayacak bir oyuncu olacak. Yobo’nun kalması bizi çok rahat ettirir. Stoper mevkiine transfer yapılması bizim çalıştığımız yerlerden bir tanesiydi. Yobo’nun olmaması ihtimaline karşılık arayışlarımız vardı. Ara transfer çok zor transferdir. Bir kulüpten oyuncu almak iradesi dışında çok kolay değil, istediğin oyuncuya ulaşmak çok kolay olmuyor. Belki 1 oyuncu gerekirse bir yan oyuncu daha olabilir. Sivas maçı çok güzel bir örnekti. Oyuna giren iki güçlü bir oyuncu bir anda oyunun seyrini değiştirebiliyor. Ana oyuncuyla demek istediğim ana kadroya girebilecek bir oyuncu zaman zaman da oyunun tıkandığı yerlerde oyuna sürdüğümüz anda oyunun şeklini değiştirecek güçlü oyuncuya ihtiyacımız var. Bu konuda biraz sıkıntılarımız var. Ana oyuncu profili kadroya katmak istediğimiz oyuncu profilimiz hem asistle hem de golle Moussa ve Kuyt’a biraz daha yardım edecek bir oyuncu bizim çok önümüzü açar gibi gözüküyor” diye konuştu.
Eskişehir maçında futbolcular sahaya dönmemeyi düşündü
Basın mensuplarının 2 yıl önce olduğu gibi bu sene de 17’de 16’nın yakalanıp yakalanmayacağını sorması üzerine Kocaman, “Bence olur. 2 sene önceki gibi geçmişte yaşamanın anlamı yok. Kasımpaşa maçından sonra takımın oyuna dönüşü iyiydi. Son 2 maça kadar, son iki maç dengeleri bozdu. Bir Antalya mağlubiyeti vardı, o da normal. Saracoğlu’nda oynadığımız Borusia M’Gladbach maçını saymıyorum. M’Gladbach maçı bizim tarihimizdeki en güzel maçlardan bir tanesi. Son maçımızda liderliğimiz garantiydi, gruptan çıkmamız garantiydi. Çok güzel bir maçtı. Skor hiç umurumda bile değildi. Antrenör bakışı açısından baktığı zaman o maç çok güzel bir test maçıydı bizim için. Kasımpaşa maçından Galatasaray maçına kadar son derece normalleşme, yukarı doğru çıkma süreciydi takım açısından. Eskişehir maçında oyuncular sahaya çıkmamayı konuştular, çünkü Fenerbahçe’ye karşı çok net gözüken bir eylem vardı. Sahaya çıkmamayı bile düşündüler. Eskişehir maçı bizim esas dalgalandığımız maçtı. Bize karşı bir eylem olduğunu görüyorsun. Zihinlerimizin sahadan saha dışına kaydığı bir maçtı, bizi olumsuz anlamda etkiledi. Galatasaray maçıyla beraber bu süreci pekiştireceğimiz maçtı ama mağlup ayrıldık. Karabük maçı çok önemliydi lider ile aramızdaki 3 puanı tutmak açısından. Ama Karabük maçı sıkıntıların başlangıcı olarak gözüküyor. Kasımpaşa maçından sonraki süreç doğru bir süreçti, oyuncu grubu açısından doğru gitti. Bu dönemi Malatya maçıyla eşleştirmeyeceğiz. Bu dönemdeki takımın genel karakteristik yapısı yakaladığı andan itibaren arka arkaya çok sert maçları üst üste oynayabilecek oyuncu kalitesine sahip bir takım. Yeni Malatya maçındaki takım, (Şampiyon olduğumuz dönem), bu takımın yanında skor üretme açısından daha nitelikli bir takımdı o takım. Bu takım, o takımın yanında bu anlamda biraz sıkıntı olabilir. Ama bu takım da o takıma göre irade açısından daha yüksek bir irade koyacak bir takım olarak gözüküyor. Bu ivmeyi yakalayıp tekerleği yürütüp hızlandırmamız gerekiyor. Bu kamp buna uygun olacak” diye konuştu.
Çok kolay cezalandırılıyoruz
Fenerbahçe’ye karşı saha dışındaki sıkıntılara dikkat çeken Kocaman,“Eskişehir maçıyla biraz saha dışına zihinsel olarak kaydık. Avrupa Ligi biraz daha kendiliğinden önem kazandı. Avrupa Ligi’ne doğru bir yoğunlaşma oldu. Nasıl olsa ligde toparlarız duygusu insanların zihninde saklı kalıyor. Bunu çeviremiyorsun kolay kolay. Aynı şeyi rakibimiz de yaşıyor. Avrupa’da büyük kulüpler de bunu yaşıyor. Bir ayrışma da burada yaşandı. Nedenlerinden bir tanesi de saha dışında sıkıntılarımızın olduğunu hissediyoruz. Standart olmadığı gibi bizim aleyhimize döndü. Çok kolay cezalandırılıyoruz. Bu bizi benim için de oyuncular için de geçerli biraz daha mazeret üretmeye doğru götürdü. Ama toparlayacağız. Tamamen sahaya döneceğiz. Başkanın da kendini göstermesiyle beraber bizim asli görevimiz olan sahanın içine dönme olayını yakalayacağız. İşlerimiz biraz daha kolaylaşacak” diye konuştu.
Rapor yazarken hata olmaz
“İstifa etmeniz bir hata mıydı?” sorusu karşısında ise Kocaman, “Sezon sonunda hesaplaşmasını yaparım. Birisinin sorumluluk alması gerekirdi ve ben bu sorumluluğu aldım. İki nedeni vardı. Anlatacağım bir durum yoktu, o sorumluğu üzerime aldım. İkinci nedeni de açıkçası Eskişehir ve G.Saray maçı da buna da örnek. Bunları tarif edemiyorum, anlayamıyorum. Aslında burada güç kaybına uğradım. Kırmızı kart görüyor oyuncum. Olabilir, hakem rapor yazıyor. Başka bir oyuncu çıkıyor o söylemedi ben söyledim diyor. Veysel’e teşekkür etme, boynumuzun borcu. O söylemese söyleyemeyebilirdi demek ki vicdani sorumluluk hissetti en doğrusunu yaptı. Oyuncumuz 2 maç cezalandırıyor. Benim tepkim asıl buraya. Hakem yalan rapor yazıyor. Söyledi diye yalan rapor yazıyor. Burayı tarif edemiyorum, anlamlandıramıyorum. Hakem hata yapabilir, şikayet ediyoruz ama bir saat sonra anlık karar veriyor, hakem hata yapabilir diyoruz. Ama hakem oturuyor sağlıklı bir şekilde düşünürken rapor yazıyor. Başka bir hakem emin olmadığım için söylemiyorum rapor değişti deniyor. Hakem yazdığı raporda tükürdü diyor, görülüyor ki tükürmemiş. Burada da yalan bir rapor var. Bu yalanlar Fenerbahçe’ye çok rahat yapılmaya baylardı. Oyunculara karşı sorumluğum var. Onlara bir şey anlatmam lazım. Neyi anlatacağım? Güçsüzlüğü, çaresizliği nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Burası çok gerçekten önemli. Hatalar zaten yapılıyor futbolda. Lehimize de yapılıyor. Ama rapor yazarken yanlış şeyleri yazmak başka bir şey. Karabük mağlubiyetinin ardından birisinin sorumluluğu üzerine alması gerektiğini düşündüm. Ben her zaman böyle davrandım. Sorumluluğu almak gerekiyordu ve ben üzerime aldım. İkinci tarafı o geceden. Fenerbahçe Ailesi’nin büyük bölümünün beraber olma arzusu, benim de açıkçası yarım bırakmama isteğim geri dönmemde etkili oldu. Evet o gücü kazandım. Bunu sürdürmek önemli. Bunu sürdürebilmek için büyük bir irade göstereceğim oyuncularla beraber. Kazanılmış güvenoyunu tutmak lazım. Bu güvenoyunu verdi Fenerbahçe Ailesi. Bunu sürdürebilir hale getirmek bizim elimizde, top bizim ayağımızda.. Bunu sürdürmek için çaba göstereceğiz” diye konuştu.
27 Puanın sorumluluğunu üzerime aldım
Taraftarın kendisini istifaya çağırmasıyla ilgili olarak ise Kocaman, “Orası çok önemli değildi taraftarın istifaya çağırması. Karabük maçından önceki bir organizasyon olduğu bir gerçek.Fenerbahçe kaybetmeyi seven bir takım değil, taraftar da kaybetmeyi istemez. O maçta bir reaksiyon gösterilmesini anlayabiliyorum. Ama öncekilerde bir organizasyon olduğunu biliyordum, görüyordum hissediyordum. Ama beni esas aşağıya çeken biraz önce anlatmaya çalıştığım olaylara son iki maçta alınan mağlubiyet de binince 27 puanın sorumluluğunun alınması gerekiyordu. Ben de sorumluluğu üzerime aldım. Beni kıran iki nedeni açıkladım, bir daha böyle bir şeyin olacağını düşünmüyorum. Öyle olacağını düşünsem burada oturmamın da olmaz. Hayatın geleceği ile ilgili nelerle karşılayacağımızı bilmiyoruz. Bütün isteğimiz bütün irademiz bundan sonra böyle bir ortam olmaması için olacak. Böyle bir ortamı yaratmamaya çalışacağız” ifadelerini kullandı
Şampiyonluk yarışı son ana kadar gider
Oynamayan oyuncuların küskünlükleri hakkında ise Kocaman, “Oradaki reaksiyonun ne olacağını bilmiyorum. Şimdiden ona uygun bir şey söylemenin anlamsız olduğunu söylemeye çalışıyorum. Bizim takımda her olay çok boyutlu olarak ele alınıyor. Her oynamayan oyuncu oynamadığı zaman mutsuz olur bu çok doğal. Ama bizim takımda çok fazla değerlendiriliyor. Oyuncular medya tarafından da küskün olduğu sürece öne çıkarıldıkları gördükleri andan itibaren daha fazla küskün kalmaya çalışıyor. Küskünlükleri daha fazla artıyor. Tersine başladı zincir, bunu çevirme imkanı yok” dedikten sonra, Serdar Kesimal’ın oynamamasıyla ilgili bir soruya ise “Hepsi milli takım oyuncusu. Yobo, Egemen, Bekir de milli takım oyuncusu ne yapayım? Hepsini bir arada oynatmam ne benim ne de başka bir antrenörün elinde değil. Bu takımlarda özellikle her oyuncu milli takım oyuncusu. Salih’i de saydığımız zaman 15 tane oyuncumuz milli takım oyuncusu. Bunu çözme ihtimali yok. Bu sürekli öne çıkarıldığı zaman bu küskün, bu formsuz diye… Birileri formsuz olacak diğeri oynayacak. Burada esas amacımız var olan gücümüzü ortaya çıkarmak. Biraz güç kaybına uğradık ama gücümüzü ortaya çıkarmak hedefimiz. Oyuncular bunun farkında olarak gözüküyor. Oyuncular farkında olduğu zaman bu yumruk hali ortaya çıkıyor. Bu yumruk hali ortaya çıktığı zaman da kıyasıya mücadele ederiz. Şampiyonluk yarışı da son ana kadar nefes nefese gider” diye konuştu.
Sistemde oynama olmayacak
Takımın oyun düzenin aynı şekilde süreceğini belirten Kocaman, “Oyun düzeni aynen devam edecek. Bu düzenle oynamanın, değiştirmenin de bir anlamı yok. Sistemde oynama olmayacak. Oyuncu profilinde değişiklik oldu. Düzeni değiştirmenin mantığı da yok. Sistemle ilgili bir saplantım yok. Benim esas düşüncem takım kimyasını oluşturmak, birbirine uyumlu tüm oyuncuların taşın altına elini soktuğu bir takım oluşturmak. Önyargım da saplantım da yok. Düzenimiz var. Bu takımın 8-10 yıldır yerleşimle ilgili sabit bir düzeni var. Defansif anlamda skor üstünlüğünü ele aldığımızda zaman zaman defansif 4-3-3’e cevirdim takımı. Defansif anlamda çok verim almadım. Onun dışında köklü bir değişikliğe gitmedim, gitmeye de niyetim de yok; doğru da değil de zaten. Oturmuş bir düzenimiz var. Ufak hamlelerle oyuncu profilini değiştirmek daha mantıklı. Yapmaya çalıştığım da bu. Biz sahaya 4-2-3-1 sistemiyle çıkacağız. Fenerbahçe uzun yıllardır böyle oynuyor. Bu şekilde devam edeceğiz. Sadece ufak ufak oyuncu profilinde değişiklikler yapacağız”şeklinde ifadeler kullandı.
Kampın sonunda değerlendirme yapacağım
Özgür Çek ve Henri Bienvenu’ye kulüp bulmalarını söylediklerini bildiren Kocaman, “Genç oyuncularımız altyapıya dönecek, havayı tatsın diye aldığımız 4 oyuncu. Kalecilerin dışında 23 oyuncumuz vardı, 21’e indi. Kampın sonunda bir değerlendirme daha yapacağım.Transfer kamp bitene kadar olmaz. Çok kolay değil. Buraya almak istediğimiz oyuncu kulübünde oynayan oyuncu. Oynayan oyuncuyu çekip çıkartmak kolay değil” dedi.
Hazır olan oyuncu oynar
Hazır olar oyuncunun takıma gireceğini söyleyen Kocaman, “Oyunculuk zor bir iş; inişleri, çıkışları var. Krasiç iyi çalışıyor. Bunun ne kadar verimli olacağını hazırlık maçları ve kupa maçlarında bir gözlemleyeceğiz. Çıkış yaparsa yol alır gider. Beklediğimiz olmazsa daha hazır olan oyuncuya yöneliriz. Bu saatten sonra lige daha fazla yoğunluk vereceğiz. İlk yarıdaki puan kayıplarını telafi etmek için 40 puanın üzerine çıkmamız gerekiyor. Şampiyon olmak istiyorsak böyle olmalı. Hazır olan oyuncuları kavganın içine girmeye çalışan oyuncuların önünü açmaya çalışacağım” dedi.
Eşofman mı takım elbise mi?
Bir soru üzerine, Alex’le ilgili sezon sonunda her türlü muhasebeyi çok açık yüreklilikle yapacağını belirten Kocaman, eşofmanla maçlara çıkması hakkında ise “İnsanların niteliği değil içeriği önemli, birisi elbiseyle tanımlar kendini birisi eşofmanla tanımlar. Benim eşofmanla çıkmamın nedeni, Fenerium ürünleri taşıyorum. Fenerium ürünlerini taşımaktan gurur duyuyorum. Dışarıdaki soyunma odalarında oyuncularım arasında üzerimi çıkarmak istemediğim için deplasmanlarda takım elbise giyiyorum. Ne takım elbise yüceltir ne ede eşofman küçültür. İnsanların beyni ve davranışları çok önemli. Yüzü gülüyor yüzü gülmüyor bu kadar pespaye şey olmaz. Kendi kendimizi küçültüyoruz” diye konuştu.
Emenike transferi kolay değil
Türk futbolcusunun kabiliyetli olduğunu ancak fizik gücünü biraz daha yukarı çekmesi gerektiğini söyleyen Kocaman, Emenike transferi söylentileri hakkında ise “Kolay bir transfer olmayacak. Olması için uğraşacağız. Sow’u transfer ettğimizde Süper Final için transfer ettik demiştim. Ama Süper Final’in ilk maçında sakatlandı. Yarım puanla şampiyonluğu kaybettik. Oyuncu gelir mi gelmez mi bilmiyorum ama zor bir transfer” diyerek sözlerini tamamladı.