MHP 10. Olağan Büyük Kurultayı bir demokrasi şöleni olarak sonuçlandı.
“Ülkücü İrade” durumu değerlendirdi şaşmaz “akıl terazisinde” tarttı ve bir kez daha“Devlet Bahçeli” dedi.
Ülkücü Hareketi korkutan, yıllardır özenle kurgulanmış bölünmeye/ayrışmaya yolaçacak olan plan bozulmuş, beklenen/istenen kardeş kavgası yaratılamamıştır.
Allah’a şükürler olsun ki Ülkücüleri birbirine hasım yapacak kayda değer birgelişme yaşanmamıştır.
Rekabet oldu ama kavga olmadı.
Heyecan doruktaydı ama saygı sevgi hâkimdi.
Farklı görüşler/taraflar vardı ama birlik ve davaya bağlılık iradesi öncelik aldı.
Kargaşa/bozgun/kavga/şer isteyen/bekleyen/teşvik eden vardı ama Allah’a şükürler olsun ki buna izin vermeyen, her türlü oyunu bozacak feraset sahibi Ülkücü İrade salonda ve salon dışında kurultaya hâkimdi.
Başta değerli Genel Başkan adaylarımız olmak üzere bütün taraftarlar dünyaya örnek olan, imrenilecek bir sağduyu gösterdi ve örnek bir demokrasi dersi verdi.
Aylar önce yazdığım gibi kurultayımız “Türk Ülkücülerinin demokrasi şöleni oldu ve Ülkücü İradenin muhteşem zaferi” ile sonuçlandı.*
Türklük düşmanları bir kez daha hüsrana uğradı.
Sonucun milletimize ve hareketimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Biz “Milliyetçi Hareketin” hemen her kararını “Ülkücü İradenin emridir” diye saygıyla karşılarız.
10. Büyük Kurultayımızın sonucunu da bu şekilde kabul ettiğim için kurultayımız “Ülkücü iradenin zaferi ile sonuçlandı” dedim.
Dedim/dedik demesine de acaba “Ülkücü iradenin” ne olduğunu ya da ne olmadığını biliyor muyuz ve bu iradeye uyuyor muyuz?
Ülkü/ideal, “hayal/hayallerimiz” demektir ve “ülkü” kavramının en basit tanımı budur.
“Ülkücü İrade” ise bu hayali gerçekleştirme kararı/kararlılığı/inancı/azmi/gayreti ve fedakârlığıdır.
“Ülkücü” de bu iradeyi/kararlılığı/fedakârlığı/çabayı ve azmi gösteren savaşçı kişidir.
Elbette burada sözünü ettiğim ülkü “Türk’ün Türklük Ülküsü” ülkücü de inandığı bu davası için binlerce şehit vermiş olan “Türk Ülkücüsüdür”
Başka bir deyişle Türk Ülkücüsü, Türk Milliyetçiliğinin zaferlerini/zaferlerini sağlayan/sağlayacak olan yılmaz savaşçıdır. İşte bu Türk Ülkücüleri, 3 Aralık 2011’de Ceyhan’da başlayan, 4 Kasım 2012’de Ankara’da sona eren kongreler sürecinde Milliyetçi Hareketin siyasi teşkilatını kimlerin yöneteceğine üç yıllığına karar verdi.
4 Kasım günü “Ülkücü İrade” altıncı kez “Sayın Devlet Bahçeli Genel Başkanımızdır, hareketin liderliğine devam etsin ve Allah yardımcısı olsun” dedi.
“Ülkücü İrade” dediğimiz şey 4 Kasım’da alınan bu karardır.
İster beğenelim ister beğenmeyelim herkesin bu iradeye/karara saygı duyması gerekir.
Artık Türk Milliyetçileri/Ülkücüleri, birlik ve beraberliklerini güçlendirerek Genel Başkanın etrafında kenetlenip Ülkücü disiplin ve vakur içinde yakın/uzak hedeflere yönelmelidir.
Gayet iyi biliyorum ki bu sonuç bazılarımız tarafından tepkiyle karşılanacak, öfke ile bazı kırıcı şeyler söylenecektir.
Ve kurultay sonucunu kabul eden herkes gibi bu yazıyı yazdığım için ben de sonuca duyulan öfkeden fazlasıyla nasiplenecektir. Yine biliyorum ki bu söylenecek şeyler yeni şeyler olmayacaktır. 15 yıldır söylenenler tekrar edilecek ve belki de daha da keskinleşecektir.
Bunları önlemenin mümkün olmadığını biliyorum ama yine de Ülküdaşlarıma sabır, itidal ve dikkat öneriyorum.
Küresel güçlerin bize kurduğu tuzaklara düşmemeliyiz ve kurultayımızda gösterdiğimiz sağduyuyu/basireti sürdürmeliyiz. Kurultayımızın henüz sonlanmış olmasına rağmen malum medyada/sosyal medyada olağanüstü kurultaya gitme fikrinin dillendirilmesi oldukça manidardır.
Sayın Koray Aydın’ın da “hemen değil yerel seçimlerden sonra olağanüstü kurultay konusuna bakarız” diyerek bu düşünceye yeşil ışık yakması partimizin geleceği bakımından endişe vericidir/düşündürücüdür.
Nitekim Genel Başkan adaylarımızdan Sayın Musavat Dervişoğlu’nun tv8’deyaptığı söyleşide “Kimse MHP’nin hezimeti üzerine hesap yapmasın. Biz bu hesabı bozarız” demesi endişelerimde ne kadar haklı olduğumun kanıtıdır.
Evet, biz MHP’nin başarısızlıkları üzerinden yapılacak her türlü hesabı/oyunu bozduk yine bozarız.
Türk Milliyetçileri/Türk Ülkücüleri kurultayımız Ülkücü İradenin zaferiyle sonlanmıştır ve bunu başaran bizler zaferimizi gölgelemek yerine onunla gururduymalıyız.
Artık önümüze bakmalı, iç çatışmalardan, her türlü bozguncu söylem ve eylemden süratle uzaklaşıp birlik içinde 29 Mart 2014 Yerel seçimlerine hazırlanmalıyız.
İşte 4 Kasım 2012 Kurultayımızda tecelli eden “Ülkücü İrade” bize bunu emretmektedir.
Sonraki yazımda kurultayımızın geniş bir analizini ve teknik ayrıntılarını yazacağım. Kurultayımız öncesinde/sırasında ve sonrasında yaşadıklarımı/gördüklerimi bildiklerimi anlatacağım.
Amacım dava arkadaşlarımla bildiklerimi paylaşmak ve kurultay sürecinin doğru anlaşılmasına katkı vermektir.
Güzel günler için kalın sağlıkla…
Ne Mutlu Türk’üm diyene!